affedebilir misin?

hazır olsan iyi olur çünkü sana acımayacağım

arkadaslar ben bu egghead adasını birkaç olaydan sonra yaxmayı planlıyorum ondan once başka adalara daha gidiyorlar ayrıca egghead adasında olan olayları da değiştiricem çünkü aklımda haince planlar var

iki hafta sonra
sanjis pov

mutfakta bulaşıkları yıkıyor bir yandan da jinbei ve brook ile sohbet ediyordum ikisi de eski tayfalarından bahsediyordu bende onlar katılmadan önce başımızdan geçen olayları anlatıyordum

- brook
- evet sanji-san
- önceki tayfanda bizim gibi bir çift olduğunu söylemiştin onlara ne oldu sizinle birlikte mi zehirlendiler
- Victor ve sami mi merak ediyorsun ah hayır bu iç karartıcı bir hikaye yinede dinlemek ister misin
- tabiki

elindeki fincandan bir yudum daha aldı yüzünden hiçbirşey anlayamasamda sesindeki hüznü fark edebiliyordum

- aranan korsanlardık denizcilerden çok bizi ortadan kaldırmak isteyen rakiplerimiz vardı bir gün saldırıya uğradık gizlice sızmışlardı ve bir korsan sam'i rehin aldığında victor için hepimiz silahlarımızı indirmişik tüm hazinemizi aldıklarında victorun acısını fark ettiler ve bize bir teklif sundular eğer kabul edersek tek bir kişi hariç hepimizi bağışlayacaklarını söylediler

- ne teklifi
- ya sam'i yada victor'u öldüreceklerdi

irkildim bu çok iğrenç bir hareketti ben sessiz kalmışken jinbei devamını merak ediyormuş gibi sordu

- ya sonra ne oldu
- ikisi de kendini feda etmeye çalıştı Victor öne atladığı anda sam onu rehine alan adamın kılıcıyla boynunu kesti son cümlesi de victoru sevdiğini söylemesi oldu

jinbeinin bile dili tutulmuştu

- peki victora ne oldu
- depresyona girdi kendini bir yerlere kapatıp durdu yemekten kesildi uymadı kaptan birçok kez onla konuşmaya çalışsa da ona bile kapılarını kapattı sam'in ölümünden üç gün sonra intahar etti aynı sam gibi boğazını keserek

içimi ürpetti bu anı. sanki ben yaşamışım gibi oldu zoro ölürse ne yaparım diye düşünmeye başladım cebimdeki kutuya gitti elim üstüme sinen kaybetme korkusunu fark eden brook içimi rahatlatmaya bizim zoroyla ilişkimizin onlarla alakalı olmadığına inandırmaya çalıştı  gülümseyip üstümdeki karamsarlığı atmaya çalıştım bu gün büyük gündü ne olursa olsun mutlu olacaktım

13.41
tayfayla beraber güvertede otururken elim sürekli pantolonumun cebine gidiyordu doğru anı bekliyordum heyecanlıydım üç aya yakın süredir beraberdik ve bunu bir üst seviyeye taşımak istiyordum mutfağa gidip robin-chanın çayını tazeledim ve önüne koydum zoro ise ayağa kalkmış gergin bir şekilde ayağını yere vuruyor nami-sana bakıyor ve olumlu bir hareket alınca derin nefesler veriyordu

- marimo? ayakta ne yapıyorsun iyimisin

göz göze geldik yeniden derin bir nefes verdi ve arkamda bir yeri gösterdi şüpheyle arkamı dönüp nereyi gösterdiğini anlamaya çalıştım

- ne göstermeye çalış-

gözlerim irileşmiş ağızım şokla sonuna kadar açılmıştı zoro tek dizinin üstüne eğilmişti elinde ise yüzük kutusu vardı aralık ağızımı elimle örterken bu anın gerçek mi olduğunu yoksa brookla olan konuşmamız sonrası hayaller alemine fazla mı dalmıştım bilmiyordum

- biliyorsun böyle konuşmaları pek beceremem soy adından nefret ettiğinin farkındayım sadece seni seviyorum ve artık sadece sevgilim değil eşim de olmanı istiyorum one piece'si bulsak bile tayfa dört bir yana ayrılsa bile benimle kalmanı istiyorum. vinsmoke soy adını bırakıp roronoa olur musun sanji. benimle evlenir misin