10.BÖLÜM

8 4 0
                                    

Arabamı park ettikten sonra aşağı inerek salona doğru ilerledim. Sabah 08.56'ydı ve Ulaş ile antrenman saatimizi 09.00'a ayarlamıştık. Hızla içeri girip arka salona doğru yürüdüm. İçeri girmemle beraber Ulaş'ı kum torbalarından birini yumruklarken buldum.

"Günaydın," dedim sesimi duyurabilmek için bağırarak. Burada antrenman esnasında bağırmadan iletişim kurmak oldukça zordu. "Erkencisiniz bayım." Beni fark ettiğinde durarak gülümsedi.

"Yaklaşık iki saattir buradayım," dediğinde panikle telefonumdan saati, sonra da attığı mesajları kontrol etmeye koyuldum. "Saat dokuz dememiş miydik? Ben yanlış mı gördüm? İnanamıyorum, çok üzgünüm-" Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.

"Sakin olur musun?" dediğinde çoktan yanıma gelmişti bile. Aramızda iki adım ya vardı ya da yoktu. "Saat dokuz demiştik, doğru gördün. Sadece ben doğru düzgün uyuyamadım, uyanınca da uykuya dalamayınca buraya geldim."

"Oh, tamam o zaman. Rahatladım. İki saat az bir süre değil çünkü, gerçekten o kadar geç kalsaydım yere çöküp ağlamaya başlardım sanırım," dedim elimi kalbime götürerek.

"Öyle bir şey olsaydı hiçbir şey olmazdı. Sadece antrenmana biraz geç başlamış olurduk, ben de birazcık beklemiş olurdum. Yani yine panikleyecek hiçbir şey olmazdı." Elindeki eldivenleri çıkarırken bir yandan da bana bakıyordu.

"Elimde değil ki..."

"Biliyorum, ama bir şeyleri yanlış yapabilirsin. Bunda bir sorun yok. Bu herkesin başına gelebilecek normal bir olay, o yüzden gerilme tamam mı?" diyerek hafifçe kafamı pat patladı.

"Tamam," dediğimde gülümsedi.

"Hadi hazırlanalım, ısınalım ve biraz çalışalım." Başımı sallayarak onu onayladıktan sonra soyunma kabinlerine doğru gitmek üzere arka salonun yan tarafındaki kapıdan geçerek küçük koridorda ilerledim. Hemen soldaki kapıdan geçtiğimde kadınların soyunma odasına çıkıyordum, sağdaki kapı ise erkeklerin odasına açılıyordu. İçeri geçtikten sonra dolabıma ilerledim ve şifresini girerek dolabı açtım. Bir kâğıt parçası yere süzüldükten sonra eğilip elime aldım.

Bugün de harika bir iş çıkaracağından şüphem yok kiraz çiçeği. Bugünkü motivasyon cümlen Muhammet Ali'ye ait bir söz olsun istedim. Kendisi benim boksa başlama ve devam etme sebebim o yüzden belki sana da iyi gelebilir diye düşündüm.

"Büyük bir şampiyon olmak için en iyi olduğuna inanmalısın. Öyle olmasan bile, öyleymiş gibi davranmalısın."

Bu notlar itiraf etmek istediğimden çok daha fazla hoşuma gidiyordu. Gülümseyerek notu diğer notun yanına, çantamın ön gözüne koydum. Hemen ardından da antrenman için hazırlanmaya koyuldum.

***

Antrenman bittikten sonra Yazgı ve Bediz ile yakınlarda bir kafede buluşmak üzere anlaşmıştık. Ben geldiğimde Yazgı bekliyordu, şimdi de birlikte Bediz'i bekliyorduk. Ulaş'ı da çağırmıştım ancak babasının biraz rahatsız olduğunu ve onu kontrol edeceğini ardından da yeni eve taşınacağı için ev bakmaya emlakçıya gideceğini söyleyerek gelmeyi reddetmişti.

"Of, nerede kaldı bu gıcık ya?" diye Yazgı sırtını sandalyesine iyice yaslayarak.

"Buradayım cadı," dedi Bediz bir anda ortaya çıkıp masaya otururken.

"Ne geldin be?"

"Arka taraftan girdim hakkımda kötü konuşursan duyabileyim diye," dedi yüzünde sahte bir gülümsemeyle. "Kiraz'ım, iyi misin balım?"

İntikam RingiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin