Beş Numaranın ortadan kaybolmasından ve Altı Numara Ben Hargreeves'in ölümünden birkaç yıl sonra akademide başka bir korkunç olay daha yaşandı; Sekiz Numara, Vanessa Hargreeves, yeteneğiyle ilgili alışılmadık bir deneyimin sonucu olarak derin bir ko...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✧ THE DAY THAT WASN'T ✧
˚✧˳✧˚✧˳✧˚✧ ☂️ ✧˚✧˳✧˚✧˳✧˚
Vanessa Hargreeves
"Özür dilerim. Burada şüpheci olan tek kişi ben miyim?" diye sordu Allison kaba bir tavırla.
Five bir anda inledi ve sanki görüşü bulanıklaşıyormuş gibi aşağıya baktı. Neredeyse acı çekiyormuş gibi konuşuyordu. Takılıp düşmeden hemen kolunu tuttum. "İyi misin, Five?" diye sordum baş parmağımı çenesine koyduğumda ne hissettiğinden endişelenerek.
Sadece başını salladı ve ardından boğazını temizledi. "Harold Jenkins. Eve saldıran maskeli delileri biliyor musun?" diye Luther, kaybolmuş görünen Klaus'a bakarak. "Ah evet, sanırım o adamları hatırlıyorum."
"Evet, sen sarhoşken bize saldıranlar ve seni kaçıranlar," diye ekledi Diego.
"Evet. Onlar. Geri dönmemi ve Dünya'daki yaşamın sonunu engellememi engellemek için Komisyon tarafından gönderildiler."
Komisyonla ilgili şeylerden bahsettiğinde Five'ın gözlerindeki pişmanlığı görebiliyordum çünkü şu anda bunu tekrar açıklaması gerekiyordu. "Eski işverenim. Olması gerekenin... olup olmadığından emin olmak için tüm zaman ve mekanı izliyorlar. Kıyametin üç gün içinde geleceğine inanıyorlar. Ben de Komisyon merkezine gittim ve onlara gönderilecek bir mesajı ele geçirdim: 'Harold Jenkins'i koruyun.'" Five bir an bile nefes almadan geri döndü, ağzının bu kadar hareket edebilmesine şaşırdım.
"Bu yüzden kıyametin sorumlusu o olmalı." diye katıldım ben de herkesin kafası karışmış haldeyken.
"Zamanı ve mekanı korumak derken neyi kastediyorsun?"
"Ben bir içki almaya gideceğim."
"Nerede bu Hazel, Five?"
"Cildim yanıyor."
"Bunun kulağa ne kadar çılgınca geldiği hakkında bir fikrin var mı?"
"Başka ne çılgınca biliyor musun? 16 yaşındaki çocuklara benziyoruz. Klaus ölülerle konuşuyor ve Luther o paltoyla herkesi kandırdığını sanıyor."
Five'ın söylediği sözle dudağımı ısırdım, kahkahalarımı bastırmaya çalıştım. Bir offf sesi çıkarırken Luther'in nasıl utandığını gördük.
"Bizimle ilgili her şey çılgınca. Her zaman öyleydi. Bu hayatı biz seçmedik, sadece yaşıyoruz. Önümüzdeki üç gün boyunca."
"Ama en son bunu durdurmaya çalıştığımızda hepimiz ölmüşüz. Bu sefer neden farklı olsun ki? Neden kızımın yanına gitmeyeyim?" diye itiraz etti Allison. "Çünkü bu sefer buradayım. Sorumlu adamın adı elimizde. Arkadaşlar, aslında milyarlarca insanın hayatını kurtarma şansımız var."
