sen kimsin

28 6 37
                                    

sanjis pov

zoroyla biraz daha zaman geçirdikten sonra güverteye gittik tayfanın yarısı oradaydı zaten zoro bi anda elimi kendi eline geçirdi ve hiç birşey olmamış gibi yürümeye devam etti bense bir haftadır aramızdaki soğukluktan dolayı tereddüt etmiş sonradan siktir edip yürümeye devam etmiştim bizi ilk gören nami-san oldu elimizi gördüğü gibi yanındaki ussopu dürttü ussopda bizi görünce yüzünde kocaman sırıtış oluştu tabi neredeyse yarım saat sorgulandık yinede bu beni sinirlendirmedi çünkü onların bu sorgulamalarını bile özlemiştim

- ADAAAAAA

luffynin bağırışı ile hepimiz sunnynin yanında konumlandık hepimiz mutluyduk çünkü hem yiyecek stoğumuz azalmıştı hemde bir haftadır denizdeydik ve içimiz sıkılmıştı nami-san adayla ilgili birşeyler derken benim nutkum tutulmuştu ada biraz... garipti

25 dakika sonra

adaya vardığımızda tatil kasabası görünümlü şirin ve küçüktü luffy hiç beklemeden atladığında geri gemiye düştü ayaklandı ve yeniden denedi hepimiz şaşkınca bakarken robin-chan yandaki tabelayı gösterdi

- sanırım buraya sadece çiftler girebiliyor aşçı-san neden denemiyorsunuz

- ıhm haklısın robin-chan

yanımdaki zoronun elini tutup gemiden atladım ama luffye olan bize olmamış rahatça girebilmiştik sinir krizleri geçiren luffynin arkasından franky centilmence elini robin-chana uzattı karşılık olarak da mükemmel ötesi bir gülümseme ve ellerini tutan bir hanımefendi kazanmıştı ikisi birlikte indiğinde ada onları da kabul etmişti gözlerim şokla açıldığında robin-chan bana da gülümsedi

- artık açıklamamız gerekiyordu
- siz? yani
- evet sanji kardeşim

daha tepkimi verememişken luffy nami-sanın elini tuttu

- nami bir günlüğüne sevgili olalım mı
- eh!?

nami-san yavaş yavaş kızarırken luffynin umrunda değilmiş gibi elinden tutup gemiden karaya zıpladı luffyi tek başına kabul etmeyen ada nami-san ile beraberken kabul etti

- sanırım ada duygularımızı anlayabiliyor

ağzımı açamayacak kadar şoktayken zoro beni çekti ve ilerlemeye başladı olanlar umrunda değilmiş de sanki tek isteği benimle baş başa kalmakmış gibi davranıyordu bense peşinden sarsak adımlarla ilerliyor ve iki güzel hanımefendimi kaptanıma ve robota kaptırışımın acısını yaşıyordum  arkadan chopperın sızlanışlarını duyuyordum oda haklıydı bir haftadır denizdeydi ve tam ada bulunmuşken karaya ayak basamıyordu robin-chan ona pamuk şeker getireceğine dair sözler verirken konuşmaların tamamını duyamayacak kadar uzaklaşmıştık

- Oh mon Dieu, ce qui vient de se passer était-il réel ?

zoro durdu ve bana baktı gözleri irileşmiş ağzı aralanmıştı

- sen neyce konuştun
- fransızca ayrıca az önce olanlara değilde buna mı takıldın
- hayatımda duyduğum en güzel cümleydi

kıkırdadım ve az önceki halimi geride bırakıp yanında yürümek için birkaç adım attım beraber yürürken o hala bana bakıyordu

- birşeyler daha söylesene
- ne söylememi istersin

kafasını diğer tarafa çevirdi çevirmeden önce yüzündeki kızarıklığı yakaladım ana dilimi konuşmamın onu bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim yeniden kıkırdadım

- je t'aime zoró Tu es le seul homme que j'aimerai pour toujours
- ne dedin
- anana küfür ettim
-pislik

koluma yavaşça vurdu havadan sudan konuşurken ana caddeye çıkmıştık once yiyecekleri depolayıp gemiye bıraktık sonrasında yeniden ayrıldık chopper arkamızdan ağlasada yapabileceğimiz birşey olmadığı için arkamızı dönüp gitmiştik zoroyla bir barın önüne geldiğimizde gözüm karşıdaki dönme dolaba takıldı içeriye girmek üzere olan zoronun elini sıktım benimle göz göze geldiğinde birkac saniye sessiz kaldık

affedebilir misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin