Lens

106 15 0
                                    

2 Hafta Sonra

"Kocaam" dedim salonda boş boş oturup hiçbirşey demeden sadece beni izleyen Mert'e.

"Efendim" dedi gözlerini bana dikerek.

"Biz niye balayına gitmiyoruz? Tatile gidesim vaar" dediğimde sırıtmaya başladı.

"Oluur" dedi ve yan tarafında duran telefonunu eline alarak birilerini aramaya başladı.

"Alo" dedi telefondaki kişiye.

"Evet bizim için oda ayırın yani karıma ve bana" dedikten sonra telefonu kapattı.

"Yarın sabah yola çıkarız" dedi bana bakarak.

"Nereye gidicezki?" Diye sordum meraklı gözlerle.

"Süpriz" dedi ve ayağa kalktı "ben yemek yapıcam. Senin bana 2 puan verdiğini hâlâ hatırlıyorum" dedi ve mutfağa doğru yürümeye başladı.

Arkasından hızlıca yürüyerek ona yetişmeye çalıştım.

"Yaa kocacım dururmusun" dedim ve hızlıca ona yetişince elimi onun omzuna attım.

"Ama bize para verdi ve ben kim para verdiyse onun yanında olurum" dediğimde kahkaha attı.

"Ne kadar verdiki?" Diye sordu alayla.
Abilerimin en büyük düşmanı olduğunu ve ülkenin en zengin ve önemli kişileri olduğunu bilmiyorlardı.

"50" dedim sadece. "50 bin mi?" Diye sordu alaya vurarak.

"50 milyon" dediğimde şok olmuş bir şekilde bana baktı. "Nasıl! Abilerin nasıl o kadar zengin!?"

Sıçtım.

"Şaka bee ben orda sadece Yağız abim rezil olmasın istedim" dediğimde yüzündeki ifade gitmemişti ve sanki yalan söylediğimi sanıyormuş gibi bakıyordu.

Evet yalan söylüyorum.

"Bana yemek yapsana koocam" dedim lafı değiştirmeye çalışarak.

"Pekii ne istersin?" Dedi ve tekrardan mutfağa doğru ilerlemeye başladık.

"Lahana sarması" dedim heyecanla.

"Ne?" Dedi şaşkınlıkla. Neden şaşırdıki?

"Sadece lahana sarmasını seviyorum" dediğimde rahat bir nefes verdi. (?)

"Nasıl yapılır bilmiyorum ki?" Diye sordu ancak nasıl olduysa demek istediği farklı bir şey varmış gibiydi ama söylemiyordu.

"Ben yaparım o zaman" dediğimde tek kaşını kaldırarak bana baktı.

"Nazım bir keresinde bana göstermişti ancak o gün çok fazla ısrar etmiştim" dedim ve mutfağa girdiğimizde dolaba yaklaşarak malzemeleri aradım ve bulduarımı tek tek masaya koydum.

"Ben sadece bir korumayım ve şu an sadece işimi yapmalıyım diyordu ancak bende fazla ısrarcı bir kadınım"

"Sizin neden korumanız varki?" Diye sordu Mert.

Sanırım sormak istediği şey buydu.

"Dayım evin sahibiydi ve kendisi çok ünlü bir savcıydı hâliyle bir çok mafya gibi tehlikeli düşmanıda vardı bu yüzden kendisine koruma tuttu ancak o öldükten sonra korumalar bizim için işe devam ettiler. Korunmamıza gerek yok ancak eve saldırı düzenlemek isteyenler yinede oluyor"

Yalan.

"Hmm" dedi Mert. Sanırım inanmıştı.

Malzemeleri masaya koyduktan sonra büyük bir tencere alıp sarmanın iç dolgusunu yapmaya başladım.

Motorcunun AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin