8.BÖLÜM

16 3 0
                                    

"Naber, Gizem."

Ağzım bir karış açık bir şekilde Poyraz'a bakıyordum. Sadece bakışıyorduk.

"Hadi ama, bunca zamandan sonra davet etmicekmisin beni içeriye?" diye sorunca kendime az da olsa geldim.

"Senin burda ne işin var? Beni nasıl buldun?" dedim. Bir zamanlar bana öyle bir takıntılı olmuştu ki ondan ayrıldıktan sonra ki sevgilimi hastanelik etmişti.

"Kendimi açıklamama izi-" diyince hızlıca sözünü kestim.

"Ne diyosun sen?!" diye dişlerimin arasından konuştum.

"Gizem," diyerek elimi tutmaya çalışınca hızlıca elimi geri çektim. "Neden kendimi açıklamama izin vermiyorsun ki?" diyerek sitem etti. Hayır yani ben böyle yüzsüz görmedim. Yüzsüz.

"Neyi açıklamayı düşünüyorsun Poyraz? Neyi? O gördüğüm anın nasıl Bi açıklaması olabilir ki?" suratını gördükçe kafama şiddetli bir ağrı saplanıyordu. "Siktir git, Poyraz!"

"Önce açıklamama izin ver." dedi tekrar elini uzatarak. Hızlıca elimi geri çektim.

"Açıkla." dedim hemen. Burdan hemen gitmesini istiyordum.

"Ne?" dedi, afallamışa benziyordu.

"Açıklayacağım demedin mi? Açıkla işte." dedim. Gerçekten ondan bıkmıştım. Her şeyime karışmaya çalışıyordu ve ben bıkmıştım.

"Bak, O an kendimde değildim. Her şey bir anda oldu. Sarhoştu-" Sinirle tekrardan sözünü kestim.

"Bir de onu sen zannettim de tam olsun dimi gerizekalı!" diyerek bağırdım. Hâlâ kapı açık olduğu için ve sesim dışarıya çıktığı için onu kolundan tuttum ve içeri çekip kapıyı kapattım. Tam kapatmamıştım ne olur ne olmaz diye.

"Sarhoştum diyorum sana," dedi dişlerini sıkarak. "Anlamıyor musun? Ben seni çok seviyorum Gizem." Avuç içini yanağıma yasladı, ona hâlâ sinirle bakıyordum.

"Bu, beni aldattığın gerçeğini değiştirmiyor ama." diyerek elini tuttum ve geri ittim. Gerçekten artık sabrımı taşırıyordu.

Tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki bir ses duyduk. "Gizem?" Kafamızı aynı anda çevirip kapıya baktığımızda kapının pervazına yaslanmış, kollarını göğsünde bağlamış bir şekilde dikilen Furkan'ı gördük.

"Furkan," dedim.

Kollarını çözdü ve ellerini ceplerine yerleştirerek yanıma geldi. Hem bana hem Poyraz'a bakıyordu.

Acilen bir şey düşünmem lazımdı. Poyraz'ın gitmesini nasıl sağlayabilirdim ki, nasıl... Nasıl...
Bi anda aklıma bir şey düştü.

Umarım bana çok kızmaz.

Beklenmedik bir anda parmaklarımı onun uzun parmakları arasından geçirdim ve avuç içimi avucuna yaslayıp yanıma çektim. "Tanıştırayım, sevgilim Furkan." Furkan bana şok olmuş ifadeyle dönerken aynı ifade Poyraz'da da mevcuttu.

"Ne?" ikisi de aynı anda şaşkınca sorunca baygın gözlerle baktım ikisinede.

"Poyraz, artık gidermisin? Sevgilim geldi ve artık seni görmek istemiyorum." dedim Poyraz'ın gözlerinin içine bakarak. Gözlerinde ki şaşkınlık gitti ve yerine öfke aldı.

"Bu burda bitmedi Gizem. Seni asla başkasına bırakmam." dedi dişlerini sıkarak. Elleri çoktan yumruk halini almıştı.

Furkan'nın elini bırakıp Poyraz'a yaklaştım ve kulağına doğru fısıldamaya başladım. "Bana bak Poyraz. Eğer biraz daha bana karışıp, hayatıma müdahale etmeye devam edersen seni buna çok pişman ederim. Çünkü daha gerçek benle tanışmadın." dedim ve geri ondan uzaklaşarak gözlerine baktım. Son kez sinirli bir şekilde bize bakıp kapıyı çarparak gitti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZAMANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin