-On Altı- Açacak Mısın?

14 4 4
                                    

Kendime gelip:

-Küçükken öğrenmiştim, uzun süredir yapıyor olunca iyi yapmaya başladım sanırım.

Cevap vermek için sandığım kadar çok duraksamamış olacağım ki Minho Hyung bir gariplik fark etmedi. Telefonum çalmaya başladı. Arayan tabii ki Hyunjindi. Aramasını istemiyordum. Önceden o arasın ya da aradığımda benimle konuşabilsin çok isterdim. Ben isterken onun beni bir yerine takmaması ve şimdi arayıp merak etmesi,( belki de bir şeyler yaptığımı düşünmesi) sinirimi bozuyordu.

- Kim arıyor?

- Hyunjin.

- Açacak mısın?

Açacak mıyım? O zaman buraya gelmemin hiç bir anlamı kalmaz. Ondan hem kaçmak hem de ona acı çektirmek istiyordum. Gerçi belki de patronuyla akşam mesaiye kaldığında canı yeterince acıyordu. Fiziksel olarak.

- Açmayacağım.

- Sen bilirsin, bence de açma ama en azından ailene haber vermek istemez misin?

Telefonu kapattığımda yine Hyunjinden mesajlar geldiğini gördüm.

Hyun.
- Jeongin aklım çıkacak
- Telefonlarımı da açmıyorsun
- Neredesin?
- Minho'nun yanındasındır diye kendimi avutuyorum ama hala bakmıyorsun.
- Minhonun numarası da yok ki bende
- Off
- Çıldıracağım
- Jeongin kalbini kırmak istemiyorum ama cidden sinirleniyorum
- Endişeleniyorum ya başına bir şey gelmiştir diye
- Beni bu halde bırakma lütfen cevap ver
- Akşam da gelmezsen seni aramaya çıkacağım.

Telefonu kapatıp kenara koydum.

- Ne demiştin Hyung?

- En azından ailene haber vermek istemez misin diye sormuştum.

- Zannetmiyorum.

- Ailen seni seviyor Jeongin, emin ol sana yardımcı olacaklardır.

- Bilmiyorum, şu anlık öyle bir şey düşünmüyorum

- Pekala, sen bilirsin ama ben gittikten sonra en ufak bir şey olursa bile beni arıyorsun tamam mı? Ben de seni arayacağım her gün.

- Tamamdır Hyung, teşekkür ederim.

- Okulun açılmasına yakın ben yine gelirim okulu gezeriz beraber yapılacak işlem falan varsa hallederiz.

Kahvaltımızı bitirdikten sonra Minho Hyung'la biraz oturduk. Sonra artık gitmesi gerektiğini söyledi.

- İnnie'nin daha sonra kullanmak için maması falan şu poşette. Eğer biterse ben yine gönderirim.  Oyuncak falan da var hatta onun içinde.

Eğilip İnnie'yi okşadı ve geri ayağa kalktı. Vedalaştık ve artık evde tek kalmıştım. İnnie ile beraber. İnnie'yi kucağıma aldım ve biraz öyle oturduk. Sonra suyunu kontrol ettiğimde suyunun çok az kaldığını görüp suyunu koydum. Mutluydum ama içimde bir şeyler vardı. Hafif stres, boşluk ve korku.

==============
Bölüm biraz kısa oldu ama şimdi hemen diğer bölümü de yazacağım olaylar aynı bölümde olmasın diye burada bitirdim.

Ölüyorum susuyorsun.. - Hyunin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin