1.9

867 62 31
                                    


"Annemm!"

Annemin üzerime atlaması ile tökezledim.

"Anne dur öleceğim!"

Yavaşça boynumdan çekilmesiyle bu sefer Altunay üzerime atladı.

"Pis ellerinle dokunma bana!"

"Yıkadım bir kere."

Yanaklarıma bir sürü öpücük kondurup at kuyruğu yaptığım saçımı bozdu.

"Altunay!"

"Sen yokken çok sıkılıyorum abla."

Nadiren abla derdi. Genelde gıcıklık olsun diye diş fırçası, tuvalet kağıdı, pense, pitbull gibi lakaplarla hitap ederdi.

Şuanki dediği şey tarihe geçmeliydi. Sinirim azda olsa yumuşarken babama doğru ilerledim.

"Babacım!"

Kollarımı boynuna sarıp Altunay'ın bana yaptığı gibi yanaklarını öpmeye başladım.

"Prenses kızım."

"Bana niye böyle iltifatlar yok?"

Sarılmayı bırakmayıp Altunay'a doğru dönüp dil çıkardım.

"Prenses oğlum."

Babam saçımı okşarken gülmeye başladım. Altunay ise bozulmuş, yüzü saniyesinde düşmüştü.

"Umarım kızıma iyi bakmışsındır Kenan."

Babamın dediği şeyle gülümseyerek kafasını eğdi Kenan.

"Kızın oğlumla çok güzel ilgilendi Mehmet emin olabilirsin."

"Ney?!"

Engin amca'nın dediği şeyle babamın kaşları çatılırken ortam gerilmeye başlamıştı.

"Yol yorgunusunuzdur bi kahve içelim."

"Dediğin gibi yol yorgunuyuz eve gidip dinlenelim. Hem Alara kızım da dinlensin. Başka bir zamana inşallah."

Annemin davetini reddetmelerini anlayışla karşıladık. Hepimizde yorgunduk.

"Cumartesi günü Altunay'ın doğum gününü kutlayacağız buyrun gelin."

"Tabi gelir biz."

Bozuk aksanı ile nadir Türkçe konuşmalarından yapıp Altunay'ın saçını okşamıştı beate teyze.

Altunay'ın doğum günü mü? Ne zaman olduğunu bile unutmuştum. Gerçi bazen kardeşim olduğunu unuttuğum anlar bile oluyor.

Bitmek bilmeyen kapı önü konuşması sonunda sonlanmıştı. Ayakta duracak dermanım kalmamıştı.

Yıldız ailesi arabaya binip gözden kaybolurken annemin koluma dürtmesi ile kafamı ona doğru çevirdim.

"Koca buldun mu?"

Fısıldayarak konuşmasıyla gözlerimi kocaman açtım. Şakasına demiştim onu!

"SEVİLAY!"

"MEMET!"

Babam yakında gözlerinden ateş çıkaracak gibi bakarken annem de aynı şekilde ona karşılık verdi.

"Yürü Alara, yürü. Bulaşıklar makineye yerleşecek daha."

.
.
.

1 gün sonra (cumartesi)

"Vay! Aslanım naber?"

Hayali arkadaşım ile aynanın karşısında tokalaşırken kafamı salladım.

Allah'ın aşkına Alara, askerlik arkadaşın mı o senin?

Friends || Kenan yıldız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin