3 Gün Sonra;
Kardeşim öleli 3 gün olmuştu. Kalbimde ki sancı, acı, hiç bir zaman dinmedi. Baktığım her yerde onu görüyorum sanki, ondan bana kalan hiç bir eşya yok, hepsi yanıp kül oldu. Sadece hep boynunda olan kolyesi kalmıştı. Her şey yanıp gitmişti ama kolyesi boynunda olmasına rağmen yanmamıştı. Sadece üzerinde ki cam kırılmıştı. Kolyesinin içinde ikimizin fotoğrafı vardı, o yüzden onu hiç bir zaman çıkarmazdı.Annem yeni bir eve taşındı, ama eve annemin yeni sevgilisi geliyor sürekli, bu durumdan son derece rahatsızım. Ayrıca anneme her baktığımda ona olan nefretim daha da büyüyor, her baktığımda yaptığı ihmallik aklıma geliyor ve çılgına dönüyorum. Bu yüzden İzmir'e babamın yanına gitmeye karar verdim. En azından babamın karısı samimi bir kadın, onunla iyi anlaşabiliyoruz. Ama annemin sevgilisi ile sürekli tartışıyoruz, yaptığı her hareket gözüme batıyor, annemi parası için kullandığı çok belli ama annem ne yazık ki bunun farkında bile değil.
Elimde tuttuğum valiz ile dışarı çıkacağım sırada kapı çaldı, gelen Furkan'dı. Elimde valizleri görünce iç çekti. Gitmemi hiç istemiyordu.
"Gidicek misin gerçekten?"
"Öyle olması gerekiyor Furkan, burda hiç rahat değilim. Anneme her baktığımda içim acıyor"
"Haklısın, ne diyebilirim ki?"
"Üzülme lütfen, hem sık sık sen gelirsin, ben gelirim, görüşürüz yani. Ayrı şehirlerde yaşayacağız diye bir daha görüşemeceğimiz anlamına gelmiyor"
"Öyle tabi de, her gün görüşüyorduk, şimdi ayda bir iki kere anca görüşücez, bana çok zor gelicek"
"Bana da öyle sevgilim. Ama bana iyi gelen babamın yanı olucak"
"Sen nasıl mutlu olacaksan öyle olsun sevgilim" Sıkıca sarıldıktan sonra kapıda beni bekleyen arabaya bindim ve havalimanına geldim.
Bir buçuk saatlik uçak yolculuğundan sonra İzmir'e vardım. Havalimanında beni bekleyen kimse yoktu, babamın gelmeyeceğinden emindim ama yine de içimde ufak bir umut vardı.
Biraz yürüdükten sonra babamın bahçeli, havuzlu büyük evine vardım. Kapıyı hizmetçiler açtı, içeriye girdim. Üvey annem sesimi duyunca hemen yanıma geldi.
"Heh, Ece gel kızım buyur" Sesi huzur vericiydi. Üvey annem Zuhal'le birlikte oturma odasına geçtik ve yemek sofrasına oturduk.
"Babam yok mu?"
"Onun toplantısı var, o yüzden gelemedi, ama çok sürmez gelir. Eee senin yolculuğun nasıl geçti?"
"İyiydi, uyudum zaten"
"İyi yapmışsın, bir buçuk saatlik yol ama insan yine de sıkılıyor"
Yemeğimizi yedikten sonra oturma odasında televizyon izlemeye başladık. Bu aktiviteden sıkılmıştım, uykum da gelmişti.
"Ben odama çıksam iyi olur"
"Tabi kızım, odanı zaten biliyorsun. İyi uykular"
"Sizede"
Üst kata odama çıktım. Üzerimi değiştirdikten sonra yatağıma yattım ve derin bir uykuya daldım.
ERTESİ GÜN;
Ela'nın kolyesini tamire götürmek istiyordum, bu yüzden rastgele bir dükkana geldim, kapısı aralıktı, içeriye girdim."Kimse yok mu?" Sorduğum soruya karşılık alamamıştım. Ortalarda kimse görünmüyordu. Dükkanın içinde birilerini bulmak için ilerlemeye başladım.
"Abi öldü galiba"
"Gebersin!"
"Napıcaz peki şimdi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞ BİRLİĞİ
ActionKüçük kız kardeşi ölünce babasının yanına İzmir'e taşınmak zorunda kalan kızın, kardeşinden ona kalan kolyeyi tamir ettirmek için bir dükkana girince cinayete şahit olması...