Hoş geldinizzz
Bölüm görsellerini Yukarıya Bıraktımmm ... ... ...
Yorumlarınızı ve oyunuzu eksik etmezsenizzz sevinirimmm
Titreyen ellerimle perdeyi yavaşça açtım. Başım zonkluyordu adeta. Başımı yavaşça uzattım lakin kimseyi görmedim. Neredeyse her yöne baktım ama kimseyi göremedim çünkü kasabanın sokakları bomboştu. Yalnızlık ve sessizlik içimi ürpertiyordu. Demir'i tekrar aramayı denedim ama yine açmıyordu. İçimde bir panik dalgası yükseldi. Bir dakika... Ya Defne'ye gittiyse? Onu aramalı mıyım? Ama Burak Defne'nin yanındaydı, Nasıl yani?
Hiçbir şey düşünmeden Defne'yi aradım biraz çaldıktan sonra açtı.
Soğuk bir sesle "Efendim Ceylan?" dedi.
"Defne, Burak yanında mı?"
"Off yine Burak diyorsun Ceylan ya bir bitmedi Burak'la olan derdin."
"Ne derdi be salak!? Burak yanında mı değil mi?"
"Yanımda. Oldu mu?"
"Oldu..." Diyerek telefonu kapattım. Yani Burak katil değil miydi? Kafam çok karışıktı ve artık hiç mantıklı düşünemiyordum. Katil Burak da değilse kimdi? Bilmiyorum belki de birden fazlalar ve iş birliği yapıyorlar bilmiyorum... En sonunda polisi aramaya karar verdim. Polisin numarasını tuşlayarak aradım. Telefonu kulağıma götürdüğümde, kalbim hızla çarpıyordu. Her şeyin bu kadar karmaşık hale gelmesi aklımı karıştırıyordu. Polis hattının tıpkı defalarca dinlediğim anonsu duyuldu:
"112 Acil Servis, nasıl yardımcı olabilirim?"
"Merhaba, ben Ceylan. Kasabada bir cinayet davasıyla ilgili bilgi vermek istiyorum. Lütfen bana yardımcı olun, katilin kim olduğunu bilmiyorum ama çok tehlikeli bir durumdayım," dedim, sesim titreyerek.
Operatörün sesi sakin ve güven vericiydi. "Tamam, Ceylan. Şu anda neredesin? Size en yakın ekibi yönlendireceğim." Dediğinde Dedektifin evinde olduğumu söyleyerek konumu verdim. Telefonu kapattıktan yalnızca bir dakika sonra telefonum yeniden çaldı. Yine aynı numara arıyordu, açıp açmama konusunda kararsız kalsam da açtım. Hiçbir şey söylemeyerek konuşmasını bekledim. Bu sırada yeniden koltuğa oturmuştum.
"Ah tatlım, polisi araman bir şeyi değiştirir mi sandın? Hala çok yakınındayım..." Hala burada! Polisler erken gelebilirlerse onu yakalayabilirler. Yani Umarım. Ya polisler gelen kadar çoktan gitmiş olursa o zaman ne olacak? Kalbim göğüs kafesimi zorlarken nefes almakta güçlük çekiyordum. Olmayan hastalıklar türemeye başlamıştı sanki. Açık olan saçlarımı bir toka yardımı ile topuz yaptım. Ellerimle gözümün önüne gelen birkaç saç tutamını geriye doğru ittim.
Aradan 5 dakika falan geçmişti.
Evin sessizliğinin sesi beynimde yankılanırken gerçek bir ses duydum. Kapı çalıyordu. Art Arda vurulan kapıyla sessizce yerimden kalktım ve mutfağa gittim. Elime keskin olduğunu düşündüğüm bir bıçağı alarak kapıya doğru yürüdüm. Evde yankılanan vurma sesleri adım seslerimi yok ediyordu. Bıçağı sıkıca kavradım ve kapının tam önünde durdum. Bir elimi kapının kulpuna koyduğum sırada sesler kesilmişti. Kapıyı kendime doğru çekerek açtım ve bıçağı henüz görmediğim kişiye doğru sertçe salladım. Bir anda bıçağı tutan bileğimden sertçe kavranarak duvara ittirildim. İki bileğimde biri tarafından duvara sabitlenmişti ve bıçak çoktan elimden düşmüştü. Gözlerim kapalıydı ve açmaya da cesaret edemiyordum. Sonra o sesi duydum.
"Ceylan?"
Gözlerimi yavaşça açtığım sırada bir damla düştü yanaklarıma doğru. Karşımdaki dedektifle derin bir nefes alarak yere çökmek istedim çünkü artık heyecandan ve korkudan dolayı bacaklarım beni taşımıyordu. Lakin bunu yapamadım çünkü dedektif beni hala tutuyordu. Düşeceğimi anladığı sırada kucağına alarak içeri götürdü. Bedenimin yavaşça koltuğun üzerine yatırıldığını anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Haber: Cinayet Kasabası
Acciónünsüz bir gazeteci olan ve ününe ün katmak için her şeyi yapabilecek olan baş karakterimiz, arkadaşından aldığı bir telefon üzerine aceleyle onun kasabasına gider. Bu kasabaya gelme sebebi hem arkadaşını korumaktır hem de olayı araştırıp haber yapma...