0.6 (you and me, with a coffee)

49 8 4
                                    

.
.
.

Minnie masa altından ayaklarıma vururken ona korkutucu bir bakış gönderdim. Tehditlerim beyin süzgecinden bir kez daha geçmiş olmalı ki hemen boğazını temizleyerek söze girdi.

"Evet.. Ben yazdım o mesajı, ondan birkaç mesaj önceki esprili şeyi de. Ablam tırssın istedim, sen de şaka kaldıran birisin diye umdum Chaeyoung" Minnie bunları tek bir nefeste söylediğinde Chaeyoung vücudunu kıpırdatarak gülümsedi.

"Oh.. sorun yok. Ben Mina yazdı sanmıştım" gözleri benimkilerle buluştuğunda yutkundum. Onun gibi gülümseyerek cevapladım. "Yok canım hiç olur mu öyle şey" tedirginlikle söylendim.

"Neden olmasın?" tek kaşı havalanır bir şekilde sorduğunda içimde garip bir hava esti. "Yani... Benden etkilendiğini belirten birçok kız oldu. Gönderilerimin altında da oluyor sıkça. Sen de olabilirdin"

"Yok yok" nefesimi düzenlemeye çalışırken devam ettim. "Siz Minnie ile dost olmuşsunuz. Öyle bir amaç uğrunda koşamam elbette." Söylediğim yalanların ardı arkası kesilmiyordu. Utancımdan bayılabilirdim.

"Minnie çok akıllı bir kız, zeki de. Bugün fark ettiğim diğer bir yönü de şakacılığı oldu" Chaeyoung kıkırdadığında Minnie de eşlik etti.

"Evet bayağı şakacıyımdır. En büyük şakaları da ablama yaparım hatta" kafasını hemen yanında oturan bana çevirerek konuştu. "Benim ablam da kızlardan çok hoşlanır mesela"

İçmekte olduğum kahve boğazımda kalınca öksürmeye başladım. Başım öne eğilmiş bir şekilde kendimi dizginlemeye çalışırken Chaeyoung karşımdaki sandalyeden bana uzanarak sırtıma yavaşça vurmaya başladı.

"İyiyim, iyiyim.. Bu da benim yaramaz kardeşimin yaptığı şakalardan birisi" diyerek Chaeyoung'a gülümsedim. O esnada Minnie'ye ufak bir bakış da atmıştım.

Minnie ise canı susamış görünüyordu. "Yoo, bu seferki hiç de şaka değildi" Chaeyoung gözlerini devirdi.

"Mina neden bunu saklama ihtiyacı duyuyorsun ki? Yönelim bir suç değildir, utanmana gerek yok"

"Hayır utandığımdan değil.." başım yere eğilirken o canlı sesiyle kalbimi hızlandıran bir şey söyledi. "Ben de kızlardan hoşlanıyorum, bu bence utanmamız gereken bir şey değil"

Gülümseyerek başımla onayladım. Dışarıya bir nefes verip kahvemi yudumlamaya devam ettim. Minnie ise saatini kontrol edip duruyordu. Bu kızı gerçekten öldürmem lazımdı.

"Ya kızlar, benim bir arkadaşa sözüm vardı. Sizi burada bırakıp gitmeliyim"

Chaeyoung saçlarıyla oynarken cevap verdi. "Sorun yok balım, iyi eğlenceler" Avuç içlerim Chaeyoung ile yalnız kalma düşüncesinden dolayı terlemeye başlarken Minnie'ye bakmadan söylendim. "Eve 9'dan sonra gelme, almam çünkü"

Minnie sıkıntıyla bir nefes verip ayağa kalkarken konuştu. "Of abla! Gelmişim kaç yaşıma hâlâ eve giriş saatime karışıyorsun!"

"Sokaklar tehlikeli Minnie! Sen benim sorumluluğum altındasın. 9'dan sonra gelmeyeceksin"

Oflamaya devam ederek cafeden çıktığında Chaeyoung söze girdi. "Sence de biraz fazla sıkboğaz etmiyor musun? Bence kendi başının çaresine bakabilecek kadar akıllı bir kız"

Kahveyi pipetle karıştırmaya dalarak cevapladım. "Üzerine titremek zorundayım. Biliyorsun, ondan başka kimsem yok"

Sıkıcı mevzular dönmeye başlıyordu. İçim şimdiden bıkkınlıkla dolmuştu. "Haklısın.. Ama o da genç kız, farklı istekleri olabilir, hepimiz genciz, öyle değil mi?"

japanese barista ─ michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin