İ𝙠𝙞𝙣𝙘𝙞 𝙉𝙤𝙩/𝙏𝙚𝙝𝙙𝙞𝙩

29 3 0
                                    

Demir dün gece yatmadan önce alnıma Bir Yara Bandı yapıştırmıştı. Ondan önce biraz buz koymuştu elbette. Çünkü dün o acelede buz koymayı düşünemedim. Demir buz koyunca şişliği biraz indi sonra yara bandını yapıştırmıştı ve yatmıştık. 

Güneş ışığı pencereden içeri süzülürken, göz kapaklarım ağır ağır aralandı. Pınar hala orada, huzurlu bir şekilde uyuyordu. Etrafıma bakındığımda, Mine ve Defne'nin koltukta sessizce sohbet ettiğini gördüm. Güneş ışığı Defne'nin altın sarısı saçlarını parlatırken, Mine'nin kahverengi gözlerinde yeni bir günün başlamasının heyecanı vardı. Burak ise onların yanında, telefonuna bakarak oturuyordu. Pınar'ı uyandırmadan koltuktan kalkarken Defne'nin "Günaydın!" Sesini duydum. Mayışık, Uykulu sesimle "Günaydın." dedim ve banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Elimi yüzümü yıkayıp kendim geldikten sonra saatin 11 olduğunu fark ettim. Saat bu kadar gerçekten de olmuş muydu? Kızlara ve Burak'a dönüp konuştum.

"Demir Nerede?"

"Bir haber geldi, bir şey var herhalde ona gitti." dedi Mine sakin sesi ile. 

Bir haber mi gelmişti? Acaba Dün benim evime dair gelişmeler hakkında bir haber mi gelmişti? Evimde bir şey mi buldular yoksa? Demiri arasam rahatsız olur mu diye düşünürken telefonum çaldı. Ayaklarımı parke zeminde sürerek komodinin üzerinde telefonun yanına gittim. Arayan kişi demirdi. Açarak telefonu kulağıma götürdüm. "Dedektif?" dedim. Heyecanla Demir'in diyeceklerini bekliyordum. Umarım güzel haberler verir. Gerçi güzel haber bir şey bulması mı yoksa bulmaması mı bilmiyorum. Ama umarım yine de güzel haberler verir. Dedektiften bir cevap gelmeyince tekrar konuştum. "Dedektif? Orada mısın?"

Sonunda bir süre sonra telefondan ses geldiğinde Demir şöyle dedi, "Evde bir şey bulduk." Ne buldular Acaba?

Hızlı bir şekilde telefonu kulağıma yapıştırıp biraz yüksek çıkan sesimle "Ne buldunuz?" Dedim. Kalbim küt küt atarken tekrardan dedektifin sesini duydum.

"Sakin Ol Dün gece sana anlatmış olduğum nota benzer bir not buldum. Ama bu sefer yazanlar çok farklı." Dediğinde tüylerim ürpermişti. Dedektif tekrar konuştu. Demir sert sesi ile tekrar konuştuğunda "Ben gelene kadar Sakın evden çıkmıyorsun." Daha da merak ediyordum Şimdi ne olmuş olabilir ki? "Notta ne yazıyor?" dedim. "Notta 'sıradaki sensin' yazıyor." dedi.

Demir'in telefondan çok net gelen sesiyle kanımın çekildiğini hissettim. Şu ana kadar yaşadığım tüm olaylarda sakinliğimi korumuş bir insan olsam da evde sıradaki sensin yazan bir nota karşı sakinliğimi korumam çok zordu. Sıradaki sensin de ne demekti? Bunu kim yapıyorsa haddini aşmıştı. Korkuyor muydum bilmiyorum ama çok endişeliyim. Dün Başımdaki Ağrı adeta şu anda yeniden başlamıştı. Etrafımda dönen bir oda vardı sanki...

"10 Dakikaya evde olurum, evden çıkmayın." Dedi ve ardından telefon kapandı.

Yapacak tek şey sakince beklemekti. Kızlara bir şey belli etsem mi Yoksa hiçbir şey söylemesem mi diye düşündüm. Defne ile de şu sıralar aramız eskisi kadar iyi değildi.  Buraya gelme sebeplerimden Biri de Defne'ye destek olmaktı. Ama şu sıralar Defne'ye destek olmak harici her şeyi yapıyor gibiyim. Çünkü endişelenen ve odak noktası olan tek kişi Defne değil. Evet Defne'nin evine girdiler. Orayı da dağıtıyorlar. Ama benim evimde olan da normal değil. Muhtemelen birisinin gözü ikimizin üstünde.

Banyoya gidip Elimi yüzümü yıkayıp kendim geldikten sonra salona geçmişim. Uyumak için açtığımız koltukların toplandığını gördüm. Kimseye yük olmak istemediğim için buradan bir an önce gitmek istiyordum. Kızlar da öyle düşünüyor olmalılar ki kahvaltı bile hazırlamamışlar. Mine bıkkın bir sesle Defne'ye dönerek "Ne zaman eve geçeceğiz? Burada çok sıkıldım." Dedi. Tek probleminin sıkılması olması baya komikti. Şahsen ben de yaşadıklarımızdan hiç memnun değilim. Ama buna mecburduk. Ayrıca memnun değilseniz kendi evine geri dönebilirsiniz. Kimse onu burada zorla tutmuyor bence.

Son Haber: Cinayet KasabasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin