-On Dokuz-

8 3 2
                                    

- Buraya gel bi görelim seni oğlum

- Ben de isterdim ama gelemem anne

- Neden

- Burada işlerim var, şehir dışına tek günlük gelmek de sıkıntı

- Kal biraz

Hyunjin'le aynı evde kalırken ne arıyorlardı, ne çağırıyorlardı. Hyunjin onlara gitmese hiç uzun zamandır konuşmadık görüşmedik diyip farketmezlerdi.

- İyiyim ben burada.

- Hyunjin'le konuşmayacak mısın? Bi konuşup sorunlarınızı çözmeyi deneyin.

Çözülecek şeyler değiller.

- Ararım ben onu sonra.

Biraz daha konuştuk ve annemi oraya gelmemeye ikna ettikten sonra kapattık. Minho Hyung'ı arayıp olanları anlattım. Ama içimde hala bir boşluk vardı. Sanki biriyle konuşmak isteyip konuşamamışım gibi. Hyunjin değildi. Onun sesini bile duymak istemiyordum. Annemlerle konuşmuştum. Başka konuşabileceğim biri yok. Ablamdan dolayı olabilir. Yarım kalmış gibi hissediyorum. O konuşma bir yerlerimde sıkışıp kalmış gibi. Daha fazlasını istediğimden de olabilir. Şansımı denemek istedim.

Arayıp Yazarsa Rüyadayım (Ablam)

Annemlerle konuştum -
Görüldü•

Cevap vermeyecek misin? -

- Ne diyeyim?

Ablam hala aynıydı.

Konuşmamız iyi geldi, teşekkürler.-
Bir daha gerçekleşir mı bilmiyorum ama.-

Telefonum çalmaya başladı. Arayan Hyunjin'di. Normalde onu aramayı veya onunla konuşmayı düşünmüyordum ama açmak istedim. 

-Jeongin? Tanrı aşkına, cidden açtın değil mi? Yanlış görmüyorum.

- Açmadım.

- Kafayı yiyecektim

- Yazık

- Sen, mesajlarımı okudun mu?

- Okuyordum.

- Neden cevap vermedin? Ciddi anlamda çıldıracaktım.

- Canım istemedi.

- Jeongin sinirlenmek istemiyorum ama böyle yapman beni delirtiyor.

- Sende patronunu delirtiyorsundur, fantezi kıyafeti falan?

Bir kaç saniye bir şey söylemedikten sonra yutkundu.

- Ne saçmalıyorsun? Senden başkasını görmüyorum bilmiyor musun? Ayrıca ne kastettiğine dikkat et, ne dediğinin farkında mısın sen?

- Ne dediğimin farkındayım. Ayrıca kastetmek gibi bir durum söz konusu değil. Direkt olarak söylüyorum.

-Jeongi-

- Hyunjin lafı dolandırma. Cidden uğraşamayacağım. Ne yaptığını biliyorum. Zorla ya da değil. Patronunun yanında tam bir ukesin. Ona itaat ediyorsun resmen. Genç bir çocukla uğraşmamanı da söyledi sana, lütfen o sözünü de dinle. Ama en çok ne acıtıyor biliyor musun? Ben seni gecelere kadar bekleyip ağlarken senin patronunla sürtüşüyor olman canımı çok yakıyor. Mesaiye kal değil mi? Çünkü belli işleriniz var. İş ama pişirilenden.

- Bak, ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Ama emin ol ona hep ilişkim olduğunu söyledim. Ama dinlemedi, zorladı. İşten kovacağını söyledi falan. Jeongin ben kaç aydır vicdan azabından sana bakamıyorum. Biricik bebeğimsin, bu değişmedi, değişmeyecek. Kendimden çok utanıyorum.

Havaalanında da ilişkisi olduğunu söylemişti. Ama zorla ya da isteyerek olması umurumda değildi. Ki o işten ayrılacağını söylemesine ve bunu yapabileceğine rağmen yapmaması.

- Gelip bana söyleyebilirdin, şikayet edebilirdin.

- Böyle bir şey nasıl söylenir ki..

- Doğru. Ben de söyleyememiştim sana. Ama utandırıcı olmasından değil. Senin utandırıcı şeyler yapmandan.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölüyorum susuyorsun.. - Hyunin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin