Neler oldu, neler yaşandı hiç bir şey hatırlamıyordum. Sadece kalbim acıyor, gözlerim kararıyordu.
Kendimi boş boş tavan izlerken buldum. Neler olduğunu hatırlamıyordum fakat kalbimde bir his vardı, acı hissi.
Gözlerimi tavandan ayırarak odada gezdirdim. Bu odayı tanımıyordum. Ben bir insandım, evet ama burası neresiydi?Benim adım Kar'dı, evet ama ben kimdim?
Ne olduğunu, nasıl olduğunu, kim olduğumu, kimlerden olduğumu bilmiyordum. Ben sanki en baştan doğmuştum...
"Prenses Kar, iyimisiniz efendim?" Yanıma bir anda gelen kız bana soru sordu. Dümdüz saçları omzundan aşağıya dökülüyordu.
"Kimsin?" Dedim kelimeler bulmaya çalışarak.
"Na-nasıl... şakamı yapıyorsunuz efendim?"
Kaşlarımı çatarak konuştum. "Ne şakası? Bana neden prenses diyorsun?"
O anda değişik ama nasıl olduğunu bilmediğim bir his ile bir prenses olduğumu ve adımın Kar olduğunu hatırladım. Garipti, hiç yaşamadığım şeyleri yaşıyordum. Aslında şuan fark ettimde, ben bazı şeyler hariç hiçbir şey hatırlamıyordum.
Ben bir prensesim, evet ama kimin, neyin prensesiyim?
"Evet, doğru ben bir prensesim. Evet ama, neresi burası?"
Kız hafifçe aynı zamanda korkarak gülümsedi. "Şaka yapıyor olmalısınız. Sarayınız burası efendim."
"Ne?" Hiçbir şey hatırlamıyordum neredeyse ve sinir krizi geçirmek üzereydim. "Ben Aysaya hani..." somurttum. Daha sonra korku kapladı kızın yüzünü..."Lanet gelsin. Siz ciddisiniz!" Diyerek odayı terk etti. Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerlemek istedim fakat vücudumu saran o öldürücü ağrı yüzünden bunu yapamadım. Ve o an fark ettimki kollarımda, başımda bezler vardı. Bazı yerlerde kırmızı lekeler vardı.
Bir anda içeri yaşlılığa doğru giden bir kadın ve kızıl saçlı, genç güzel bir kız girdi.
Görünüşe göre onlarda prenses ve kraliçeydi."Kızım!" Dedi yaşlılığa doğru giden kadın...
"Kimsin?" Dedim soğuk bir tavırla. O anda az önce yanıma gelen kız konuştu. "İşte böyle Kraliçem. Gerçekten hatırlamıyor..."
"Öyle bir şey olamaz!" Diye bağırarak yanıma geldi Kraliçe. Elini saç tutumlarımda gezdirerek gülümsedi.
Daha sonra çok garip bir şey oldu. Zihnimde bir şeyler canlandı.
Ben bağırıyorum. Çığlıklarım sanki gök gürültüsüydü.
"Hepsi senin yüzünden!" Diye bağırıyordum kraliçeye. Evet, o kişi annem. Hayır, annem değil aslında. Sahte anneme...
"Eyerki sen olmasaydın ben annemi, gerçek annemi görecektim. Ateşte görecekti. Eleryada bizle olacaktı. Biz hep beraber yaşayacaktık..." Kraliçenin gözünden bir damla yalancı yaş düştü. "Kızım, yanlış düşünüyorsun...""Sus!" Sesim yüksek çıkmıştı. "Sus, senin konuşmaya hakkın yok. Senin bana kızım demeye bile hakkın yok. Sen benim annem değilsin. Sen olmasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı." Derin bir nefes aldım ve o kelimelerden sonra gözlerimi derin bir uykuya, elbette sonsuz olmayan bir uykuya kapattım...
"Senden nefret ediyorum, Masfaria."
🤧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN ATEŞ
Aléatoire~Not~ bölümler kısa olacaktır. Soğuk ve Sıcak ile ilgili alerjiler ve 2 prensesin taht hikayesi... 🌙🦋