hoş geldiniz, uzun zaman oldu aşağıyı da okumayı unutmayın.yorum yapmayı unutmazsanız çok mutlu olurum.
++
Evan'ı tek başına bırakıp, Noel için Fransa'ya gidecekti, babam gelmişti ve eve gelmiştik.
Bizi kahkahalarla gülerken bulduğunda, "İstemiyor gibi halin buysa." diye mırıldanmıştı. Evan kaşlarını çatıp gözlerini çekmişti. Normalde öyle olsa böyle yapmayacağına emindim. Babam bana bir bakış atıp gülümserken benim de gülümsemekten başka yapacak bir şeyim yoktu. Yoksa babam bir şeyler karıştırdığımızı anlardı. Daha doğrusu Evan'ın. Ve Evan'ın otuz parçaya ayrılıp bu soğukta kaynatılmasını istemezdim.
Evan'a sarılıp ayrıldığımda eve cisimlendik. Alıştığım evin salonu beni karşılarken ceketimi çıkarıp koltuğa attım ve yanına da ben atladım. Babam gülümseyip eşyalarını astı, yukarıya çıktı, tahminim üstünü değiştirip duş alması üzerindeydi. Bense orada öylece oturdum. Uykum gelmişti ve tam orada uyumak istiyordum.
Acaba okuldakiler ne yapıyordur şu an? James diğerlerini patlamalı pişti oynamaya ikna ediyordur kesin. Ya da yatakhanede oturuyorlardır. Şimdi sabah kadar yatmıyor oyun oynuyorlardır.
Acaba Sirius ne yapıyordur? Regulus evde tek olacaktı fakat Sirius okulda kalıp arkadaşları ile kutlayacaktı.
REGULUS!
Of salak kafam gerçekten! Regulus'a hediye almayı unuttum! Neyse tamam yarın Diagon Yoluna gider bakarım. Yani mecbur gitmek zorundaydım. Regulus benim için değerli biriydi. Yarın gitsem yetişirdi zaten. Evan'ın hediyesi hazırdı. Rabastan'ın da elbette. Şöyle bir düşünüyorum da ben çoğu kişiye hediye almıştım ya.
Babam aşağıya inerken beni tavanı izlerken buldu. Islak saçlarını havluyla kurutuyordu. Karşı koltuğa kendisini bırakıp gülümsedi. "Ne düşünüyorsun?"
"Çok uykum geldi. Burada uyusam nasıl olur onu düşünüyorum."
Yakışıklı suratında bir gülümseme meydana geldi. "Duş al Belle. Öylece burada yatma, belin ağrır." kıkırdadım.
"Zaten çok küçük burası." aslında küçük sayılmazdı ama rahatıma düşkündüm. Kendisi de gülümserken asası ile havluyu yukarı yolladı. Ayağa kalkıp montumu elime aldım. "Senin asanı kullanıp bana hava atman haksızlık." kıkırdamasını duyup somurturken montum elimde yukarı çıkıyordum. Ne güzel asası ile her şeyi ayağına çağırıyordu. Bense montumu kendim yukarı çıkarmak, çoğu işi elimle yapmak zorundaydım.
"Belle?" ses vermedim somurttuğum için. "Belle dikkat et bak -" kesen çığlığımdı.
Babam koridorun ucunda gözükmüş asası ile beni havalandırmıştı. Ayaklarım birden yerden kesilince hemde merdivende huyum olmamasına rağmen bastım çığlığı. Bir saniye içinde kalbim durmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular Zamanından |Stella Belle Anderson | Sirius Black|
خيال (فانتازيا)Ailesi için okuldan atılmayı göze alan bir kız Hogwarts'a adapte olabilecek midir? Yoksa geçmişi yakasını bırakmayacak mıdır? . Sirius Black'in fanfic yazmaya aklındakiler izin vermiyor. Bir bakın derim. ~Her zamanki halim. Not: İlk bölümlere ta...