Karşımda gördüğüm manzara ile öylece kalakalmıştım. Midemin hafiften bulandığını hissettim ancak açlıktan mıydı yoksa gördüğüm manzaradan mıydı bilemiyordum. Yıllar öncesinden kalan nefret duygusunun bütün vücudumu yeninden ele geçirmesine engel olamadım. Yazgı baktığım yeri fark ettikten sonra arkasını döndü. O da görmüş olacaktı ki kocaman gözlerle bana döndü.
"Doğru görüyorum değil mi?" diyerek yeniden arkasını döndü. "Kesinlikle doğru görüyorum. Kalkıp saçını başını yolayım mı yoksa kalkıp rezil mi edeyim? Görmezden gelip öylece oturmak gibi bir seçenek yok maalesef, o yüzden seç birini."
"Peki, ben kalkıyorum," diyerek masadan destek alıp ayaklandım. Karşı masaya doğru ilerlerken gözüm sadece karşımda duran Hazal'ın üzerindeydi. Ortaokulda bana zorbalık yapan, lisede de zorbalık yapamayınca benimle uğraşan sarışın...
"Selam," dedim elimi Hazal'ın omzuna koyarak. "Beni hatırladın Hazalcığım?" Kafasını kaldırıp bana baktı.
"Elini omzumdan çeker misin?" dedi tehdit edici bakışlar atarak. "Ayrıca, hayır hatırlamadım. Kimsin?"
"Kiraz ben, Kiraz Özyurt. İnanamıyorum nasıl hatırlamazsın beni? Ortaokulda bana ne kadar zorbalık yapmıştın hatırlamıyor musun? O da yetmezmiş gibi lisede de beni rahat bırakmamıştın," dedim ona gülümseyerek. Hazal'ın tam karşısında oturan adama dönerek devam ettim. "O kadar kötü ve şirret bir insandı ki kendisi etrafındaki herkesi delirtirdi. Ortaokulda zorbalıklarına katlanmıştım maalesef, o zaman kendimi savunmayı bilmiyordum. Lisede öğrendim ama canım zorbam o zaman da uzaktan benimle uğraşmaya devam etti, sonra da ben intikam alamadan ortalıktan kayboldu."
"Ne diyorsun sen be?"
"Doğruları diyorum canım benim. Biliyor musun, ben boksör oldum. Gerçi düzenli televizyon izliyor ya da haberleri takip ediyorsan beni görmüşsündür. Yani artık kes sesini yoksa bir yumruğuma bakar."
"Düzgün konuş benimle!"
"Tabii ki canım, çok düzgün konuşacağım seninle. Gel bakalım bir dışarıda çok düzgünce konuşalım," dediğimde gözlerinde gördüğüm tek şey korkuydu. Amacıma ulaşıyor olmanın rahatlığı ile daha da geniş gülümsedim.
"Beni de mi hatırlamıyorsun Hazalcığım?" dedi Yazgı yanıma gelip dudaklarını büzerek. "Hatırlamıyorsan hemen hatırlatayım, Yazgı ben de. Yaptıklarını unuttuğumuzu falan düşünüyorsan yanlış düşünüyorsun çünkü yıllarca seni yeniden göreceğimiz günü bekledik. Kiraz kadar iyi dövüşemem ama kanıtları yok etmede üstüme yoktur." Cümlesini bitirdikten sonra bakışlarını tırnaklarına çevirdi. Hazal'ın gözlerinde artık saf korku vardı.
"Çabuk gidin buradan yoksa çığlık atacağım!"
"Canım benim, hiç bu kadar sevinmene gerek yok. Gel dışarı çıkalım birlikte, izninizle biz Hazal'ı alalım birkaç dakikalığına," diyerek adama gülümsedim. Adam oldukça sinirli bir ifadeyle Hazal'a bakıyordu.
"Hazal, doğru mu bunlar?"
"Tabii ki de değil Erkan, inanma sen bunlara," dedi elini sallayarak. Sabrımı taşırmaya çalışıyordu.
"Öyle mi hayatım? Demek gerçek değil ha? Her zorbalığının fotoğrafı var bende, madem şimdi sırası geldi ben de göstereyim öyleyse." Telefonumu elime alarak galerime girdim ve Hazal'ın defterime yazdığı aşağılayıcı ve tehdit edici sözleri karşısında oturan adamın görmesine izin verdim. Adam kaşları çatık bir şekilde dikkatlice fotoğraflara bakarken Hazal koluma yapıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Ringi
Teen FictionBen Kiraz Özyurt. Türkiye'de yaşayan sayılı kadın boksörden biriyim. Yaklaşık on iki yıldır hız kesmeden devam eden bu boks maceramda sayısız şey yaşadım. Fakat hiçbiri uzun zaman boyu hazırlandığım uluslararası bir maçtan önce yaşadığım olaylardan...