"Kiraz ablaaa!" Sarp kapıyı açtığı gibi bacağıma yapıştığında gülümsedim. Onu gerçekten özlemiş olduğumu fark etmiştim.
"Hoş geldiniz! Buyurun içeriye geçin." Ayşe abla her zamanki tatlılığıyla bizi içeri davet ettiğinde Yazgı ile fazla oyalanmadan içeri girdik. Kapı kapandıktan sonra Ayşe abla ikimize de sarıldı ve salona geçmemiz için işaret etti.
Salona girdiğimiz gibi Levent abiyi gazete karıştırırken gördüm. Levent abi çoğu kişinin sahip olmadığı bir alışkanlığa sahipti: her sabah gazete okumak. Evet, bu belki birkaç yıl öncesinde daha yaygın ve alışık olunacak bir durum olabilirdi ancak son yıllarda değildi. Buna rağmen Levent abi bu alışkanlığından vazgeçmemişti.
"Geçmiş olsun," diyerek içeri girdiğimde Levent abi kafasını gazeteden hızla kaldırdı. Beni gördüğünde gülümseyerek doğrulmaya çalıştığında ellerimi kaldırarak onu durdurdum. "Sakın rahatını bozma, biz yabancı değiliz."
"Biliyorum ama yine de düzgün oturayım," diyerek hafifçe doğrulduğunda kaşlarım çatarak ona baktım. Tam karşısındaki koltuğa otururken henüz oturmamış olan Yazgı elindeki çiçekleri Levent abiye yaklaşarak ona uzattı ve hediyemiz olduğunu söyledi, ardından gelip yanıma oturdu. "Hiç gerek yoktu böyle şeylere, çok teşekkür ederim."
"Ne demek," dedik Yazgı ile aynı anda. Odanın kapısına baktığımda Sarp'ın hızlı adımlarla bize doğru geldiğini gördüm. Kollarımı açtığımda adımlarını hızlandırarak yanıma geldi ve bana sarıldıktan sonra kucağıma oturdu.
"Daha iyi misin Levent abi? Durumun nasıl?"
"Daha iyiyim, haftaya alçım çıkıyor. Diğer ufak tefek yaralarım da iyileşti geçti zaten. İki sporcu olarak meşgul olmalısınız, buraya kadar gelmenize gerek yoktu," dediğinde kafamı hemen iki yana salladım.
"Saçmalama Levent abi, yıllardır tanıyorum seni. En yakın olduğum insanlardan birisin sen, gerçekten abim gibisin benim için. Aslına bakarsan daha sık gelmek isterdim ama önceki gibi yoğun hayatıma geri dönmeye çalışırken biraz bocaladım sanırım, alışmam zaman aldı."
"Biliyorum Kiraz, sakın kendini suçlu hissetme bunun için. Yaşadıkların zor şeylerdi gerçekten, o yüzden biraz zaman ver kendine."
"Kendime yeterince zaman verdim Levent abi, artık çok daha iyiyim. Müsabakalara katılmaya geri dönme kararı aldım. Eski düzenimi yeniden yakaladım, ayrıca Yazgı ile birlikte eve çıkıyoruz. Ben gayet iyiyim, o yüzden sen beni boş ver de kendine bak sen. Değil mi bebeğim, baban kendine bakmalı değil mi?" dedim Sarp'a dönerek. Küçük olmasına rağmen bizi anlayabildiğini biliyordum.
"Evet Kiraz abla," dediğinde yanaklarını sıktım hafifçe.
"Düzenini geri yakalamana çok mutlu oldum Kiraz, gerçekten çok mutlu oldum," dedi Levent abi. O sırada Ayşe abla da odaya girdi gülümseyerek ve Levent abi ile bizim oturduğumuz koltukların hemen sağında kalan tekli koltuğa oturdu.
"Aç mısınız kızlar? Eğer açsanız bir şeyler hazırlayabilirim hemen." İkimiz de kafamızı olumsuz anlamda salladık.
"Hayır Ayşe abla, hiç zahmet etme. Biz zaten bir uğrayıp gitmek için geldik."
"Aceleniz yoksa durun biraz, akşam yemeğinden sonra göndereyim sizi."
"Çok teşekkürler ama işimiz var. Birlikte eve taşınıyoruz da taşınma işlemleri için orada olmamız gerekiyor. Başka zaman tekrar uğradığımızda inşallah," dediğim gibi Levent abi söze atıldı.
"Bediz nerede? Onu neden getirmediniz?"
"Getirmek istedik ama yarın önemli bir yarışması var. Son provalarında şu anda, o yüzden gelemedi. Siz gidin sonra başka zaman ben de gelirim dedi."
"Peki o hâlde, bir daha gelirseniz onu da getirin de akşam yemeğine kalın oldu mu?"
"İnşallah," dedi Yazgı gülümseyerek. Bir süre daha gülümseyerek sohbet ettik. Yazgı Ayşe abla ile hararetli bir konuşmaya dalmışken ben de bir yandan onları dinliyor bir yandan da Sarp ile oynuyordum. Levent abi ise arada bir katılıyor, onun haricinde de gazetesini karıştırıyordu.
"Sanırım Bediz'in katılacağı yarışma bu," diyerek gazeteyi bize doğru çevirdiğinde birden onun tarafına döndük. Yakından baktığımda onu doğruladım.
"Evet evet, Bediz bu yarışmada yarışacak."
"Rakiplerine bakılırsa Bediz'in şansı gerçekten çok yüksek," dedi gazeteye bakmaya devam ederken. "Yarışma ve yarışmacılar hakkında uzun bir yazı yazılmış. Neredeyse spor sayfasının tamamını kapsıyor."
"Tahmin ettiğimizden daha önemli bir yarışma olmalı öyleyse. Bediz bize bu yarışmayı birinci olarak kazanırsa doğrudan uluslararası yarışlara yükseleceğini söylemişti," dedi Yazgı.
"Doğru, burada gazetecinin yazdığına göre de öyle. Bediz'in ismi de yarışmacılar arasında geçiyor," dediğinde Yazgı telefonunu alarak ayaklandı.
"Nerede yazıyor bakabilir miyim? Fotoğrafını Bediz'e göndereyim de mutlu olsun." Bu sözleri beni ister istemez gülümsetmişti. Bediz'in görünce vereceği tepkiyi düşünmek ise gülümsememin daha da genişlemesine sebep oldu.
Yazgı gazetenin spor sayfasının tamamının fotoğrafını çektikten sonra bir de Bediz'in isminin yazdığı yeri büyüterek fotoğrafını çekti. Fotoğrafları gruba atmış olmalıydı ki atmasının hemen ardından benim de telefonum titredi.
"Alın biraz da siz inceleyin isterseniz, baya bahsedilmiş yarışmadan." Levent abi gazeteyi bize doğru uzattı. Yazgı bir an tereddüt etse de gazeteyi aldı ve yanıma oturdu. Yazıları okurken ben de Sarp'tan gözümü ayırıp gazeteyi okumaya başladım.
Yarışmanın öneminden, tarihçesinden bahsediliyordu ve yarınki yarışmacılarından söz ediliyordu. Yarışmanın önceki dönem istatistikleri, önceki kazananları ve şimdiki yarışmacıların istatistiklerine değinilmişti. Levent abinin dediği gibi diğer rakiplere bakılırsa Bediz'in kazanma şansının istatistiklere göre daha yüksek olduğu anlaşılıyordu.
"Umarım kazanır ve uluslararası yarışmalara yükselir," dedim fısıldarcasına ancak herkes beni duymuş olacaktı ki hep bir ağızdan bana katıldıklarını belirttiler.
Bir süre daha Levent abi ve Ayşe abla ile sohbet ettikten sonra Bediz mesajları görmüş olacak ki görüntülü aradı. Yazgı'dan kendisine Levent abiyi göstermesini isteyince Yazgı onu ikiletmeden dediğini yaptı. Levent abi ile konuşmaları bitince saati kontrol ettim.
"Biz artık kalksak iyi olur, eşyalar yeni evimize ulaşmak üzere," dedim hafiften ayaklanarak. "Yazgı, yarım saatimiz var ve yarım saate anca orada oluruz." Yazgı başını sallayarak beni onayladı.
"Başka zaman mutlaka üçlü olarak gelin olur mu? Hatta yeni antrenörünü de getir Kiraz, onunla tanışmak isteriz. Levent ile görüştüler seçme işi için ama çok iyi tanımıyoruz kendisini, o yüzden gelirken bir dahakine onu da getirin."
"Umarım Ayşe abla, teşekkür ederiz her şey için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Ringi
Teen FictionBen Kiraz Özyurt. Türkiye'de yaşayan sayılı kadın boksörden biriyim. Yaklaşık on iki yıldır hız kesmeden devam eden bu boks maceramda sayısız şey yaşadım. Fakat hiçbiri uzun zaman boyu hazırlandığım uluslararası bir maçtan önce yaşadığım olaylardan...