1.bölüm

486 41 5
                                    

Merhaba canlarım. Wattpad'in durumu malum ben de KitapPad'e geçtiğimi sizlerle paylaşmıştım zaten. Ama hem orada hem burada yazmaya karar verdim. Bakalım süreç neyi gösterecek. Umarım kısa sürede Wattpad'in erişim yasağı düzelir de biz de eski düzenimize döneriz. Buralarda kim var, kim yok bilmiyorum umarım hepiniz buralardasınızdır. 🥹

Neyse Feride zaten sizlere bahsettiğim bir kurgumdu. Artık yayınlamaya karar verdim. Şimdilik 3 bölüm birden atacağım. Aynı zaman da dilimin de iki platformda da paylaşamaya devam edeceğim. Çok severek, özenerek yazdığım bir kurgu oluyor. Umarım sizlerde seversiniz.

Yorumlarınızı bekliyorum, şimdiden teşekkür ederim. ❤️
1.bölüm

''Günaydın Çiroz'um... Günaydın Cemre'm.''

Sürdüğüm reçelli ekmeği Cemre'ye yedirmeye çalışırken duyduğum sesle tebessüm ettim. Bana, Barbarosla ikisi oldum olası Çiroz  derlerdi. Zayıf ve ufak tefek olduğum için eskiden beri lakabım böyleydi. Ses etmiyordum, hatta hoşuma bile gidiyordu. Bana özel bir lakaptı, bu evin, bu ailenin bir parçası gibi hissettiriyordu. Yine çok yakışıklıydı, bu sefer giydiği lacivert takım ona o kadar yakışmıştı ki, mavi gözleri daha ışıl ışıldı bugün. Kumral saçları, yana taranmış jilet gibi karizmasıyla karşıma oturdu. Cemre'de aynı babasına benziyordu. Kerim'in küçük kız versiyonu gibiydi adeta. Dünya güzeliydi benim minik bal arım.

''Günaydın Kerim... Bu küçük bal arısı kahvaltı etmiyor, dondurma yiyeceğim diye tutturdu.''

Duyduklarıyla Cemre'ye baktı, Cemre ise suç işlemiş bir edayla babasına bakıyordu... Her hareketini hayranlıkla izlemeye başladım, önce tek kaşını kaldırıp otoriter bir havaya büründü ardından çaktırmadan bana bakıp göz kırptı.

''Ben yanlış duydum öyle değil mi Feride? Sen Cemre ne kadar güzel kahvaltı ediyor demek istedin.''

Cemre'ye baktığımda güzel gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu, ardından elimde ki reçelli ekmeği alıp hızla yemeye başladı... Babasını çok sevdiği halde çok da çekiniyordu, tabii ki kızar diye değil babası üzülür diye. Ah benim merhametli bebeğim... Ben onun bu haline gülerken, Kerim huzurlu bir nefes verip arkasına yaslandı, gözleri kapalı dudakları tebessüm kaplıyken gözlerimden kalp çıkmış bir edayla onu izliyordum... Bir adam bu kadar güzel olabilir miydi? Bu kadar mükemmel?

''Feride'm... Ben doydum bak tabaktakiler bitti, o zaman ödül kazandım hadi parka gidelim.''

Sandalyeden inmeye çalışırken onu durdurdum... Ellerini tutup bana bakmasını sağladım.

''Babandan izin almalısın bal arım.''

Dudaklarını büzüp bana yaklaştı, fısıltıyla söylediği şeylere kahkaha atınca Kerim'in mavi gözleri merakla bize bakmaya başladı.

''Ama ondan izin alırsam, Arif abiyi de bizimle gönderir, parkta Kaan var, ya babam ona aşık olduğumu öğrenirse?''

Kerim'e döndüğüm de kısık gözlerle beni inceliyordu, ah tam bir aile gibiydik... Karı, koca ve minik kızları.

''Sizi dinliyorum...''

Cemre'nin saçlarını okşayıp cevapladım.

''Parka gideceğiz de, Cemre de senden izin alacaktı.''

Bakışları Cemre'ye dönünce bir ona bir Cemre'ye baktım, ne söyleyeceğini bilmeyen hareketleri o kadar tatlıydı ki...

''Gidebilir miyiz babacığım?''

''Tabi ki bebeğim, ama Arif abin de gelecek.''

Cemre, dudaklarını büzüp kızgınlıkla bana döndü.

FerideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin