-On Dört- Yeni Ev

22 2 0
                                    

Uçakta kendimi nasıl tuttum bilmiyorum ama sanki hiç bir şey olmamış olmamışcasına öylece oturdum. Duygularım silinmişti sanki. Hissizleşmiştim. Bir yerden sonra içimdeki ağırlığı kaldıramadım ve uyudum. Uyandığımda uçak inişteydi.

Uçaktan indiğimde eşyalarımı aldım. Minho Hyung kuzenlerini görmek için birkaç gün önce buraya gelmişti. Ona indiğimi haber verdim. Taksi buldum ve eşyaları taksiye yerleştirdikten sonra taksiciye evin konumunu söyledim. yaklaşık 20 dakika süren bi yoldan sonra evin önüne gelmiştik. Eşyalarımı taksiden aldım ve binanın önüne koyup binayı inceledim. Burası yeni hayatımdı. Ne Hyunjin, ne ailem, ne de tacizci çocuklar buradaydı. Innie olacaktı. Arada Minho Hyung'ı görebilecektim.

Eve girdim. Salonu beklediğimden genişti. İnnie için iyi bir haber. 2+1 bi evdi. Salonda bi L koltuk, bir tekli koltuk, bir sehpa ve kitaplık vardı. Annemin evinde kullanırsın diye verdiği perdeler vardı, ama hiç kullanmamıştım. Burada perde yoktu, neyse ki annemin perdeleri yanımdaydı.

Yatak odasına gittim. 1,5 kişilik gibi gözüken bir yatak vardı. Yanında dolap ve etejer. Eşyalar eski gözükse de eşyasızlıktan iyidir. Diğer odaya baktım. Çok büyük olmayan bir çalışma masası ve küçük bir raf vardı sadece.

Mutfak çok büyük olmasa da iş görürdü, 3 sandalyeli bir masa vardı. Sandalyelerin birini çalışma masasının yanına koydum.

Yeni evim böyleydi. Ben evin kalan kısımlarını incelerken telefonum çaldı. Arayan Minho Hyung'dı. Kaçıncı kat olduğunu soruyordu. Ona katı söyledim ve kapıyı açıp bekledim. Geldiğinde elinde innie ve eşyaları vardı. Ve bir iki poşet daha. Eşyaları alıp önce ona sarıldım, sonra innieyi çantasından çıkarttım ve kafasını okşadım.

- Hoşgeldin Hyung. Nasılsın?

- İyiyim İn-ah. Seni gördüm daha iyi oldum. Sen nasılsın? Durgun gibisin biraz.

Durgunluk halimi anlatmaya çok az kalırdı ama dışardan öyle gözüküyorum demek ki. Gerçi eve girince, hele ki Minho Hyung ile İnnieyi görünce biraz daha düzelmiştim. Şimdi başka bir şey düşünmek istemiyordum.

- Yol yordu ya biraz. Bu arada bugün burada kalıyorsun değil mi?

- Ev senin, sen kalmamı istiyor musun?

- O nasıl laf Hyung? Tabii ki istiyorum. Bana çok yardımcı oldun ve evdeki ilk günümü seninle geçirmek mükemmel olacak.

- Pekala, kalayım madem. Ama fikrin değişirse söyle.

Diyerek güldü. Ben de onunla beraber güldüm ve salona geçtik. Minho Hyung biraz göz gezdirdikten sonra

- Bence her şeyden önce burayı bir temizleyelim. Kalan yerleri ne zaman yaptığımız çok önemli değil.

- Tamamdır Hyung, ben elimdeki temizlik şeylerini getireyim o zaman.

Ben valizimi ve diğer eşyalarımı öylece bıraktığım odaya gidip temizlik malzemelerini bulmaya çalışırken Minho Hyung da getirdiği poşetlerin birinden bir kaç şey çıkarttı. Malzemeleri alıp salona getirdim. Minho Hyung da kuzenlerinden temizlik için bir şeyler getirmiş. Hepsini bir araya getirip nereden başlayacağımızı düşündük. Ben banyoda duran bir kovaya su doldurup getirdim. İş bölümü yaptık ve yerleri, camları, koltukları, sehpayı, kitaplığı ve kalan küçük şeyleri temizledik. Salonu temizlememiz yaklaşık 1.5 saat sürmüştü. İkimizde çok yorulmuştuk.

- Çay ister misin? Mutfakta önceden kalma bir kettle var sanırım. Sallama çay yapabiliriz. (Türk damarları her yerde çay olması lazım)

- Harika olur İn-ah. Buna çok ihtiyacım var.

Tekrardan eşyalarımın olduğu odaya gittim. Artık bunları yerleştirmem gerekiyordu. Sallama çayları ve karton bardakları alıp mutfağa gittim. Su kaynatıp sallama çayları yaptım. Yolculukta verilen ama her zamanki gibi iştahım olmadığı için yemediğim bisküviyi ve çayları alıp salona gittim. Elimdekileri sehpaya koydum ve oturdum.

- İyi iş çıkardık Hyung. Teşekkür ederim.

- Ne demek, sen ne istersen.

Minho Hyung'ı çok seviyordum. Yanımda olan tek kişi oydu sanki. (Sankisi fazla oldu.) Ablamla konuşmuyorduk, okulda arkadaşım yoktu. Hyunjin zaten yanımda değildi. Aileme de yük olmak istemiyordum ve o kadar içli dışlı değildik. Ve Minho Hyung sayesinde artık hep benimle olacak biri daha olmuştu. İnnie.

Minho Hyungla biraz daha oturduktan sonra işlere devam ettik. Mutfağı temizleyip düzenledik. Eşyaları yerleştirdik. Önceden kalma şeyler de vardı. Evin bu kadar eşyalı olmasının sebebi burada yaşlı bir çift yaşıyormuş, kadının eşi vefat edince kadın da çocuğunun yanında kalmaya başlamış. Onlar da eşyalar kalsın kirayı da ona göre ayarlarız demişler. Sonra bu ev bir türlü alınmadığı için fiyatı iyice düşürmüşler. Zaten ev 2+1 ve hem kendisi hem eşyaları biraz eski olduğu için çok müthiş değil. Ama benim işime geldi çünkü hem başka eşya alacak param yoktu hem de evin kirası uygundu. Ev sahibi kadın da çok tatlı biriydi. Hem evi kiraya verdiği için hem de benim gibi bir gence yardım ettiği için sevindi.

Mutfak bittikten sonra mola vermeden yatak odasını ve boş odayı da hallettik. Neredeyse akşam olmuştu. Minho Hyung dışarı çıkmayı önerince geri çeviremedim. Hızlıca duş aldım, hazırlanıp dışarı çıktık.

Ölüyorum susuyorsun.. - Hyunin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin