MERHABA ARKADAŞLAR... iŞTE HAFTALARDIR 11'İ BEKLEYİN DİYE SİZİ DARLADIĞIM VE MERAKLANDIRDIĞIM O 11'E GELDİK. 😁 BEN YAZARKEN ERİDİM, SİZ OKURKEN NE HİSSEDECEKSİNİZ ÇOK MERAK EDİYORUM... BU YÜZDEN BANA YAZIN OLUR MU? MERAKTAN ÇATLARIM BEN. 😁UZATMADAN BÖLÜME GEÇEYİM DE SİZ DE KEYİFLE OKUYUN.💘
BUYURSUNLAR;
Son söylediği cümlenin üzerimde bıraktığı etkiyle elimi farkında olmadan kalbime götürdüğümde dudaklarımdan dökülen tek şey, ''Ne?'' kelimesiydi.
''Duydun işte geberiyorum kıskançlıktan...'' dediğinde artık sesi daha kısık çıkıyordu.
Çarpan kalbimin hızı göz ardı edilemezdi ama sormak zorundaydım. Kafamda cümleleri toparlayıp söze girdim.
''Neden kıskanıyorsun Kerim? Bana bunun cevabını ver.'' derken sesim oldukça kararlı bir tondaydı.
Hala burun burunaydık. Gözlerini kapatıp alnını alnıma dayadığında sesi bir şarkı gibi ruhumu okşadı.
''Böyle olmaz. Ayak üstü konuşulacak bir şey değil bu. Sana anlatacağım çok şey var ama...'' dediğinde geri çekilip, eliyle alnını sıvazladığında ofladı. ''Sana kavuşmak için, senin canını yakacak olmak beni durduruyor Feride. Senden uzak durmak çok zor inan ama sana kıyamıyorum.''
Kavuşmak mı? Demek ki duygularım tek taraflı değildi. Peki ya onu durduran neydi? Bana karşı duygularını kabul etmesine bile sevinemiyordum resmen.
''Kerim anlat artık! Bak delireceğim ben!'' dedim, öfkeyle gözlerinin içine bakıyordum.
Elime uzanıp oturduğu gibi beni de kucağına çektiğini kafasını boynuma gömdü.
''Anlatacağım şeyler, her şeyi değiştirebilir... O yüzden böyle olmaz. Baş başa olmamız lazım. Canan Hanım gittikten sonra, Sapancada ki çiftlik evine gidelim. Orada her şeyi anlatacağım.'' dedikten sonra kafasını boynumdan çektiğinde yine burun burunaydık.
''Ne olabilir bu kadar önemli? Neyi değiştirebilir? Ben senden iki adım öteye gidemiyorum, görmüyor musun?'' dediğimde bir nevi duygularımı itiraf etmiştim.
Eli yanağıma uzandığında okşama başladı, gözleri öyle güzel bakıyordu ki bütün bedenim avaz avaz titremeye başladı.
''Gitme zaten, beni asla bırakma... Ben sensiz aciz, çaresiz, perişan bir adamım. Gücüm sensin benim.''
Duyduğum her kelime, çarpan kalbime bir darbe daha vuruyordu. Ölüyordum sanırım, kuruyan dudaklarımı yaladım farkında olmadan, bakışları hemen dudaklarıma kaydı. Yanağımda olan elleri dudaklarıma uzandı bu sefer, baş parmağı nazikçe dudaklarımda gezinirken biraz daha yaklaşmıştı, dudaklarımız neredeyse birbirine değecekti. O an bütün bedenim soğuk soğuk terlemeye, vücudum pelte kıvamına dönmeye başlamıştı.
''Şimdi seni öpsem...'' derken gözlerini kapattı. ''Öpsem de yeniden doğsam... Dudaklarında yaşasam... Arınsam günahlarımdan...''
''Kerim...'' dedim ama devam edemedim. Zaten sesimin çıkması bile büyük bir mucizeydi. Yaşadığımız anın gerçekliğine inanamıyordum. Her şey rüya gibiydi.
''Bana bir söz vermeni istiyorum Feride.'' dediğinde sesi hala kısıktı.
''Ne...ne sözü?'' diye sorarken kekeledim.
''Ne duyarsan duy, asla sırtını dönmeyeceksin bana. Bil ki bu zamana kadar susmamın tek sebebi önce sen, sonra da babana verdiğim söz. Ama ben artık dayanamıyorum, bu kadar yakınımdayken senden uzak durmaya tahammülüm kalmadı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feride
Romance''O şerefsizle hiç bir yere gitmeyeceksin!'' Dediğinde sessiz kaldım, ateş gibi yanan bakışları bana döndüğünde volta atmayı bırakmış bedenini tamamen bana çevirmişti. ''Duydun mu?'' ''Duydum Kerim abiciğim!'' Dedim Hande'nin söylediklerine atıfta b...