Selam! Sevgili okuyucularım nasılsınız? İyisinizdir Umarım. Bugün biraz ağladım. Bir ayıcık için ağladığımı sandılar ama ben birikmişlerimi döktüm. 1 haftadır ağlamak istiyordum, ama ağlayamıyordum. Bugün ayıcığı
almadılar diye ağladım. Ama ondan değildi dediğim gibi. Neyse çok uzatmadan, Oy ve yorum atmayı unutmayın. Bölüme geçebilirsiniz."Tek birşey için ağlanmaz, birikmiştir."
-Frida Kahlo~/\\/••/\\/~
3 gün sonra..
Sabah kendi kendime uyanmıştım. Başımda keskin bir ağrı vardı. Migrenim tutmuştu. 2 gün mert ve ya Emre bana laf sokmamışlardı ama kötü bakışlarını yolluyorlardı. Sinem sadece bir kaç kere laf sokmaya çalışmıştı, ama cevabını vermiştim tüm hepsinin. Oğuzun nöbeti vardı dün bitmişti. Başımı ovalıyıp banyoya girdim. Elime yüzüme su çarptım. Gerekli işlerimide yaptıktan sonra banyodan çıktım. Gözüm komodinin üstündeki saate kaydığında, Saatin; 05:21 olduğunu gördüm. Biraz ders çalışabilirdim. Beyaz çalışma masasına oturdum. Masanın üstündeki testi alıp çözmeye başladım.
Bazı odaların kapısının açılmasıyla, uyandıklarını anladım. Saat 08:02 idi. Ayağa kalkıp 2 gün önce ki sabah gibi olay yaşanmasın diye kapıdan çıkıp aşağıya indim. Yemek yeme odasına girdim. Tek tük kişiler vardı. Tek tük kişiler dediğim; Oğuz, Ozan, Ediz, Sinem.
Anne ve baba adlı şahıslar ve Mert ile Emre köpekleri gelmemişti. Oğuz Sinem ile konuşuyordu. Geldiğimi fark etmemiştiler çünkü kapı aralıktı ve ben oradan girmiştim.Oraya gidersem konuşmalarını bozacaktım. Ama başkasının yanınada oturmak istemiyordum. Hepsine göz gezdirdiğimde Ozanın beni fark etmiş, bana bakıyor olduğunu gördüm. Kafamı ' Ne var? ' gibi salladığımda güldü. Evet bas baya güldü. Tövbe çekerek, Oğuzun yanına oturdum. Ediz beni fark etmişti ve gözleriyle bana; benden nefret ettiğini anlatıyordu. Gülümseyip göz kırptım. Dişlerini sıktı. O sıra kapıda Anne ve baba kişileri, arkalarında da Emre ve mert görüldü.
Kuçu kuçular geldi.
ödpajşhğaubl, Köpek kabilesi.
Emre'ye birşey olmamıştı, Ama merte olmuştu. Siki zedelenmişti. Nasıl vurduysam artık, Çocuğu olacağına şükür etmeliydi. Ozan tam karşımda oturuyordu ve bana bakıyordu. Bunu açık açık yapıyordu. Yanında ise Ediz. Benim solumda Oğuz onun yanında ise sinem vardı. Ozanın diğer taraflarına mert ve Emre oturdu. Benim diğer tarafımda Deniz hanım en başta ise Azad bey vardı.
"Afiyet olsun." Dediğinde herkes yemeğe başladı. Oğuz bana günaydın falan dememişti. Sonuçta beni kaç günlük tanıyordu değil mi? Ben fazla kapılmıştım. Tabağıma biraz peynir, biraz patates kızartması, biraz da salata almıştım. Tam yemeğe başlayacakken;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİYE ON KALA
Short StorySıradan bir gün Eve gelen Ahu Ayyıldız, bir anda kargo gelmesiyle kargoyu açar içinden bir mektup ayrıca bir kaç fotoğraf çıkar, Ahu merakına yenik düşüp mektubu açar..Fakat; Bilseydi başına gelecekleri açar mıydı o mektubu? Peki Ya aynı Mektup Kar...