"Bu ses ne böyle ya!" diyerek uyandığımda yatağın başında durmadan çalan telefondaki ismi gördüğümde gözlerimi devirerek telefona uzandım.
"Ne var Yazgı?" diyerek açtım telefonu.
"Ay canım benim uyandın mı?" dedi sesini şirinleştirmeye çalışarak.
"Sayende uyandım."
"Tamam o zaman, ben uyan diye şey etmiştim. Uyandıysan sıkıntı yok. Eee hazır mısın bakalım?"
"Bir dur da elimi yüzümü yıkayayım istersen, bir kendime geleyim hani," dedim sinirli konuşmaya çalışarak.
"Doğru, pardon. Neyse kapatayım ben o zaman. Kızma bana ha, sadece seni uyandırmak için aramıştım."
"Kızmadım kızmadım," dedim gülümseyerek. Demek ki az önceki sinir konuşmaya çalışma amacımda başarılı olabilmiştim. "Kapat hadi ben dönerim sana."
"Tamam görüşürüz." Telefonu kapatıp yatağıma bıraktıktan sonra ayağa kalktım. Kollarımı ileri geri hareket ettirerek açılmaya çalıştım. Gözüm duvardaki saate takıldığında saatin daha yedi olduğunu gördüm.
"Ah Yazgı ah, uyandırmasaydın bir saat daha uyuyabilirdim," diye söylendim kendi kendime. Yine de istesem bile ona kızamazdım. Kızsam bile pişman olur en fazla beş dakika içinde gider gönlünü alırdım. Atışsak da küssek de o benim liseden beri en yakın arkadaşımdı ve benim için çok değerliydi.
Söylenerek lavaboya doğru ilerledim ve elimi yüzümü yıkadım. Telefonumun yeniden çalmasıyla birlikte yatağa geri dönerek oturdum.
"Efendim Levent abi."
"Ooo şampiyon, uyandın mı?"
"Sağolsun Yazgı uyandırdı senden hemen önce."
"İyi iyi, sekizde uyansan yeterli olur diye düşünmüştük biliyorsun ama istersen gel biraz pratik yapalım."
"Olabilir aslında, o zaman hazırlanıp salona geçiyorum."
"Tamamdır, ben de Sarp'ı okula bırakıp geleceğim hemen. Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattığımda yeniden vücudumu saran panik dalgasıyla baş başa kaldım. Beni tetikleyen tahminimce Levent abinin bana 'şampiyon' demesiydi. Daha hiçbir şey belli olmadığı için söylediği beni garip hissettirmişti. Finallere kadar çıkabilmiş olmam kesin olarak şampiyon olduğumu göstermezdi, her an her şey olabilirdi. Yendiğimi sandığım rakip bir anda kalkıp atağa geçebilir, ne kadar iyi olursam olayım yaşayacağım bir anlık panikle boş anımı yakalayıp beni yere devirebilirdi. Bu sporda işler böyle ilerlerdi.
"Tamam sakin ol Kiraz, her şey yoluna girecek. Birinci olmana da gerek yok ki. Sen kendin için katılıyorsun bu maça," diye kendimi telkin etmeye çalışıyordum.
Aslında bu yarışmaya inanılmaz derecede önem veriyordum. Bu yarışmada aldığım iyi bir derece sanki annemle babamın yaptığım sporu ve bu sporda başarılı olduğumu kabullenip beni yeniden önemsemelerine yetecekmiş gibi hissettiriyordu. Evet, kendim için katılıyordum ancak aileme kendimi gösterme fikri de baş gösterdiği için endişeliydim.
Kapımın çalmasıyla içeri Gülizar teyze girdi.
"Yavrum günaydın, gel hadi kahvaltı masasına Halit Bey seni bekliyor."
"Tamam teyzeciğim geliyorum," dediğimde başını sallayarak odadan çıktı. Hızla üstümü değiştirip rahat bir şeyler giydikten sonra antrenman için her daim hazır olan çantamı da omzuma atarak odadan çıktım. Çantamı çıkarken hemen alabilmek adına girişe koyduktan sonra yemek salonuna, dedemin yanına, ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Ringi
Teen FictionBen Kiraz Özyurt. Türkiye'de yaşayan sayılı kadın boksörden biriyim. Yaklaşık on iki yıldır hız kesmeden devam eden bu boks maceramda sayısız şey yaşadım. Fakat hiçbiri uzun zaman boyu hazırlandığım uluslararası bir maçtan önce yaşadığım olaylardan...