2. Bölüm / Aysa ile birlikte🌙

20 5 3
                                    

2 gün sonra...🌙

Yaza 4 gün kala...

Orta boylardaki sırt çantama en sevdiğim birkaç elbiseyi, taçları, tokaları ve birkaç eşyamı koyarak zorla kapattım. Odama son bir kez baktım. Küçüklüğümden beri yaşadığım anılar ve zorluklar bu odada kayıp gitti.

Ateş bir anda odaya girdi ve kesik bir sesle yere oturdu. Kimsenin görmemesine dikkat etmeye çalışırken koşmuştu ve yorulmuştu.

"Kapıdaki askerlere ne dedin?"

Nefes nefese konuştu.

"Sormadılarki, ayrıca onlara ne"

Gülümsedim ve yanına attığı büyük çantayı gördüm.

"Ateş, sence bu çanta fazlasıyla büyük değilmi?"

Somurtarak "Eşyalarım onlar kar, ayrıca at taşıyacak sen değil."

"Neyse tamam tamam. Hadi gidelim."

Üstüne kırmızı uzun bir elbise giymişti. Elbisenin önünde pullar vardı ve dar kolları vardı.

"Korumanı tak." Diyerek elbisesinden gözlerimi ayırdım.

"Sen çantana koydunmu korumanı?"

Başımı sallayarak onayladım ve çantasından yüz maskesi çıkardı. Yüzüne taktıktan sonra ellerine kalın ilaçlı eldivenlerini geçirdi ve kalın kapşonlu uzun bir kaban giydi. Rengi siyahtı. Son olarak ise korumalı uzun çizmelerini çıkararak giydi. Çanta bir anda fazlasıyla boşalmıştı.

Açık biyeri olmaması için hızlıca kontrol ettim ve daha sonra çantalarımızı alarak pencereme doğru ilerledik.

Odam sarayın ormanlık tarafında kalıyordu. Penceremin hemen aşağısında çıkmış tuğlalar vardı ve 3. Kattı.

Ateşe dönerek "Ateş, ilk ben ineyim sonra sen çantaları bana at. Daha sonra inersin.

Başını aşağı yukarı salladı ve bende pencereden geçtim.

Ayağımı bir tuğlanın üzerine koyduğumda kalbim duracak gibi oldu. Topuklu ayakkabılar ile imkansızdı.
Hızlıca ve dikkatlice topuklu ayakkabılarımı çıkardım ve aşağıya attim. Çimenler olduğu için kırılma ihtimali düşüktü.

Korkuyla 2. Tuğlaya bastım. Dikkatlice tuğlalara basarken ateşin dikkat et haykırışları yüzünden askalsın düşüyordum.

Yada ben onu suçluyordum.

Birkaç defa düşme tehlikesi geçirdikten sonra nihayet aşağıya indim ve topuklu ayakkabılarımı giydim. Daha sonra Ateş bana çantaları attı ama ikisinide tutamadım.
Ateş gülerek "Çok şükür içlerinde kırılacak birşey yok. Olsaydı senin beceriksizliğin yüzünden başımıza neler gelecekti kim bilir." O anda aklıma çantama koyduğum tek bir parfüm geldi. Büyük bir şişeydi. Kırılırsa başıma geleceklerden korkuyordum. İçindeki maddeler yüzünden elbiselerimin rengini çıkarabilirdi.

Ve dahada önemlisi onu bana Ateş almıştı.
Hayatım boyunca tek güvendiğim ve tek sevdiğim insan olmayı başarmıştı, başarıyorduda. Kardeşim olduğu için böyle düşündüğümü sanmıyorum. Onu gerçekten çok seviyorum.

Belli etmemeye çalışarak hafifçe güldüm ve oda inmeye başladı. Korktuğu belliydi fakat sanki hergün bunu yapıyormuş gibi profesyonel bir şekilde indi.

Şaşırmıştım. Ateşten bunu beklemiyordum.

"Sen nasıl indin böyle? Sanki hergün yapıyormuş gibiydin."

Cevap vermek istemediği sırada asker sesleri duyduk.

"Kralın emri var. Sarayın arka tarafına 5 asker koyulacak. Yeni kural. "

Korkudan hemen sarayın diyer tarafına koştuk ve kimse görmeden ahıra girdik.

At bakıcısı Aysa atlarla ilgileniyordu. Bizi görür görmez eğilerek selam verdi.

"Ah, prenses Kar hoşgeldiniz; prenses Ateş, hoş-"

Şaşkınlıktan ne yapacağını bilmeden bize bakıyordu. O sırada Ateş kapıyı aralayarak dışarı bakıyordu.

"Ahahah. Demekki kış ve Kar böyleymiş. Pencereden baktığımdan daha hoş."

Onu anlıyordum. Hissettiği bilmemezlik duygusunu bende biliyordum.
Yazları hissettiğim duyguyu ve üzüntüyü kardeşiminde hissetmesi canımı acıtıyordu.

Aysayı şaşkınlığından kurtarmak için olayları ve planımızı anlattım. Heyecandan deliye döndü.

"Prenses Kar ve prenses Ateş, haddim değil ama bende sizinle beraber Zoranda Krallığına gelebilirmiyim? Lütfen, prens Pokayı görmek istiyorum ve yeni bir hayata başlamak istiyorum, lütfen."

Kararsızlık ile başımı Ateşe çevirdim. O ise korumalı eldiven ile eline aldığı karı ilk defa inceliyordu.

Benim baktığımı fark ettiğinde karı atıp kapıyı kapattı ve söze başladı.

"Aslında olabilir. Benim için sorun yok. Yol zaten sıkıntı olmaz çünkü haritada yol tarifi var. Harita, Harita?"

Sinirlendim.

"Unutmuş olamazsın, Ateş."

"Offf. Ne yapacağız şimdi. Niye böyleyim ya. Halbuki masanın üzerindeydi. Ah ben ah."

Sinirle Ateşe kızarken Aysa söze atladı.

"Efendim ben yolu biliyorum."

Duraksadım.

"Sen nereden biliyorsun?"

Ata yaslandı.

"2 sene önce buraya gelmeden önce babam ile Zoranda Krallığına Anayha Krallığından yürüyerek erzak götürüyorduk. O kadar çok gidip geldikki ağrıyan bacaklarımız ile ezberledim. Fakat bundan hiç şikayet etmedim çünkü babamın tehdit edildiğini biliyordum. Daha sonra en sonki götürmemizde babam yediği bir ot yüzünden zehirlendi ve gözümün önünde bağırarak can verdi. Annem ise zaten ben 2 yaşındayken bizi terk etmiş. Hatta bir abim bile varmış ama annem-"

Zorlanarak anlatmaya devam etmeye çalıştı.

"Annem onu bıçaklamış. Babamın onu mahfedeceğini bildiği için kaçmış. Babam öldükten sonra kasabalılar beni ona verdiler fakat beni sokağa attı. Hemde döverek."

İçim acıdı. Biz sarayda hapsoluyorduk O ise hayatında. Göz yaşlarımızı tutamadık. Bukadar güzel bir kızın böyle bir hayat hikayesi olması garipti. Daha doğrusu hayat garipti.

Ateşle aynı anda yanına gidip sarıldık. Ağlamasını dindirmek istiyorduk fakat daha kendi ağlamamızı dindirekmiyorduk. Benim sadece göz yaşlarım akıyordu, ateşinde öyle ama Aysanın sadece göz yaşları değil, acılar da hıçkırıklarla akıyordu.

Daha bize anlatamadığı ve içinde sakladığı birçok acı olduğuna çok emindim fakat bunu ona belli etmedim.

Bir süre sonra ise atlarımızı hazırladık. Aysa yanına birkaç parça kıyafetten ve meyveden başka Hiçbirşey almadı.

Aysanın meyve hazırladığını görünce yanımıza yemek almadığımızı fark ettim ama artık çok geçti. Ormandan bulurum ümidiyle umursamadım.

Ben beyaz bir ata bindim. Uzun saçları ile büyük bir attı.
Ateş ise kahverengi bir ata bindi. Benim atımla tek farkları renkleriydi.
Aysa ise bizim atlarımızdan biraz küçük boyutta siyah bir ata bindi.

Aysa diğer atlar ile adeta bir arkadaşçasına vedalaştı ve ahırdan çıkıp ormanın içine dalarak yolculuğa başladık.

🌙🦋

BUZDAN ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin