2.Bölüm

1 0 0
                                    

Sabahın o rahatsız edici güneş ışınları yüzünden uyandım kısa çaplı güneşe sövdükten sonra kıyafetlerimi değiştirdip birazda makyaj yapıp ve içeri gittim annem beni görünce her zamanki gibi konuştu hayır hayır her zamankinden farklı"efsun akşam geç kalma saat 20.00 da Niran teyzenlere gideceğiz yemeğe davet ettiler" ayip değil mi ulan bunu hemen ertesi gün yapmanız ben agalarla geç saatlere kadar oturamayacak mıyım el insaf ya biraz homurdandım sonra evden çıkıp kızların yanına gittim dönerleri alıp bizim mekana geçtik ben tabi başladım hemen herşeyi anlatmaya bir ara bir sessizlik oldu ikiside garip garip baktı bana açıkçası biraz tırstım "ne oldu niye öyle bakiyonuz" dedim ikisinin bakışları dahada keskinleşti ve aynı anda ciddi bir tonda konuştular "Sen bu çocuğa aşık mısın?" Lan ne alaka  dedim hemen  helen lafa atıldı "öyle heyecanlı anlatıyorsun ki bu şüpheli bir durum" Berfinde hemen destekledi "çok şüpheli" hemen kendimi savundum"arkadaşlar ne bekliyordunuz siz beni dinlemiyor musunuz yıllar sonra diyorum fotoğraflarım ve çocukluk arkadaşım çıktı ortaya napayım böyle durup sinirli sinirli mi anlatayım tabiki heyecanlı anlatıcam" dedim ikna oldular harbi arkadaş olarak görüyorum ben Altuğ u aşk falan yok hem nasıl iki günde aşık olabilirim ki. Saat 18.30 a kadar uzun uzun konuştuk sonra evlere gitme kararı aldık helenin evi yakındı hızla evine vardı Berfinle benim evim birbirine yakındı o yüzden Berfin beni motoruna artçı yaptı ve kısa sürede eve dönebildim Berfine teşekkür edip eve girdim saat tam 18.54'te eve girdim eve girdiğim anda anladım birşeyler karıştırıldığını ama umursamadan önce banyoya gidip hızlı bir duş aldım sonra odama girince yatağımın üzerinde bembeyaz bir elbise duruyordu arkamdan annem daldı odaya elimle elbiseyi işaret ederek bu ne dedim annem hemen açıkladı "bu akşam bunu giy senin için ütüleyip koydum" dedi ne gerek vardı ki şimdi tamam elbise olabilir ama bu fazla beyaz yani yanlışlıkla üstüme birşey dökülse biterim bayağı bir inat ettim açıkçası giymemek için ama tabi ki Hande hanım devreye hemen analık sütünü soktu o yüzden giymek zorunda kaldım ama bir kaç farkla elbise askılı uzun saten bir elbiseydi bende üzerine deri siyah ceketimi giydim ve kombin değişikliğinden dolayı makyajımı baştan yapmam lazımdı hızla gümüş ve beyaz tonlarinda bir makyaj yaptım ve ne olursa olsun vazgeçemediğim koyu kırmızı rujumu sürdüm ince çizgim bir ruj olabilir ben hazırlanınca bizimkilerde hazırdı hep beraber evden çıktık tabi ki bana arabanın arka koltuğu düştü evleri arabayla yarım saat sürdü bir de yürüseydim bu yolu varya çok korkunç olurdu evlerine vardığımızda Niran teyze bizi kapıda karşıladı samimiyetle içeri aldı onlarla selamlaştıktan sonra Altuğ a geldi sıra siyah gömlek ve pantolon giymiş dün gördüğüm gibi yine üstten bir kaç düğmesini açık bırakmıştı "çok güzel olmuşsun" dedi bende ona dönüp "biz yanyana gezelim" dedim bir an şaşkınlığını gizlemedi ama hoşnuttu "neden?" Dedi bende "birimiz siyah birimiz beyaz Beşiktaş gibi olmuşuz da ondan" deyince herkes birden güldü ama öyleydi bayağı Beşiktaş olmuşuz biz   Altuğ u da yaptığım bu espiri güldürdü sonra yemek masasına geçtik bir süre boyunca yemekler yendi sohbetler edildi sonrasında sofra toplanırken yardım ettim ama Niran teyze kızım sen git biz hallederiz diyince gittim babamlar muhabbet ediyordu Altuğun yanına geçtim Altuğ "Beşiktaş'ı mı yapıyoruz" dedi espiriyle bende ona aynı şekilde cevap verdim "aynen öyle yapıyoruz" Altuğ onda olan fotoğrafları göstermeyi teklif etti bende tabiki reddetmedim onun odasına çıktık ki çıkmaz olsaydık keşke benim mallığım yüzünden kilitli kaldık kapının mekanizması bozukmuş bende direkt şak diye kapatınca kilitlendik neyse bizi bir şekilde fark ederlerdi yani insan olan fark edip bu çocuklar nerde kaldı der herhalde...

Üç saat oldu ya üç saat insan hiç mi merak etmez neyiz biz üvey evlat mı?saat git gide geçiyor ve benim uykum geliyor gelip şu kapıyı açmayan allahsızdır arkadaş açsanıza şunu ayıp ulan ayıp nerede adalet nerede feraset nerede adam gibi adamlık? Bakışlarımı Altuğ a çevirince onun da benim gibi etrafa uykulu gözlerle baktığını gördüm oğlum sen mal mısın yat yatağına uyu ben senin yerinde olsam şuan iki milyonuncu rüyamı görüyordum.

Kapının zorlanma sesiyle aniden uyandım Altuğ da bende uyuya kalmışız saat gece 01.33 lan bu saate kadar fark etmediniz mi bizi neyiz biz sizin evladınız değil miyiz kapı zorlanarak açıldı çok şükür de bir sıkıntı var bu gelen ne benim anam babam ne Altuğnun anası babası giren garip insanî varlık bir anda kahkahayı basıp kilitli kaldınız sonrada uyuya mı kaldınız diye bizle dassak geçmeye başladı Altuğ sanki alışmış gibi bakıyordu bense bodozlama böyle mal'a bakar gibi bakıyordum Altuğ ayağa kalkıp bana elini uzattı tutup ayağa kalktım ama bir sorun vardı sıçmışko ölmüşko bitmişko bacaklarım uyuşmuş ve bilin bakalım kim yürüyemiyor BEN TABİKİ bacaklarımın açılması için ayakta duruyordum Altuğ da uykusunu açmaya çalışıyordu ve aşağıdan bir ses yükseldi Efsuuunn anne bu zamana kadar niye fark etmedin varlığımı bu garip insana benzeyen iguananın dalga geçmesine maruz kaldık insan çocuğunu unutur mu ayrıca saat 02 ye kadar oturmak ne kafayı mı yediniz siz 06 ya kadar otursaydiniz Ankara yapmış olurduk bari, bacaklarımın üzerinde zor duruyordum harbi bacaklarım feci uyuşmuş ama profesyonelce gizledim duvardan destek alıp yürüdüğümü saymazsak tâbi Altuğ uykulu uykulu yürüyordu bende sakat gibi yürüyordum neyseki Altuğun yürüyüşünün yanında sırıtmıyordum biz aşağı sakat gibi yürüyerek inince bir tur da orda dalga geçtiler çok mu komik? Ayıp ulan ayıp on gün trip atıcam şimdi size. Niran teyzegille vedalaşıp sonunda eve gelebildik kıyafetlerimi değiştirip cumburlok diye yatağa atladım ben uykumu severim arkadaş siz niye uykumla benim arama giriyorsunuz? Yatağımın rahatlığı ve üzerimdeki yorgunlukla beraber kendimi uykunun şefkatli kollarına bıraktım...

BU NE LAN AYIP AYIP

Welcome To HellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin