Sabah alarmım çaldığında yani 04.33 de uyandım her insan sabah ne yaparsa aynısını yaptım ayılmaya çalıştım hızlı bir duş aldım dışarı çıkıp her zaman açık olan fırından simit ve ayran aldım eve döndüm kızlara aldığım simitleri tezgaha bıraktım odama çıktım pijamalarım yerine klasik siyah pantolon beyaz gömlek combo'mu yaptım saçlarım daha tam kurumamıştı ama çıkma vakti gelmişti bugün geç bile kalkmıştım simit ve ayranımı aldım arabama binip üsse gittim yolda birkaç parça yedim simitten ama ayranı açmaya vaktim olmadı üsse vardığımda arabayı kilitleyip aynı şekilde içeri girdim içeri girdiğimde eski üssümde olduğu gibi ilk gelen bendim o an simiti ve ayranı arabada unuttuğumu anladım ocağa çay koydum simit ve ayranı almak için geri gidecektimki benimle aynı yerden Arel geldi gelmesi sorun değildi aynı yerden gelmesi sorundu herkes binaya farklı yerlerden giriş yapıyordu yemek düşüncesi kafamdan uçtu gitti beni görmeyi beklemiyormuş gibi daha ayılmamış gözlerle bana baktı onu gördüğümde yapmam gerekeni yaptım yolumu değiştirdim en yakın ortak salon vardı oraya gittim zaman geçtikçe üs dolmaya başladı herkes tek tek geliyordu nesli ocaktaki çayı görünce başkasının yani benim koyduğumu anladı hafifçe gülümsedi belli ki bunu normalde o yapıyordu boş durmak istemedim koydum çayı herkes yavaş yavaş çalışmaya başladığında içeriden bir ses geldi ana kısma girdim herkes oradaydı akif birşeylere kızıyor nasıl yapacağını bulmaya çalışıyordu herkes ona kilitlenmişti yanında Zeyşan vardı biraz uzakta Nesli ve neslinin yanında bahtiyar vardı Arel daha uzaktaydı bağımsızdı Akif'in yapmaya çalıştığı şey oradaki herkesi germişti Arel kahvesini yanındaki masaya koydu daha dikkatli izlemeye başladı bu ortam benide gerdi sorunun ne olduğunu anlamak için yaklaştım neslinin yanında durdum ben sormadan söyledi "Akif'in yazdığı bir kod vardı kusursuz çalışıyordu bu zamana kadar kod bir anda bozuldu hata vermeye başladı" dedi arkadan izliyordum gözüm bilgisayardaydı bu işlerden biraz anlıyordum teknik lisede okumuştum bilişim bölümünde kodları akifte izliyordu yanlışın ne olduğunu bulmaya çalışıyordu en basit şey bile kodun çöp olmasını çalışmamasını sağlayabilirdi en küçük şey... En küçük şey... İşte bu "Akif dur" dedim ve yaklaştım "bir kaç satır yukarı çıksana"
Akif bana baktı "bunlardan anlar mısın" diye sordu gözlerim ekrandaydı "biraz" diye yanıtladım ilgim yoktu ama biliyordum Akif yukarı çıktığında buldum "dur"
"Nerede?" Dedi akif unuttuğu tek bir şey vardı tırnak işareti tırnak işaretini son kısma koymamıştı Akif mouse'u bana uzattı biraz uzaklaştı bana alan tanıdı sorunlu olan satıra geldim ve işareti yerleştirdim "şimdi dene" dedim
Akif çalıştırdı "çalıştı!" Dedi küçük bir çocuk gibi sevindi "doğru ya bazen en küçük ayrıntılara dikkat etmem lazımdı ben daha büyük yerlerde sorunu aradım sen nasıl fark ettin"
"Boşver orasını çalıştı işte"
Dedim okulda her zaman unuturdum bu yüzden bilgisayarın önünde çıldırır ders boyunca hatayı arardım sonra berfu gelip düzeltirdi,biraz uzaklaştım kod çalıştığında herkes dağıldı odama gitmek için döndüm Arel orada dikiliyordu hâlâ ve kahve bir dakika fincanı benim fincanımdı dün bana çöpe gidecek dediği fincanda bu gün kahve içiyordu dalga mı geçiyor benimle Neslide Arel e bakıyordu bir anda sordu "Arel dudağına n'oldu?" Bunu unutmuştum işte vurduğumu ama yaptığımın arkasındaydım Arel nefret dolu bakışlarla baktı "kapıya çarptım" dedi daha inandırıcı bir yalan düşünseydin keşke çocuk mu kandırıyorsun nesli konuştu"kapıya dikkat etmezsen daha sert çarpabilir" dedi nesli ama büyük bir imayla nesli benim yaptığımı anlamıştı ve açıkça o sert kaya diye imada bulunmuştu şu kaskatı kalbimin çözüldüğü sınırlı şeyden biridir kadın birliği nesli ona arkasını döndü bana gülümsedi ve işinin başına döndü Arel nefret dolu bakışlarını bana yönelttiğinde Bahtiyarın sesi duyuldu "Arel o fincan nereden çıktı böyle bir fincan hatırlamıyorum" dedi söylemek istediğimi şak diye söyledi benim fincanımı kullanıyordu yüzüm çok ciddi bakıyor ama içimde biri kıkırdıyordu kendini nasıl kurtaracaktı acaba
"Yeninin fincanını almışım yanlışlıkla" dedi adımda var aslında Belkız ama yeni demek istiyorsan orası ayrı bunu duyunca Akif döndü "Ankaralının fincanı mı?" Dedi "niye Ankaralı diyorsun bu kadına" dedi Arel sert bir ses tonuyla "bilmiyor musun?" Diye sordu Akif "bilmiyorum bilmem gerekiyorsa açıklada bilelim" dedi Arel dönüp bana sorsa söylerdim küstah herif karşısında çocuk varmış gibi azarlıyor "Ankaralı işte okuldayken bir ara birisine derin bir kin beslemiş. Belkız'a o kin beslediği kişi birşey dediğinde Belkız dönüp Ankara diyormuş o kişide Belkız bunu yaptığında deliye dönüyormuş" dedi akif "ee olayın Ankaralı olmasıyla alakası yokmuş Ankaralıda değil yani" dedi Arel "Ankaralıyım" dedim araya girerek "Ankaralı olmanla olayın alakası yok" dedi Arel öfke dolu bakışlarını gizlemeyerek "o lakab olaydan sonra biri Ankaralı Ankara diye diye çocuğu delirtti denilince ortaya çıktı" dedim
Yarram neymiş olayla alakası varmış demek ki sanada aynı kinden beslemeye başladım açık konuşmak gerekirse
"Aldın mı cevabını" dedi Zeyşan
"Aldım!" Dedi Arel sinirli sinirli bunada kim ne dese batıyor kafayı mı yemiş ne
Odama gittim bir kaç saat sonra Zeyşan geldi acaba gidip marketten bir kaç paket kahve alma şansın varmı diye sordu arabası bozulmuş normalde o alacakmış ancak buraya en yakın market 20 dakika uzaklıkta olunca bu görev bana düştü bende tabiki gittim dönerken ayranımı açmış içiyordum aptalın biri aniden önüme çıkınca ani frenle tüm ayran gömleğime döküldü "bir bu eksikti!" Diye sitem ettim arabayı emniyet şeridine çektim ve karşıma çıkan arabada çekti içinden siyah gözlüklü uzun boylu paltolu bir adam çıktı maskede takmıştı şüpheli bir durumdu her ihtimale karşı silahımın emniyetini açtım arabadan indim "ne yapıyorsun dikkatli olsana be kardeşim!" Diye sitem ettim adam tanıdık bir tonla konuştu "kusura bakmayın fark etmedim hatamı daha sonra telafi etmek isterim" diyince biraz şaşırdım her Ankaralı bilir ki o arabadan inersen kavga başlar adam bana bir kartvizit uzattı "bu benim kartvizitim bana daha sonra ulaşın bunu telafi edeceğim" dedi çok büyütmedim arabama bindim gömlek yerine arka koltuğa önceden koyduğum tişörtü üstüme geçirdim üsse geri döndüm asansöre geldiğimde kartviziti incelemek için cebimden çıkarttım gördüğümle donakaldım kartvizitte tek bir isim vardı Kurt ne numara ne başka birşey adam açık açık tehdit etmişti ortalık daha yeni biten görevle gergindi o yüzden birşey söylememeye karar verdim Zeyşan gelip elimden çayları aldı "çok teşekkür ederim gerçekten minnettarım Belkız" dedi arkadan Arel'in dikkatli bakışları bizi takip ediyordu "Yeni!" Diye bağırdı bir türlü öğrenemedi benimde adım olduğunu ona döndüm "ne var" manasında tek kaşımı kaldırdım Arel bağıra bağıra konuşuyordu ama belliki ekip buna alışmıştı "Senin gömleğin yok muydu ne ara siyah tişört giydin?" Dedi şüpheyle "üstüm kirlendi değiştirdim." Dedim kısaca ama Arel in bakışları hâlâ şüphe doluydu ama uzatmadı uzatıp damarıma bassa ikinci yumruğu da yiyeceğini biliyordu,odama geçtim yeni görev gelene kadar boştum bir süre odadaydım Yönetici gelene kadar geldiğinde arelle birlikte direkt benim odama girdi hızla ayağa kalktım "otur otur ayağa kalkmana gerek yok" dedi yönetici ama ben yinede o oturana kadar bekledim ve sonrasında oturdum adam selam sabah vermeden hızla konuya girdi "ikiniz aynı göreve çıkacaksınız Arel e biraz bahsettim o sana detayları anlatır ancak görev önemli bu yüzden çok dikkatli olmalısınız senin deneyimli olduğun bir konu bilgi çıkmanız gerekiyor siz bunu halledin gerisini biz çözeceğiz" deyip ayağa kalktı o kalktığında bende kalktım adam odadan çıktı Arel ters ters bana baktı "İlkokul çocuğumusun sen ayağa kalkıp karşı taraf oturana kadar bekliyorsun" dedi donukça yüzüne baktım "buna normalde biz insanlar saygı duymak diyoruz ama senin gibi insanlıktan nasibini almamışlar ilkokul çocuğu diyor" dedim gözleri kısıldı her sözünde bana olan kin'i büyüyordu ters ters baktı "akşama kadar hazır ol görevi e-mail atarım" dedi anlatma zahmetine girmemişti bile bende elimi kaldırdım ve kapıya doğru çevirdim yeterli bir açıklamaydı zaten o da anlayıp ayağa kalktı sinirli keskin bakışlarından bir tane daha bırakıp gitti odada yine yalnız kalmıştım sandalyeme oturdum arkama yaslandım bilgisayarımı açtım açar açmaz e-mail ime bir posta düştü Arel dakikasında yazıp atmıştı görevi inceledim nasıl yapılacağını nasıl gideceğimizi hangi saatte olacağını ve diğer tüm detayları saatler ilerlerken eve gittim üzerimi değiştirmek için bu sefer gizlice girecektik siyah bir tişört ve siyah rahat bir pantolon giydim............................20.00,Ankara.....................
saat gelmişti Otel'in yangın merdiveninden yukarı çıktım Arel zaten yukarıdaydı benden önce gidip etrafı incelemişti. Onunla karşılaştık birbirimizi tanımıyormuş gibi davranıyorduk zaten tanıyormuyduk ki? Arel karşı taraftaki koridordaydı birbirimizi gördüğümüzde aynı yöne doğru farklı taraflardan ilerlemeye başladık Arel koridorun başlangıcında durdu etrafı izlemeye başladı bende 1003 no'lu odaya yöneldim kapıyı önceden verilen kart ile açtım içeri girdiğimde kasanın nerede olduğunu zaten biliyordum büyük, Hero ile Leandros tablosunun tam arkasında duruyordu şifreyi bulmak için çok seçenek vardı ama zaten bunun için buradaydım şifreleri en kolay çözen ben olduğum için bunuda çözmem zor olmamıştı kasa açıldı içindeki flaşı alıp yerine yanımda getirdiğimi koydum kasayı kapatıp tekrar eski hâline getirdim tabloyu düzeltirken çığlık sesleri ve alarm sesleri koridorda yankılandı hızla kapıya gittim kapıyı zorluyordum ama açılmıyordu pencereyı açtım yan odanın kapısı açık bırakılmıştı ve pencerede iki oda birbirine çok yakındı yan tarafa geçmem zor olmadı direkt koridora fırladım Arel koridorun başlangıcında yoktu bırakıp gitmişti bencil olduğu söylenirdi ama bu kadarınıda beklemiyordum hızla koridorun başına koştum tam gidecekken uzak bir koridordan edilen küfür dikkatimi çekti çıkmam gerekiyordu tam merdivenlerin başındaydım ancak dayanamadım o tarafa geçtim bir kaç kişi ve bir adam vardı adam bu adam Areldi hızla koridora daldım evet güçlüydü bir kaçıyla başa çıkmıştı ama sayıcı üstündüler burada benim arkadan yaklaşabilmem avantaj sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Welcome To Hell
Novela JuvenilHayatını Vatanına adayan genç bir kadının aniden hayatına çocukluk arkadaşının girmesi ile değişmesi (Bu hikayeyi yazarken ilham aldığım en yakın arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum iyi ki varsınız bu hikayeyi yazmayada zaten sizin sayenizde kar...