"Heyecanlı mısın Bediz?" diye sorduğumda Bediz vücudunu ısıtmaya devam ediyordu.
"Biraz, ama sanırım bunun sebebi kazanırsam yükselecek olmam. Yine de bu yarışmaya katılacak olmak bile beni çok heyecanlandırıyor, etrafınıza baksanıza bir sürü Avrupa ülkesinden bir sürü sporcu var."
"Aynen öyle. Bu arada, istedikleri kadar başarılı olabilirler, önemli olan bu yarışmada ne kadar iyi performans gösterebilecekleri, bunu sakın unutma," dedim hafifçe omzuna vurarak. O sırada arkamdan gelen ses ile kafamı çevirdim.
"Kiraz!" Bu ses Ulaş'ın sesiydi. Olduğumuz yere gelmesi için kolumu havaya kaldırarak yavaşça iki yana salladım. Bizi görmüş olmalıydı ki ufak adımlarla koşarak yanımıza geldi.
"Çok şükür yetişmeyi başardım, bir an geç kalacağım sandım," dedi ellerini bacağına dayayarak hafifçe eğilmiş ve soluklanırken.
"Gelmek zorunda değildin," dedi Bediz. Ancak bu sefer sesinde alaycı ya da küçümseyici bir ton yoktu, oldukça ciddi bir sesle konuşuyordu.
"Biliyorum ama yine de burada olmak istedim," dedi Ulaş. Yeterince soluklanmış olmalıydı ki doğruldu ve bir kolunu Bediz'in omzundan attı. Bediz Ulaş'a göre biraz daha kısa olduğu için kolu tam olarak Bediz'in omuzlarına yerleşmişti. "İyi şanslar, elinden geleni yaptın o yüzden gerilmeyi de aklının ucundan bile geçirme!" diyerek Bediz'den uzaklaştı.
"Biliyorum, teşekkür ederim." Bediz minnettar bir şekilde bakıyordu Ulaş'a. Ulaş önemli olmadığını belirtircesine elini sallayarak onu geçiştirdi. Bediz'in sırasına yalnızca üç sporcu kalmıştı. Antrenörü ortalarda olmadığı için onun yanında rahatça durabiliyorduk, eğer yakınımızda olsaydı bizi kovmaktan asla geri durmazdı. Adam biraz... gıcıktı. Yanında durmamızın Bediz'i olumsuz etkileyeceğini iddia edebilirdi, sanki biz onun düşmanıymışız ve onun kötülüğünü istiyormuşuz gibi bakıyordu bize. Neyse ki şu anda burada değildi de bizi azarlamıyordu.
"Yapabilirsin dev prensesim benim!" diye Yazgı Bediz'in omzuna sertçe vurarak. Tabii sertçe derken Yazgı için sert olduğunu kastediyordum, Bediz'in doğru düzgün bir şey hissetmediğine emindim.
"Cadı, sus! Rezil ediyorsun beni!" Bediz hafifçe Yazgı'yı dürttüğünde Yazgı kahkaha attı.
"Ya saçmalama ne rezil etmesi, Türk mü var ki burada? Bir yarışmacı vardı o da senden önce çıktı zaten. Burada Türk olan bir tek biz varız, antrenörün de jüriler de yarışma alanındalar."
"Doğru söylüyorsun. Ama yine de ya Türkçe bilen varsa ve seni duyduysa?"
"Abart abart, bir de bayıl istersen Bedizciğim," diyerek kollarını açtığında bu sefer Bediz güldü.
"Beni tutabileceğine emin misin?" dediğinde ikisi de gülüşmeye başladılar.
"Hep böyleler değil mi?" Ulaş'ın sesini kulağımın dibinde, nefesini de ensemde hissedince irkildim. Ne ara bu kadar yakınıma gelmişti?
"Evet, hep böyleler," dedim gülümseyerek. Ulaş'ın nefes alıp verişini hâlâ daha ensemde hissedebiliyordum.
Diğer bir sporcunun ismi anons edildiğinde duvardaki devasa tabloya baktım. Sıradaki isim Bediz'di. O da fark etmiş olacaktı ki son seferleri olduğunu bilerek kollarını esnetmeye koyuldu.
"Bir sürü gazeteci var yarışma alanında. Bir sürü farklı ülkenin televizyonunda çıkacağım demek oluyor bu," dedi Bediz heyecanla. "Ünlü oluyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Ringi
Teen FictionBen Kiraz Özyurt. Türkiye'de yaşayan sayılı kadın boksörden biriyim. Yaklaşık on iki yıldır hız kesmeden devam eden bu boks maceramda sayısız şey yaşadım. Fakat hiçbiri uzun zaman boyu hazırlandığım uluslararası bir maçtan önce yaşadığım olaylardan...