Üç gün sonra
"Doktor Bey, durumu nasıl?"
"Yaşayacak ancak bitkisel hayata almak durumundayız." Doktorun söylediği sözler kafamda yankılanıyordu.
'Yaşayacak ancak bitkisel hayata almak durumundayız...'
"B-bu bir daha asla kalkamayacak demek ki oluyor?"
"Öldü dememiz mümkün değil çünkü bu durumda kişi yaşıyor ancak uyanması çok güç bir ihtimal. Maalesef çok ama çok nadirdir hastalarımızın uyanması ardından hayatına devam etmesi."
Ne yapacaktım şimdi? Hayat daha ne kadar zor olabilir derken bir de dedem... çok acı vericiydi. Elimi kalbime götürdüm. Canım çok yanıyordu, o kadar yanıyordu ki nefesim kesiliyordu. Sonrasında tek hatırlayabildiğim doktorun görünüşünün yavaş yavaş silinmesi ve sırtımın yerle buluşması oldu.
***
Uyandığımda başımda Yazgı ve Bediz bekliyordu.
"Kiraz, iyi misin?" dediler aynı anda. Başımı sallayarak onları onayladıktan sonra hafifçe doğruldum. Hafızam yavaş yavaş yerine gelirken neler olduğunu hatırladığıma pişman olmaya başlamıştım. Keşke o anları hafızamdan silmenin bir yolu olsaydı.
"Dedem nasıl?"
"Şu anlık yeni bir gelişme yok. Bu arada doktor onu istediğimiz zaman evine götürebileceğimizi söyledi."
"O zaman Gülizar teyzeye haber vermemiz lazım." Gülizar teyzeyi kaza günü arayıp ona dakikalarca ağlamıştım, sonrasında o da benimle ağlamaya başlamıştı. Şu üç gün içerisinde olabildiğince hastaneye gelip durmuştu.
"Ben konuşurum hemen," diyerek atıldı Yazgı ve elindeki telefonumu açarak karıştırmaya başladı. Odanın diğer tarafına ilerleyerek telefonu kulağına götürürken Bediz yanıma gelip yatağın kenarına oturdu.
"Kiraz'ım, daha iyi misin?" dedi saçlarımı okşayarak.
"İyiyim... yani sanırım... Bediz... ben nasıl toparlanırım bilmiyorum. Yani ne yapacağım bundan sonra, hayatım nasıl ilerleyecek? Evet, Levent iyi çok şükür ama dedem... Kalkıp kalkamayacağı tamamen mucizeye bağlı ve ben ne yapacağımı bilmiyorum." Ellerimle yüzümü kapattım ancak bu sefer ağlamıyordum. Ağlayıp durmaktan gözyaşlarım tükenmişti.
"Biliyorum biliyorum, nasıl hissettiğini tahmin edebiliyorum. Evet, çok zor. Gerçekten çok zor canım ama güçlü durmak zorundasın. Güçlü durarak iyi enerjiler göndermelisin ona. Bu şekilde ona destek olabilirsin. Uyanıp uyanmayacağı bir mucize olabilir ancak mucizeler de olur. Nereden bilebilirsin ki olmayacağını... Bu arada güçlü durmak derken hislerini içine at demiyorum asla. Ağlamak istediğinde, üzgün hissettiğinde, ümitsizliğe düştüğünde bizimle konuş. Sakın içine atma, bize yasla sırtını. Yazgı da ben de senin için burada olacağız."
"Teşekkür ederim," diyerek kollarımı açıp ona uzandım. O da sarılabilmem için yanıma yaklaştı.
"Ne demek Kiraz'ım, biz senin için buradayız. Arkadaşız biz, arkadaşlar ne olursa olsun birbirlerini desteklerler."
"Hey! Bensiz mi sarılıyorsunuz bakayım siz!" Yazgı da diğer tarafıma oturarak kollarını ikimize doladı. Tabii bu sırada kasıtlı olarak Bediz'in kafasına vurmayı da ihmâl etmedi.
"Ya cadı, kafamı kırsaydın! Kolunu nasıl atıyorsun öyle ya!"
Kapının hafifçe çalınmasıyla içeriye tekerlekli sandalyesinde Levent abi ve onun arkasında da Ayşe abla girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Ringi
Teen FictionBen Kiraz Özyurt. Türkiye'de yaşayan sayılı kadın boksörden biriyim. Yaklaşık on iki yıldır hız kesmeden devam eden bu boks maceramda sayısız şey yaşadım. Fakat hiçbiri uzun zaman boyu hazırlandığım uluslararası bir maçtan önce yaşadığım olaylardan...