Medya da Ceylanın giydiği kıyafet vardır. Medyadakini göremeyenler için bölüm sonuna bırakıyorummm resmiiiniii bennn...
2 gün sonra...
Şu saat oldu Defne'yi arıyorum hala açmadı telefonunu. Tam yarım saattir arıyordum ama açmıyordu, kapalı falan da değildi. 2 Gündür hiç iletişim kurmamıştık bir arayım dedim ama şimdi de telefonlarına bakmıyor. Dedektifte araştırmaya devam etmek için Akanların yanına gitmişti, çıkalı 1 saat falan olmuştu. Artık daha fazla dayanamadım ve elimdeki telefonu bırakarak dedektifin bana vermiş olduğu odaya giderek üstümü değiştirmeye başladım. Mesafe zaten kısaydı buradan yürüyerek 10-15 dakika da oradaydım. Üstüme yeşil bir body ve onun üstüne de yeşil bir hırka geçirmiştim. Altıma ise beyaz bir kot pantolon giymiştim. Fazla oyalanmadan evden çıkıp kapıyı kapattım.
Defne'nin evine doğru yürürken karşıdan hızla bana doğru gelmek üzere olan arabayı fark ettim. Son sürat hızla sürüyordu deli. Aramızda sadece birkaç metre kaldığında koşarak kaldırıma çıktım ve araba kolumu sıyırarak yanımdan geçip gitti. Kolumu sıyırdı derken koluma çarparak geçmişti. Arabanın hızından ötürü kolumu tutarak biraz geriye savruldum. Düşmedim, ama hemen arkamda bulunan sokak lambasına tutundum. Koluma baktığımda hırkamın biraz yırtıldığını görmüştüm. Ne yapıyordu bu adam? Beni neredeyse öldürüyordu. Ve araba siyah cam jelatiniyle kaplı olduğu içinde içindeki her kimse göremedim, plakasını almak için arkamı döndüğümde adam çoktan gitmişti. Ben nereye gidiyordum sahiden? HA, Doğru Defne'nin evine gidiyordum.
Az önce başımdan geçen garip olayı atlatmaya çalışarak adımlarımı hızlandırdım ve yürümeye başladım.
Kısa bir süre sonra eve vardığımda kollarımı sıyırarak kapıyı tıklattım. Bir süre bekledim fakat açan olmadı, bir daha tıklattım ve sonra bir daha. Evde değil miydi Acaba? Telefonumu cebimden çıkardım ve onu aradım. Kulağımı kapıya yasladığımda tamda tahmin ettiğim gibi içeriden ses geldi. Bu kız telefonunu asla evde bırakmazdı ki. Allah Allah Ya. Bir süre kapının önünde ne yapacağımı bilmez bir şekilde beklediğimde geçenlerde Burak'ın numarasını aldığımı hatırladım. Beni dedektifin evine bırakmadan önce numarasını vermişti.
Burak'ı aradığımda telefonu hemen açtı.
"Alo, efendim Ceylan?"
"Burak... Çok ses geliyor neredesin sen?"
"Havalimanındayım daha yeni indim uçaktan." Aaa
"He sen geri mi döndün? Ne ara, bu hafta kalabilirim demiştin?"
"Ya bileti erken bulunca gideyim dedim."
"Anladım tamam. Defne'yle ne zaman konuştun en son?" Dedim merakla.
"Dün, uçağa binmeden hemen önce. Niye ne oldu ki?"
"Yok bir şey, eğer ona ulaşırsan haber ver olur mu?"
"Tamam veririm."
"Görüşürüz." Dediğimde o da görüşürüz diyerek telefonu kapattı. Şu anda telefonu evdeydi ama eve geldiğinde ilk önce Burak ulaşırsa bana haber vermesi için söylemiştim. Onu da endişelendirmek istemiyordum ama Açıkçası yapacak bir şey de yoktu. Defne'nin komşusuna mı sorsam acaba?
Yandaki evin kapısını tıklattım, bu diğer komşusuydu. Kapıyı açan yaşlı teyzeye selam verdim. "Merhaba teyze nasılsın?" Dediğimde sıcak gülümsemesiyle "İyiyim kızım, gel içeri istersen bende tam çay demlemiştim." Dediğinde gülümsedim. "Yok teyze sağ ol afiyet olsun sana. Ben şey soracaktım Defne'yi gördün mü acaba? Telefonunu evde bırakmış." Dediğimde kaşları çatıldı. "Hayır görmedim, Allah Allah." Dedi meraklı sesiyle. "Tamam teyze teşekkürler." Dedim ve bir gülümsemenin ardından kapı kapandı. Umutsuz bir şekilde eve dönmekten başka çarem kalmamıştı sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Haber: Cinayet Kasabası
Actionünsüz bir gazeteci olan ve ününe ün katmak için her şeyi yapabilecek olan baş karakterimiz, arkadaşından aldığı bir telefon üzerine aceleyle onun kasabasına gider. Bu kasabaya gelme sebebi hem arkadaşını korumaktır hem de olayı araştırıp haber yapma...