Nişan

373 37 26
                                    

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama ben odamdaydım ve yatağımın ucunda oturarak uykuya dalmış bir adet Mert vardı.

"Mert?" Dedim anlamaz bir şekilde
Sesimi duyar duymaz hemen gözlerini açtı.

"Ben biraz daha uyursun sandım"

Dediğinde ona garip bakışlar atıyordum.
"Neden beni uyandırmadıb?Ayrıca neden odamdasın?"

"İnsan 'teşekkürler' der"

"Neden?"

"Seni ikinci kata kadar ben taşıdım" dedi eli ile göğüsübe vurarak.

"Hadi şu elbiseyi banyoda giy ve gel ben seni odanda bekleyeceğim camdan atlama diye"

Dedi ve makyaj masamın yanında askılıkda duran elbiseyi bana getirdi.

"Hayır" dememle birlikde sinirlerine hakim olmak istercesine nefes aldı ve birşey demeden elbiseyi elime verdi.

"Bak ben seninle evlenmeye meraklı değilim ama zorundayım ve seni bir kaç hafta sonra boşayacağım!"

"Sen beni boşayamazsın bir kere ben seni boşarım" dedim ve elbiseyi omzuma atıp banyoya doğru ilerledim.

Madem benimle evlenmek istemiyor neden evleniyor?

***

"Ömeeeerr" diye mutfakdan beri ona sesleniyordum.

"Gizeeeeem"

Dediğimde ikiside mutfak kapısında belirdiler.

"Unutmadım size verdiğim sözü ve şu an kahvenin içine deterjan bile atabilirsiniz" dememle birlikde Ömer koşarak içeriye girdi.

Merakımdan dolayı bende onu takip ettim.

Annemin yanına giderek "Deterjanlarınız nerde?" Diye sordu.

"Kahveyemi koyucaksınız?"
Diye sordu annem şakaya vurarak.

"Evet niyeki?" Diye cevap verdi ciddi bir şekilde.

Ellerim ile ağzımı kapatıp gülmemeye çalışırken abim ve babamla göz göze geldik.

Annem ben evde yokken onlara olan bitenleri anlatmış.

****

"Kahveler hazır" dedim ve hepsine tek tek kahvelerini verdim.

Kollarım hâlâ çok acısada belli etmemeye çalışıyordum.

En sonunda bol domestoslu,bol çamaşursuyu olan,bol acı biber suyu,sıvı yağ,eritilmiş tereyağ,cif,fairy,çamaşır tozlu ve rengi belli olmasın diye kakaolu kahveyi Mert'te verip yerime geçtim.

Gizem bir anda gülmesine engel olmaya çalışarak bize bakıyordu.
Çoğu şeyi abim koyduğu için arka koltukda kıs kıs gülüyordu.

"Adetleri biliyorsunuzdur umarım... Damat bey yani eniştem kahveyi sonuna kadar içmezse bizden ona kız yokdur" dedi Gizem.

Mert ne yaptığımızı anladığı için kulağıma yaklaşıp fısıldamsya başladı.

"Bunun acısı fena olucak kendini buna hazırla" dediğinde bu sefer ben seslice konusmaya başladım.

"Kahvleri umarım beğenirsiniz" dedim ve tekrar önüme döndüm.

Herkes kahveyi yudumlarken Mert bana bakıp önce sırıttı hemen sonrasındaysa kahveyi tek yudumda içti.

"Ne-" bir anda dört kişininde aynı anda ne demesi herkesin garibine gitsede Mert bana bakıp sırıtıyordu.

"Anne bu çocuk insan değil" dememle birlikde herkes bana bakmaya başladı.

"Defne ayıp oluyor kızım"

Annemin bana dediği şeyleri umursamadan önüme döndüm.
Abim bana sok içinde bakıyordu.
Gözlerimle 'bana değil ona bak zehirlencek olan o' dediğimde gülerek önüne döndü.

***

"Allah'ın emri, peygamberin kavriyle kızınız Defne'yı oğlumuz Mert'te istiyoruz" dedi Mehmet abi yani Mert'in babası.

Babam öncesinde bana baktı ve ben kafamı hayır şekilinde sallayınca kafasını tekrar Mehmet beye çevirerek "Verdim gitti" dedi direk.

Arkamı dönüp kafamı duvara vururken kimse ne benim ne de Mert'in fikrini önemsiyordu.

Babam beni yanına alarak yüzükleri takıcakdıki abim makası eline aldı.

"Kesmiyor" dediğinde dayanamadan sessizce ona sövmeye başladım.

Sen iflah olmazsın bakışı atarken Mert ne yapması gerektiğini bilmediği için bana bakıyordu.

"Para vericeksin" dediğimde cebinden deste deste Euro çıkarmaya başladı.

"Bunlar yetermi" dediğinde gözlerimi büyüterek ona bakmaya başladım.
Abim hayatı boyunca bu kadar para bir arada görmemiş olmasına rağmen "makas hâlâ kesmiyor" dedinde ona imrenircesine bakmaya başladım.

Mert bana tekrar bakmaya basladığında onun kulağına yaklaştım. "Baban da para vericek" dediğimde beni hiç ikiletmeden  babasına yaklaştığında babasıda aynı şekilde deste deste euro çıkarmaya başladı.

"Makas kes-"

"Yeter ama abi!" Dediğimde makasla bu seferde ipleri kesmişti.

Paraları alarak odasına koştu ve parayı götürüp geri geldi.
Bende o sırada mecburiyetten Mert'in aile üyelerinin elini öpüyordum.

El öpme işi bitince ben mutfağa geçtim ve Mert yanıma  geldi

"Biz simdi evlimiyiz?"

"Nişanlıyız yani daha evli değiliz" dediğimde kafasını eğerek yere bakmaya başladı

"Kahveyi nasıl içtin lan midesiz" dediğimde gülmeye başladı.

"Cambazlar oyunlarını oynar sırlarını saklarlar" dedi ve devam etti.

"Yanımda az para vardı yoksa daha fazla verirdim kusura bakma"

"Ne kusuru fazla bile verdin abim o sırada adet yerini bulsun diye iki üç defa sorucakdı yani normalde en fazla 600 tl vermen gerekir"

_______

_______

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bahsettiğimiz elbise temsili bu**

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bahsettiğimiz elbise temsili bu**

Kafanızda baska varsa onu da kullanabilirsiniz***












İnstagram: @denedimdefalarca12
Kitap hakkında editler yapıp paylaşmayı düşünüyorum
Beni takip edip gönderilerimi beğenip yorum yaparmısınızz💗💗

Motorcunun AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin