İyi bir dinleyici değilim ama eminimki dışarıdaki çarpılan kapılar benim için. Biliyorum, bundan şüphelenmiştim zaten. Sıradakinin ben olacağımı anladığım günden beri onları bekliyorum. Dışarıdaki mırıltılar azalıyor, acemiler sağduyulu davranıyor. Her an buraya geldiklerinde onlara nasıl yapacaklarını öğreteceğim.
Her an.
Zaman kavramını asla kaybetmemeliyim.
Asıl ihanetin ne zaman gerçekleşeceğini bilmek için beynimdeki saatinin tik taklarının kendimi çekmesine izin vermeliyim. İlk günden beri bunu bilmeliydim. Onunla işlerin böyle olacağı söylemişlerdi.
Ayaklar bize doğru karıncalanırken kavga etmenin hiçbir faydası olmadığını dediler. Ancak zayıf eski meslektaşlarımın sözlerine güvenmek zorunda kalmaktan nefret ederim.
Paralı askerlerden biri ön kapının arkasından, "Bizle oyun oynama," bağırması bana fısıltı gibi ulaşıyor. "Teslim olsan daha iyi."
Teslim olmak.
Hadi ordan. Kafamı duvara bastırınca, bir gülümseme elimden kaçırdım. Küçük bıçak elimde sıkıştırıyorum. Patronun, kırmızı listesinde adımla birlikte yer alan diğerleri gibi beni de bir gün ortadan kaldıracağı konusunda uyarılmıştım. Onlar gibi, onun partnerleriyle hiçbirinin artık beni işe alma hakkı yok. Ben artık onların sadece maskeli kuklasıyım.
Beni onların dünyasından ayıran maskemin kumaşından başka hiçbir şey kalmadı.
Seni bir sonrakinin gözünde isimsiz öncekini yaptılar.
Serefşizler. Bide dediler ki son sözleşmemin hedefinin kaçmasına yardım etmişim.
Yersen.
İçimde neler geçtiğini anlamak için bıçağı daha sıkı tutuyorum. Çok belirsiz, çok karmaşık. Nefret ederim bu halimden. Beni yalnızca avucumdaki kan ve bu tatlı acı anlamış gibi. Hayattayım ama ölmemi istiyorlar. Ama kan akışımı sağlayabilecek tek kişi benim.
"Orda olduğunu biliyorum." diye devam etti aynı genç adam, sesinden anladım. "Bak... bir kez olsun aklını kullan ve saklandığın yerden çık be oğlum."
Kelimeler kafamda tekrarlanıyor. Rezonanslarını yok etmeye çalışıyorum. Günaha yenik düşmemeli ve bu kapıyı gururumdan açmamalıyım. Bana gelmelerini beklemem gerekiyor.
Bana gelecekler.
Sonunda yaptıkları şey bu. Kapıyı kırmadan kiliti açıyorlar.
Onları gönderen patron.
Vay be. Tek başına gelip benimle yüzleşmeye cesareti bile yok adamın.
Seni alakasız bir hedef haline getirdi puşt.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Adventure"Karanlık zihnimde seni bir çiçek tarlası yaptım." ☾ ⋆*・゚:⋆*・゚ 𝗸𝗮𝘀𝗮𝗽 vahşice öldüren. 𝗹𝗶𝗹𝗮 zambak çiçeğini ifade eden latince "lilium" ve türkçe'deki "leylak" kelimesinden türetilmiştir. Kasap, sö...