Travma

182 21 17
                                    

Yüreğini kolla
Çünkü; ölmeden çürüyorsun.

~~~

Sabah pencereden sızan güneş ışığı ile zorda olsa uyanabilmiştim.
Mert bana ahtapot gibi sarılmış uyuyordu. Başını boynuma gömmüş, sağ bacağını benim üzerime atmış, kollarıyla belimi sıkıca sarmıştı.
Tabii bende ona sarılmıştım.

"Mert" dedim ancak cevap vermedi.
"Meert hadi uyan" hâlâ cevap vermiyordu ancak beni duyduğunu biliyordum. "Kocam bey hadi uyan" dediğimde haraketlenmeye başladı. "Birdaha kocam desene" dedi uykulu bir sesle "çok güzel söylüyorsun" ve daha çok sarıldı.
"Bırak benii" dedim ve ondan ayrılmaya çalıştım fakat salmıyordu. "Karıcığım lütfen haraket etme!"
"Sal beni!"
"Hayır! Uykum var"
"Uyu o zaman ve benide sal!"
"Oyy Defne oy"
"Off Mert fff"  onu taklit etmem hoşuna gitmiş gibi güldü. "Daha duş alıcam" dedim ve yatakdan zor da olsa kalkabilmiştim. "Dün üç kere duş aldın!" Dedi kızarak.

"Ee?" Dedim ve tekrar banyoya doğru ilerledim.

"İlk ben giricem" dedi ve yatakdan hızlıca kalkarak banyoya doğru koştu. "Hayır!" Dedim ve onu durdurmaya çalışarak hızlıca koştum.

"Dursana be şirret karı!"

"Olmaz! Pis maymun!"

Hızlıca koşmama rağmen ilk o banyoya girmişti ancak kapıyı kapatmasına izin vermeden banyoya girdim.

Musluğun yanına doğru ilerledim ve diş fırçamı elime alarak macunu sıktım. "Sana bir şey sorabilirmiyim?" Dedi Mert ve kendi fırçasına macun sıkarak bana döndü. Tamam anlamında kafamı salladım. "Neden çilek ve vanilya kokmak istemiyorsun? Bence sana çok yakışan bir koku." Dedi.

"Sadece sevmiyorum" dedim.
"Sevmeyebilirsin ancak nefret ediyorsun ve nedenini bana söylemiyorsun"
Nefret etmiyorum ki.
"Sadece kokusu mide bulandırıcı" ve lekesi geçmiyor. İzi hâlâ duruyor.

"Bana yalan söyleme" dedi.

Ne yalan söylerim ne de gerçekleri.

Ona cevap vermeyerek dişlerimi fırçalamaya devam ettim. "Bu gün önemli bir işim var bu yüzden akşam geç gelebilirim eve" dedim konuyu değiştirmeye çalışarak.
"Ne işi?" Dedi merakla ve sorgularcasına.

"Mert hatırlatırım ki biz istemeyerek evlendik bu yüzden beni sorgula-"
Sözümü keserek konuşmaya başladı.
"Defne kendine gel! Tamam zorla ve istemeyerek evlendik ve ikimizinde en son haberi oldu bu evlilik hakkında. Ancak bu bizim evlendiğimiz gerçeğini değiştirmez! Farkındaysan biz sarmaş dolaş bir şekilde birbirimize sarılarak uyuduk ve uyandık"

Haklıydı dimi?

"Ama..." Dedim ancak devamını getiremedik. Zorlandım lakin yinede söylemem gerekir değilmi?

"Bana bir söz verebilirmisin?" Diye sordum tekrar konuyu dağıtarak.
Kafasını hızlıca tamam anlamında salladı.
"Sana birşeyler açıklamamı istiyorsun fakat herkes herşeyi istediği zaman olmasını sağlayamaz bunu ancak zaman belirler. Sen de zamanı gelene kadar beni sorgulamasan? Lütfen bunu yapma.. Kocam olabilirsin ama bunu sana hemen söyleyemem. İstesemde yapamam"

"Peki neden? Neden yapamazsın!?" Diye sordu sinirle gülerek.

Cevap vermedim yoksa bu konu uzadıkça uzardı.

Ona cevap vermediğimde sinirle bir nefes verdi. Onun yüzüne bakmadan dişlerimi fırçalamayı bitirdiğimde odaya geri girdim.
Üzerime giymek kalın bir kaç şey alarak banyoya geri girdim.

Motorcunun AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin