Ailesi için okuldan atılmayı göze alan bir kız Hogwarts'a adapte olabilecek midir? Yoksa geçmişi yakasını bırakmayacak mıdır?
.
Sirius Black'in fanfic yazmaya aklındakiler izin vermiyor.
Bir bakın derim.
~Her zamanki halim.
Not:
İlk bölümlere ta...
satır aralarında beni yalnız bırakmayın diyorum ağlayarak. iyi okumalardd
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sbdlere bir hafta kalmıştı ve ben kütüphanede değildim. James şaka sözümün üstüne oldukça düşünmüştü. Şimdiyse ortak salonun bir köşesinde bana anlatmak için heyecandan koltuğa oturamıyordu.
Etrafımızda kimse yoktu. Ne Remus ne Sirius. James özellikle böyle bir anı kollamış olmalıydı. "James, otur da anlat artık."
James yarım yamalak oturdu. "Bak şimdi." sesi kısık çıkıyordu. "Bir iksir buldum. Seninle birlikte onu yapacağız nerede yapacağımızı daha düşünmedim." kendi kendime kaşlarını çatıp devam etti. "İksiri şampuanın içine boşaltacağız. O kısmı ben halledeceğim ama iksir kısmı sende olacak. Neyse bu iksir kurbanımız saçlarını baya baya kısaltacak. Yani 3'e vuracağız mugglelar böyle diyordu. "
Şu buzz cut denen kısalıktı yani.
"Peki," dudaklarımı yaladım. "Kime yapacağız?"
James'in dudakları kıvrıldı. Gözleri hınzır hınzır parlıyordu. "Sirius'a."
"Ne?!" bağırmamaya çalışsam da çok şaşırmıştım. "Bizi öldürür. Ayrıca senin en yakın arkadaşın değil mi?"
"Evet," normalmiş gibi kafa salladı. "İntikamımı almak istiyorum."
"Ne yaptı ki?"
"BENSİZ ŞAKA YAPTINIZ YA." sesinden irkilip geriye çekildim.
James'e de bir oda ayarlamalıydım.
"Pekala, haklısın ama bunu öğrenirse? Ustalık şampuanın kıyacaksın kin var orada? Sen, Sirius, Remus, Peter."
Az önceki halini bir kenara atıp süt dökmüş kediye döndü. Gözlerini salonda gezdirip düşündü. "Saçının derdinden sormaz bence." kendi kendisine kafasını sallayınca korkarak sordum.
"Bu iksir kalıcı mı?"
"Hayır, bir saat süresi var. Ama Sirius iki dakika kendisini yiyecek." hayal edip sırıtmaya başladı.
"Pekala, ama Sirius bende şüphelenir sürekli kütüphanede olmak zorundayım." kendi kendime düşündüm. Eğer beni şüpheli bulursa çok feci olurdu.
"Sen ortada gözükme yeter, ben ayarlayacağım haritayı hiç ona vermeyeceğim." kendi kendine konuşurken sordum.
"Ne haritası James?"
"Sen bilmiyordun değil mi?" ona fırsat vermeden konuştum. "Gizli bir şey ise söylemek zorunda değilsin."
"Saçmalama bunca zaman senden saklamamalıydım." dedi sonra cebinden bir parşömen çıkardı. "Sırf bunun için kütüphanede sabahladım. Bu zamana kadar yaptığım en iyi şey." parşömeni açtı.
"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki hayırlı bir şey düşünmüyorum." haritanın üstünde bir şeyler belirmeye başladı.
