Motorcunun Aşkı

Sevgi Nedir?

Fakat bu ses Mert'in değildi...

"Asaf?" Dedim şaşkınca.

"seni seviyorum Defne lütfen sevmediğin birisiyle değilde benimle evlen. Sana yemin ederim bu habeş maymunundan daha iyi bakarım sana!"

Tam ona gereken cevabı verecekdimki arkamdan bir elin omzuma atılmasıyla yanımdaki kişiye baktım.

Ömer'di.

"Ne yani sevgi denen şey; Sevdiğini söylediğin kadının frenlerini kesip motoruna farklı farklı şeyler yaparak onun kaza yapmasını mı sağlamak. ; Sevdiğini söylediğin kadını en mutlu gününde acıya boğmak mı sevgi?
Eskiden sana o kadar güveniyordum ki 'bırak kanka ben senin yerine araştırırım' dediğin şeylere bile güvenip araştırmadım ve pişmanlığımda bu zaten keşke o gün anlasaydık aramızdaki kahbenin sen olduğunu! 'ben Defne'yi seviyorum' deseydin en başta kimse sana karşı çıkmazdı ve emin olki bu kızda 'eskiden' seni seviyordu!"  Diye bağırdı Asaf'a.

Ne yani kaza yapmamı sağlayan kişi o muydu...
Canımdan çok sevdiğim kişi sözde sevdiği kadının canını mı yakmıştı?

"Hepsi bu da değil iyiki o gün ulaştığım bilgilere inanmayıp senin tefonuna sızıp asıl gerçekleri öğrenmişim!" Diye bağırdı.

Buradaki kimse Ömer'in dediklerini umursamıykrdu sadece 'Asaf bey mi o'  diye konuşuyorlardı.

"Galerindeki Defne'yle alakalı binlerce iğrenç shop var lan pezevenk!" Dediğinde nefes alamadım.

"Daha fazla seni ifşalamamı istemiyorsan burdan siktir git!" Dediğinde bu seferde Asaf'ın bu yaptıkları hakkında konuşmaya başladı.

"Eee kuzen?" Dedi arkadan Mert.

"Bari hedefine ulaşabildinmi hani şu mafyacılık hedefine... Oyunmuş gibi kolay gördüğün hedeflerine" dedi ve sırıtmaya başladı.

"Depoya götürün şunu!" Diye bağırdı bir anda.

Kuzen mi dedi o?

Tam o anda Mert yanıma geldi.
"Kuzen mi?" Diye sordum.

"Buradaki herkes onun kuzenim olduğunu bilir ama gram akrabalık ilişkimiz yok yani Asaf'ın annesi benim amcam ile evlenmeden önce farklı bir evlilik yapmış ve Asaf'a da o sırada hamile kalmış. Babası onu bırakıp gidince annesi benim amcam ile  evlendi fakat annesi ölünce amcam da üveyde olsa o benim çocuğum diyerek onu yanında tutuyordu."

Dediği şeyle birlikde ben ve Ömer şok olmuştuk.

"Nasıl lan!" Diye aynı anda Ömer ve ben bağırdık.

"Ve madem o galerisinde senin hakkında kötü fotoshoplar yapmış bende ona gerçeğini yapıcağım" dedi.

"Ama düğün hâlâ devam ediyor unutmayın ve Defne şimdi pasta kesicez benimle gel" dediğinde onu takip ettim.

*****
Elimi bırakmadan beni göğsünden arkaya doğru itti. Kendi etrafımdan dönerek kendimi tekrar ona doğru çekilirken buldum. Belimi yay gibi bükerek beni yere doğru eğdiğinde üzerime eğilmişti. Bakışlarında kanımı kaynatan, yanaklarımı ısıtan bir şeyler vardı. Sebepsiz yere utanıp gözlerimi kaçırdığımda kısık gülüşünü duydum. Beni utandırmak hoşuna gitmişti.

Beni doğrultunca onun göğsüne çarptım. Yakınlığımızın beni etkisi altına almasına direnerek,"Bu bizim düğünümüzün son şarkısı" dedim.
"Son şarkılar durmak bilmez" dedi. Bu dediğine sebepsizce mutlu olmuştum.

Kendine gel Defne!

"Düğün bitince tüm gün yatıcam" dediğimde güldü.

"Koltukda yatarsın" dediğinde ne dediğini anlayamamıştım.

"Ne?" Diye sordum.

"Teyzem ve eniştem bizde kalıcakmış yani biletlerini birkaç gün sonraya buldukları için kalan zamanlarını bizimle geçirecekmişler bu zaman diliminde de gerçek eşler gibi davranıcaz yani aynı odada kalıcaz"

Dedinde somurtmaya başladım."Ben koltukda yatamam belim hâlâ çok ağrıyor" dedim.

"Bend yatamam en az senin kadar yorgunum" dedi.

"Şimdilik düğünün bitmesini bekleyelim akşam karar veririz" dedim hâlâ dans ederken.

Bu sefer beni tekrar geriye doğru itip döndürerek kendisine doğru çekti.
Kabarık gelinliğime rağmen dans edişimiz göz kamaştırıyordu.