8.bölüm

2 0 0
                                    

Hızla arkadan yaklaştım ama ben bir kaç kişiyi dövsem bile Arel i sağ bırakmayacakları açıktı birşey söylemem lazımdı dikkat çekmem karşıyı ilgilendirecek birşey... buldum "Bu yaptığınız tek adama 5 kişi saldırmanız ne mertliğe ne racona sığar beyler!" İşte buydu bir erkeğin dikkatini çekecek iki kelime mertlik ve racon tahmin ettiğim gibi hepsi döndü fakat döner dönmez birisi bana doğru hamle yaptı hızla sağ tarafa çekildim yumruğunu salladığı kolunu yakaladım hızla ters çevirip büktüm adam iki büklüm kıvranmaya başladı diğerlerindende geldiğini görünce önümdekini duvara ittim sertçe çarptı kafasını vurunca bayıldı gelenlere baktım "sizde ne racon ne mertlik varmış ikiside fos çıktı" dedim karnıma hızlı bir yumruk yedim ama altında kalmadım bende çenesine yapıştırdım iki kişi aynı anda geldi kollarımdan tuttu üçüncüleri önümden yaklaşıp yanağıma bir yumruk geçirdi dudağımın kenarı patladı beni tutan iki kişinin kollarını sıkıca kavrayıp önümdekininin karın boşluğuna hızlı ve keskin bir darbe indirdim sol tarafımda duran adamın tutuşu gevşeyince kolumu hızla arkasına çevirip sırtına sert bir darbe indirdim o eğilince kafasına bir tekme savurdum iki büklüm yere düştü sağ tarafımdaki adamı sertçe duvara ittim saçından tutup kafasını duvara vurdum "sizin gibilerin kafasını duvara sürtüp kıvılcım çıkarmak lazım da normalde şimdi işim var ona dua edin" dedim bakışlarım pataklanmış Arel e döndü hızla yaklaştım kolunu tutup ayağa kaldırdım"Yürü hadi süt bebesi çıkmamız lazım" Arel kaşlarını çattı ama tek kelime etmedi yangın merdivenlerinden hızla indik arka tarafta bekleyen siyah eskort a bindik yol boyunca Arel tek kelime etmedi bu sefer görevin ana malzemesini üsde değil farklı bir mekânda teslim edecektik mekâna geldiğimizde merdivenlerden üst kata çıktık 6 nolu daireye girdik anahtarı önceden aracın torpidosuna bırakılmıştı içeride müdürle karşılaştık paketi teslim ettik ve arabaya geri döndük döndüğümüzde aynı anda arelle birbirimize dönüp soru sorduk.
"Alarm neden çaldı?"
"Beni neden kurtardın?"
İlk Arel cevapladı kısa ve öz şekilde "Yangın çıktı aşağı katlarda"
İkimizde birbirimize karşı ciddi ifadelerimizi koruduk cevaplama sırası bana düştü "Bizde geride adam bırakılmaz" dedim "neden ikimizde birbirimize kin besliyorken beni orada bırakıp gitmedin sonuçta görevi tamamlamıştın kaçabilirdin" dedi Arel bu cümlesinden sonra anladım ne kadar merak ettiğini "Akademide bize gerekli bilgiler verilirken her zaman herkesten tek bir söz duyardım iki şey arkada bırakılmaz bir Görev ana unsuru iki yanındaki adam bende yanımdaki adamı geride bırakmadım" diyebildim Arel anlayışla başını salladı ama ciddi ifadesini sürdürdü arabayı sürmeye başladı uzun süre sonra sessizliği Arel bir kez daha böldü "üsse gelişinde ikinci görevin ve ikincisinde'de  ilkinde olduğu gibi yangın çıkıyor bir tesadüf mü bir kumpas mı anlaması zor" dedi haklıydı söylenecek söz bırakmamıştı benim aklıma tek bir isim geliyordu "Kurt" nedense ilk görevimde yaşadığım şey artık rüya gibi gelmiyordu tüm herşey üst üste geliyordu önce ilk görevdeki yangın ikincisinde kurt'un kartviziti üçüncüsü ise bu görev her dışarı çıktığımda farklı birşey yaşıyordum her görevimde oluşan bu yangınlar Kurt'un bana yaptığı bir gönderme miydi? Ama neden bir anda bana kafayı taktı daha önce yüzlerce göreve çıktım başıma hiç böylesi gelmemişti ben bu düşüncelerde kaybolurken araba durmuştu tanıdık evi görünce şaşırdım Arel e döndüm "Nereden biliyorsun?" Kaşlarım çatıldı "dosyanda gördüm herkesin adres bilgisi her ihtimale karşı üsse kayd edilir orada görünce aklımda kalmış" dedi duygusuzca nedense sözlerinde birşeyler ona inanmamı engelliyordu ama büyütmedim arabadan indim "iyi akşamlar" dedim küçük bir baş hareketi yaptı eve girdim bizim kızlar uyanıktı bahçeye masa kurmuşlardı ellerimi yıkayıp yanlarına geçtim Berfu direkt bana kitlendi "dudağını patlatmışsın" dedi "kapıya vurdum" dedim ama ikiside ne olduğunu zaten anlamıştı berfu ilk yardım çantasını getirdi yarayı temizledi işinde iyiydi Gülhaneden mezun bir doktordu Hera bir anda önüme eğildi yüzünde garip bir sırıtış vardı "seni eve getiren kimdi?" Dedi
"Gözündende hiçbir şey kaçmıyor Hera hanım" dedim
"Tabi kaçmaz bizim barda nasıl herşeyden haberim oluyor sanıyorsun" dedi haklıydı kendi çapında Hera aslında okul hayatında çok başarılıydı ama kişiliği normal meslekleri reddetmişti barmen olmaya karar vermişti garip bir seçim ama tam Hera'lık birden Berfunun gözleride bana kilitlendi "Hera haklı o kimdi?"
"İşten bir arkadaş"
"Başımıza taş yağacak Belkız eve birisinin onu bırakmasını kabul etmiş" dedi Hera ama kısmen öyle değildi Arel kendi kendine ezberlemiş olayla bir alakam yok ama bunu bizim kızlara söyleyemeyeceğim için başka bir cevap buldum
"Olur öyle şeyler bazen" dedim mantıksızdı ama bizim kızlara yeterdi
Bir anda berfu ayağa kalktı bir heyecanlandı bu tek birşey demekti Hera ile aynı anda sorduk
"Fenerin maçı mı?"
"Tabi lan" dedi berfu hızla televizyona giderken sonra Herada Berfunun yanına gitti o an anladım kendi kendime mırıldandım "kaşla göz arasında sofra toplama işini yıkıp kaçtınız" sofrayı toplamaya başladım ama bu bile güzeldi uzun zaman sonra kızlarla beraber olmak güzeldi çok şey değişmişti berfu çocukluk aşkıyla nişanlamış nişanlısı asker olmuştu Hera her zamanki gibi sürekli farklı biriyle flörtleşiyordu en uzun ilişkisi 11 ay sürmüştü ama değişmeyen şeylerde vardı mesela berfu hâlâ her gün göz kalemini sürer dışarı çıkarken siyah deri ceketini alırdı Hera her zamanki gibi makyaja bağımlıydı ve alışveriş yapmaktan çok hoşlanırdı saçlarını hep aynı şekilde kestirir kestane saçları her zaman pürüzsüz dalgara sahip olurdu Hera parıl parıldı onun aksine berfu kapkaranlıktı siyah olan herşeyden çok hoşlanırdı tarzı buydu mesela otomobilin seçimleride kendileri gibiydi berfu aprilia rs 457 almıştı Hera ise küçük pembe akülü araba şaka değil gerçekten işe giderken berfu önce herayı bırakıyor sonra hastaneye geçiyordu bizimkide böyle bir çar işte yapacak birşey yok ben tamamen sofrayı topladığımda berfu elinde telefonla maçı izleyerek geldi hera da tam yanındaydı "şimdi odana çıkıyorsun yatağının altında bir kutu var onu açıyorsun içinden çıkanı işlevine uygun kullanıp yanımıza iniyorsun" dedi Hera "hee aynen ondan işte Hera'nın dediğinden kesinlikle katılıyorum" dedi  berfu kafasını maçtan kaldırmayarak bir anlamadım odama çıktım denilen şekilde kutuyu buldum kutuda benden büyüktü açtığımda dikkatimi ilk çeken şey kırmızı elbiseydi şarap kırmızısı bir elbise tamamen çıkarttım uzun hoş bir elbiseydi işlevine uygun kullanıp gel derken Hera nın giy de gel demek istediğini anladım üzerime elbiseyi giydim kutuda başka birşey daha vardı bir ayakkabı christian louboutin kızları bekletmedim alınanları giydim ve aşağı indim salona inince berfudan bir ıslık geldi "vay vay vay bizim kıza bak bee" lafını duydum Berfunun ta kendisinden sonra hera konuştu "valla süper olmuş elbiseyi en sevdiğin renk seçtik" dedi hafifçe gülümsedim "teşekkürler beğendim" dedim sonra Hera tekrar konuştu "dolabınada koyduk birşeyler baktık kıyafetin çok az tam senlik şeyler aldık giyersin" dedi "hmm bunu geri nasıl ödeyebilirim hanımlar" dedim parayı kabul etmeyeceklerini biliyordum bu yüzden bu soruyu yönelttim Hera hızla lafa atıldı "bizim bara gel bunları giyip üçlü date yapcaz bide hesap senden" tezgahı önceden dizmişler bizimkiler yine "tamam gününü belirleyin hallederiz"
Berfu konuştu "Yarın"
"Peki ya saat" dedim
"20.30" dedi Hera
"Tamamdır yarın o saatte orada olurum" dedim biraz konuştuk uyumaya gittim.

Welcome To HellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin