Gözlerim bulanıklaşıyor, ağlıyordum. Bir anda çığlık attım ve gözlerim kapanıp yeniden açıldı. Karşımda o eski evin çatısı ve bana bakan Poka vardı. "Kar, iyimisin?" Dedi gözlerimin içine bakarak "Çığlık attın. Kabus görmüş olmalısın. Bak su buldum ormanda. Hadi iç." Dedi bana bir tas uzatarak. Onu biraz süzdüm daha sonra doğruldum ve tası dudağıma götürerek yavaş yavaş yudumlayıp bitirdim. Yere koydum ve düşünmeye başladım. Ya bu bir rüyadan öteyse? Daha doğrusu bif işaret ise... hayır hayır, bence çok düşündüğümden ve kafaya taktığımdan olmalı.
Yani öyle umuyorum.
"Hadi gidelim." Dedim sesimdeki korku ile.
"Hemenmi? Birşeyler yesey..." lafını kestim.
"Gidelim dedim, Poka." Onu belkide haksız yere suçluyordum. Belkide haklıydım ama kafam allak bullaktı. Düzgün düşünemiyor olabilirdim.
Biraz beni süzdü. Ne olduğunu pek anlayamadı. Göz çevirdim ve kulübeden çıktım.
Poka atı ağaca bağlamıştı. Yanına gittim ve elim ile okşadım. 2 gün önceki halinden çok daha iyi görünüyordu.Arkamdan Pokada çıktı. Ağzı doluydu. Acıkma korkusu ile ekmekleri ağzına tıkmış olmalıydı. Yanıma geldi ve atı çözdü. Üstüne atladı ve benim binmemi bekledi. Bir ayağımı yerdeki çok büyük olmayan kayaya koydum ve elimle ata tutunarak atın sırtına çıktım. "Hazırmısın?" Dedi değişik ve imalı bir sesle. "Evet" dedim. Ve at ayaklarını ileriye doğru hareket ettirmeye başladı...
☆
Madarya Krallığındayız. Karşımızda büyük Madarya Sarayı. Heyecandan ve korkudan elim ayağıma dolaşıyor, ne yapacağımı bilmiyorum.
Hemen sarayın kapısına doğru yürüdük. Askerler beni görür görmez "Hoşgeldiniz majesteleri." Demeye başladı. Hepsini başımla onaylayarak ilerledim ve sarayın içine girdim. Yukarı kata çıktım ve karşımda annem ile karşılaştım. İçim dışım sevinçten birbirine girdi. Yalandı. Yalan söylemişlerdi. "Anne!" Diye çığlık attım ve boynuna atladım. "Kızımmmm" Dedi ve oda belime sarıldı. "Özür dilerim kızım, özür dilerim." Dedi beni kendine daha çok bastırarak. Anlamadım ilk başta. Daha sonra beni sattığı için dediğini anladım. Tam dudaklarımı araladım ve bir şey söyleyecektim ki izin vermedi. "Kızım, beni lütfen dinle." Dedi benden ayrılarak. Sesini kıstı. Kimsenin duymasını istemiyormuş gibiydi. "Baban beni tehdit etti, Anneciğim. Seni satmasına izin vermezsem canınız ile tehtit etti. Beni anlıyorsun değilmi?" Gözlerim doldu. "Anne, bana neden söylemedin? Ben hallederim bir şekilde." Dedim.
"Hayır, kızım. Halledemezdin."
"Neden anne, neden?" Derin bir iç çekti.
"Çünkü baban zaten Zoranda Kralı ile anlaşma yapmıştı, kızım." Dedi. O anda anladım. Ben Zoranda Kralını ve Kraliçeyi konuşurken yakaladığımda Zoranda Kralı zaten herşeyi planlanmıştı. Demek ki bundan Zoranda Kraliçesininde haberi yoktu. Peki babam niye böyle yapmıştı?
"Anne," Derin bir nefes aldım. "Babam neden böyle yaptı?"
"Bilmiyoru-" Tam konuşacaktıki arkadan Ateşin sesini duydum...
"Kar, İnanamıyorum!" Diye çığlık attı. Hızlı bir şekilde yanıma koştu ve boynuma atladı. "Seni çok özledim, canım." Bende ona özlem ile sarıldım ve geriye doğru çekildiğinde canım yandı.
Bir gözü şiş, kaşının üstü ise yaralanmıştı. "Ateş!" Diye çığlık attım. "Ne oldu sana..." Eli ile dudağımı susturdu ardından kulağıma "Babam..." diye fısıldadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/375270533-288-k37192.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN ATEŞ
Acak~Not~ bölümler kısa olacaktır. Soğuk ve Sıcak ile ilgili alerjiler ve 3 prensesin taht hikayesi... 🌙🦋