8.BÖLÜM

227 33 1
                                    






Merhaba arkadaşlar. Yeni bölümle sizlerleyim.💘

Sizi alıntı, anket ve karakterlerin dedikodusunu yaptığımız ve aşırı eğlendiğimiz instagram adresimiz; feridekitapoffical'a bekliyorum.

Keyifli okumalar...🥰

Korkuyla bakışlarımı Kerim'e çevirdiğimde kalp atışım göğsümü zorluyordu... Ya evde olsaydık? Ya bizden birine bir şey olsaydı? İçimi saran zehirli sarmaşık, adım adım şiddetini arttırmaya devam ederken, Kerim gayet rahat bir tavırla Barbaros'a el etti.

Arif'e dönüp, sakince yanıtladığında onun bu vurdumduymazlığı beni hayrete düşürmüştü.

''Feridun'un işi...''

Arif başıyla onaylayıp, elindeki telefonun kilidini açtığı gibi yanımızdan uzaklaştığında öfkeyle Kerim'e döndüm.

''Nasıl bu kadar rahatsın ya? Evi taramışlar Kerim!''

Ben daha cevabımı alamamışken, Barbaros yanımıza gelince sakalını sıvazlayıp konuya girdi.

''Feridun evi taratmış. Sözde bize gözdağı veriyor. Babasını içeriye tıktık ya!''

Barbaros, ''Korkak it! Evde olmadığımızı biliyordur o, yoksa cesaret edemez!'' Dediğinde cebinden çıkardığı sigara paketinden bir sigara alıp, hızlıca çakmakla yaktıktan sonra kafasını tehditkar bir şekilde salladı. ''Ben onu itin götüne sokarım dayım, sen merak etme...''

Anladığım kadarıyla Feridun, Mahir Sancaktar'ın oğluydu. Bizimkilere göre tehlikeli değildi yani onların dilinde kuru sıkıydı. Beni bu işlerden o kadar uzak tutuyorlardı ki kimseyi tanımıyordum. Mahir Sancaktar'ı da yine bir gün aralarında konuşurken, gizlice dinlemeye çalıştığım sırada yakalandığım için mecburen anlatmak zorunda kalmışlardı.

''Sen hallet zaten, beni bulaştırma. Yoksa elimde kalacak o şerefsiz.'' Diyen Kerim'in peşinden söze girdim.

''Eee ne yapacağız? Eve gidecek miyiz?''

Bakışlarımın ikisinin arasında gezinirken, ikiside bir koldan beni sarmalayıp sırıttığında cevabı Barbaros verdi.

''Gidiyoruz tabii Çiroz'um. Onların yaptığı gider, bizim ancak hoşumuza gider...'' dedi alaylı bir ses tonuyla.

''Iyyy kıro!'' Dediğimde kısa bir kahkaha attı ve saçıma bir öpücük bıraktı.

''Ben Cemre'yi alayım da arabanın arkasına yatırayım bari, uykusu bölünmesin.''

''Tek çıkma. Faruk'la, Arif seni takip etsin.''

''Dayım bari bana öğretme ya!'' Dediğinde mızmızlanan şımarık çocuklar gibi söylenip, Cemre'yi Hatice teyzemin kucağından almaya gitti.

Eli hala omzumda olan Kerim'in sıcağına daha fazla sokulup, sitemkar bir şekilde söze girdim.

''Hem zararsız diyorsunuz, hem de bir ordu arabayla eve gidiyoruz Kerim.''

''Bir şey olacağından değil ama biz yine tedbirimizi alalım, söz konusu sizin canınız. Riske atmam.''

''Ya sana bir şey olursa?'' dediğimde sesimin titrediğini fark ettim, o da hissetmiş olacak ki elini omuzumdan çekip beni tamamen kendine çevirdi. Gözlerini gözlerime diktiğinde bakışlarımı kaçırdım. Duyacaklarıma hazır mıydım? Bilmiyordum.

''Takdiri ilahi... Ama elimden geldiğince, uzun bir süre daha ölmemeye çalışırım, söz.'' dedi sesi eğlenir gibiydi. Elimi yumruk yapıp havaya kaldırdığımda tam omuzuna vuracaktım ki yumruğu kavradı.

FerideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin