SELAM! 4.BÖLÜMLE SİZLERLEYİM.UMARIM BEĞENİRSİNİZ.
KEYİFLİ OKUMALAR;
Cesaretimi toplamak için derin bir nefes alıp, arkamı döndüğümde bütün bedenim zangır zangır titriyordu. O kadar özlemiştim ki... Ciğerime kadar sızladığını hissettim. Çok yakışıklıydı, nefesimi kesecek kadar çok.
"Seni Hande özlesin. Ben neden özleyecekmişim?"
Özledim. Çok özledim. Şimdi sıkıca sarılsam. Doya doya çeksem kokunu içime! Of! Delirecektim. İçimden öyle şiddetli bir ağlamak geliyordu ki. Kendimi kasmaktan, dişlerimi kıracaktım neredeyse.
Bakışları önce yüzümde gezindi. Gözlerimden, dudaklarıma kadar özenle, ağır ağır baktı her karesine. Gözlerinde büyük bir hayranlık sezdiğimde içimden zafer çığlıkları atıyordum adeta. Ardından bakışları elbiseme, dekolteme ve son olarak kırık olan ayağıma kaydı."Canın çok yanıyor mu?" dedi ayağımı kastederek. Gözlerinde ki endişe, kalbimin içinde ki kuşun çırpınışının fitilini ateşledi. Canım çok yanıyordu ama kırık olan ayağım için değil kırık olan kalbim için yanıyordu. Onun göz göre göre başkasıyla evlenecek olması beni kahrediyordu. Çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum, onu yumruklamak, hesap sormak istiyordum. Beni neden sevmedin demek istedim ama onun yerine, "İyiyim sorun yok." deyip geçiştirdim.
Başıyla onaylayıp mavi gözleri yeniden gözlerimi buldu.
"Çok güzel olmuşsun Çiroz'um. Ama sen zaten hep güzelsin."
"Teşekkür ederim. Artık kendime bakacağım. Hayatımı bir düzene sokayım da. Belki ben de evlenirim bir kaç seneye." diye aklıma ilk geleni söyleyiverdim. Tepkisini çok merak ediyordum bu yüzden bakışlarımı yüzünden asla çekmedim. Son cümlem kaşlarının çatılmasına sebep oldu. Gözlerinin hareleri koyulaşınca bakışlarım boynuna yöneldi. Sinirlenince boynunda ki damar kalp gibi atardı. Şu anda inanılmaz belirgindi ve atıyordu. Canıma okuyacak diye düşünürken, saniyeler içinde gözlerini kapatıp açtı.
"Buraya bunun için mi geldin yoksa?" dediğinde benim şartellerim gerçekten attı.
"Evet koca bulmaya geldim!" dedim öfkeyle. Onu öldürmek istiyordum. Bilerek yapıyordu biliyorum ama tutamıyordum işte kendimi.
"Senin bacaklarını kırarım!"
"Hah! Şu durumda söylediğin gerçekten komik oldu, zaten sağlam olan tek bacağım var, hadi bir kırsana!" dedim dişlerimin arasından.
"Bir de bana meydan okuyorsun!"
"Evet okuyorum. Sen kendi hayatına bakabiliyorsan, ben de bakabilirim elbet. Bana karışamazsın!"
Gözlerinden tabiri caizse büyük birer alev çıktı. Onu çok kızdırdığımın farkındaydım ama oh olsundu.
"Feride!"
"Kerim, sen benimle oyalanma. Nişanlının yanına git istersen."
Yaklaşıp kolumu yakaladığında sendelesem de yumuşacık kavramıştı aslında, gözlerime uzun uzun baktı. O mavilikler beni içine çekiyordu resmen. Bu adama karşı koyamamak, her tavrı, her hareketinin beni kontrolden çıkarması sinirimi bozuyordu. Hele ki ben onda hiç bir etki bırakmazken!
"Neden böyle yapıyorsun? Ben sana ne yaptım?" dediğinde sesinde ki hüznü hissettim ama bozuntuya vermedim. Ben ona ne yapmıştım da bunları yaşıyordum?
"Bir şey yapmıyorum. Kadın olduğumu hatırladım sadece." dedim kendimden emin bir duruşla. Kolumu hızla bıraktığında öfkeyle soludu.
"La havle!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feride
Romance''O şerefsizle hiç bir yere gitmeyeceksin!'' Dediğinde sessiz kaldım, ateş gibi yanan bakışları bana döndüğünde volta atmayı bırakmış bedenini tamamen bana çevirmişti. ''Duydun mu?'' ''Duydum Kerim abiciğim!'' Dedim Hande'nin söylediklerine atıfta b...