'8'

13 5 1
                                    

"Ne konuşmak istiyorsun Hyung?"

Hyung'unun karşısında hem korkudan, hemde gerginliktek titreyen genç adam, sesinin titrememesi için büyük bir uğraş vermiş başarmıştıda.

Esmer adam ise karşısında titreyen kardeşini(!) umursamadan önündeki dosyaları incelerken itiraz istemeyen bir ses tonu ile konuşmaya baslamıştı.

"İşine gitmene izin veriyorum ama giderken yanında adamlarımdan birileri olacak işin bjter bitmez buraya getirekler, kimse ile iş dışında konuşmayacaksın eğer konuşursan adamlarım zaten en ufak hatanda bana söyleyecekler, daha sonra sana neler yapacağımı biliyorsun zaten değil mu Lee?"

Soru sormaktan ziyade tehtit eder gibi konuşan Hyung'u ile derince yutkunan Minho, dayak yemek istemediği için hemen cevap vermişti hala yüzüne bakmayan Hyung'una.

"Biliyorum Hyung"

Kendisinin verdiği cevaba sadece kafasını sallayan esmer tenli adam konuşmadan işine devam edince dışarıya çıkması gerktiğini anlayan Minho, tam çıkmak için hareketlenecekken aklına gelen şey ile durmuş, bakışlarını hala dosya ile uğraşan Hyung'una çevirmişti.

Bir süre orda öylece bekleyerek cesaretini toplamış, hala daha kendisini fark etmeyen, yada ciddiye almayan Hyung'una aklındaki soruyu tek nefeste sormuştu.

"Hyung annemi ziyarete gidebilirmiyim!?"

Beyaz tenli adamın ağzından çıkan cümle ile esmer tenli adamın ilk önce kalemle yazı yazan eli durmuş, daha sonra anında kafasını kaldırarak sert bakışlarını korkudan kendisi hariç heryere bakan adama çevirmişti.

Hızla oturduğu koltuktan kalkan adam büyük adımları ile korku ile kendisine bakan kardeşinin yanına gitmişti.

Minho kendisine gelen Hyung'u ile daha fazla titrereken, birden bire boğazına sarılan el ile geri geri gitmiş beli soğuk duvara dayanmıştı.

Elleri kendinden bağımsız bir şekilde boynunu sıkan ele gidip bırakması için çekmeye çalışmıştı.

Bunun karşılığında kafası duvardan ayrılıp sert bir şekilde tekrar çarptırılmıştı. Genç adam hissettiği acı ve nefes alamamasının etkisyle hıçkıra hıçkıra ağlarken, nefes alabilmek için ağzını açmış ama asla alamamıştı.

Taehyung ise kollarında çırpınan kardeşinin yüzüne biraz yaklaşıp göz göze gelmelerini sağlamıştı.

"NE DEDİN BİR DAHA SÖYLE"

Yüzüne bağıran Hyung'u ile daha fazla ağlayan Minho, nefes alamadığı için kaymaya başlayan gözleri ile ölüme yaklaştığını düşünmüştü.

Minho'nun bilincinin gideceğini anlayan Taehyung elini geri çekmiş ama bir adım bile geri çekilmemişti.

Sonunda nefes alabilen Minho öksürerek boynunu tutmuş hızla aldığı nefeslerj ile sakinleşmeye çalışmıştı.

Ama buna fırsat bile vermeyen Hyung'u yüzünden nefesleri düzene girememişti.

Esmer adam kardeşinin sakinleşmesini beklemeden kafasını tekrardan duvara ard arda vurmuş sinirini çıkarmaya çalışmıştı adeta.

"SANA KAÇ DEFA DEDİM DEĞİL Mİ O KADIN İLE KONUSMAYACAKSIN DİYE BİRDE SORUYORMUSUN BUNU MİNHO NE İSTİYORSUN LAN SEN SÖYLESENE SENİ ÖLDÜRMEMİ Mİ! AMA ÇOK BEKLERSİN SENİ ÖLDÜRÜP KURTARMAYACAĞIM BEN ÖLENE KADAR BU BOKTAN HAYATI YAŞAYACAKSIN!"

Hyung'unun Yüzüne doğru adet kükremesiyle daha fazla ağlayan Minho, sorduğu soruya çoktan pişman olmuştu bile.

Kafasının arkasına ıslaklık hisseden Minho, tedirginlik dolu bakışlarını sinirden titreyen Hyung'una çevirmişti.

Four Star | ✓Taekook & MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin