Eve geldik. Hepsi oturma odasına geçti ve koltuklara oturdu. Gayet sakinlerdi.
"Ya siz şaka mısınız? Neden bu kadar sakinsiniz?" Diye sordum.
"Çünkü yapabileceğimiz bir şey yok" dedi Ferdi.
"Nasıl yok ya?! Siz bana söz vermediniz mi, bana seni bırakıp gitmeyeceğiz demediniz mi?!" Diye bağırdım.
"O adam başka türlü aklanmayacaktı Ece, ayrıca biz cezamız neyse çekmeye hazırız" dedi Kaan.
"Ben ne olucam? Furkan'ın yanına gideyim o zaman" Bora hızla söze girdi.
"Sakın Ece! O adamın yanına bile yaklaşmayacaksın!" Dedi.
"Bu evde kız başıma tek mi durayım yani, onu mu istiyorsunuz?" Diye sordum.
"Bu evin yakınlarına kimse yaklaşamaz merak etme" dedi Bora.
"Cidden bu sakinliğinize hayranım! İyi gidin o zaman yıllarca hapis yatın, beni de unut gitsin! Kimim ki zaten ben?!" Hızla yanlarından ayrılıp odama geldim. Sinirimden delirmek üzereydim.
Kapı çaldı. Oturduğum yataktan kalkıp odamın kapısından içerisini dinlemeye başladım. Açılan kapıda gelen kişinin polis olduğu belliydi.
"Bora Kıraç, Kaan Sezgin, Ferdi Yılmaz. Hakkınızda şikayet var, bizimle karakola gelmek zorundasınız" kalbim hızlandı. İçeriden kelepçe sesleri yükseldi.
"Ece! Gel son kez göreyim seni lütfen!" Bora'nın seslenişi kalbimin ağrımasına sebep olmuştu. Ama içeriye gidip o görüntüye şahit olmak istemiyordum. Ağlayarak duvara yaslandım. Bora defalarca seslendi ama çıkmadım odadan.
3 Ay Sonra;
Bora, Kaan ve Ferdi hapise gireli 3 ay olmuştu, her ziyaret gününde ziyaretlerine gitmiştim. Onlara ne kadar kırgın olsam da hepsini çok özlüyordum. En çokta Bora'yı.Hava iyice kararmış, saat 2'ye geliyordu. Ben hâlâ uyuyamamıştım, Bora'nın odasında bulduğum kitabı okuyordum. Bir anda dışarıdan gelen bağrışma sesleri ile irkildim.
Apartmanın içinde garip bir hareketlilik vardı, bağrışma ve küfür sesleri ürkütücüydü. Oturduğum yerden kalktım ve perdeyi araladım, dışarıda kimse yoktu, belli ki apartmanda bir şeyler oluyordu. Kapıyı kitlediğime emin olmak için anahtarı kontrol ettim. Tekrar salona geçip yerime oturdum ve kitap okumaya çalıştım.
Bağrışma sesleri yoğunlaştı. Kapıya vurma sesleri ile oturduğum yerden hızla kalktım. Bizim kapıya vuruyorlardı. Korkudan ne yapacağımı bilemiyordum. Salonun ortasında olan sehpayı kapıya dayadım, üzerine de sandalyeler koydum. Ne kadar güvenilirdi bilmiyorum ama içimi ferahlatmam gerekiyordu.
Kapıya vurma sesleri dinmedi. Telefonumu elime aldım ve polisi aradım. 15 dakikaya geleceklerini söylediler.
Kapı kilidinden sesler gelmeye başladı, birisi kapıyı açmaya çalışıyordu. Telefonumu tekrar elime aldım ve Furkan'ı aradım.
Bir süre sonra kapıya vurma sesleri dindi. Ardından telefonum çaldı, arayan Furkan'dı, kapıda olduğunu söyledi. Hızla oturduğum yerden kalktım ve kapıyı açtım. Hemen Furkan'a sarıldım. O kadar çok korkmuştum ki kalbimin atışı hiç bir şekilde dinmiyordu.
"İyi ki geldin" dedim ağlayarak.
"Şiiitt! Tamam bir şey yok, burdayım. Polislerde aşağıda, arama yapıyorlar" dedi Furkan eli ile saçımı okşarken.
Ertesi Gün;
Salonda camdan dışarısını izliyordum. O sırada apartmanın önünde duran siyah araba ile kalbim hızlandı, bu araba Bora'nındı. İçinden Bora, Kaan ve Ferdi indi. Çıkacaklarından haberim yoktu. Benim için sürpriz olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞ BİRLİĞİ
ActionKüçük kız kardeşi ölünce babasının yanına İzmir'e taşınmak zorunda kalan kızın, kardeşinden ona kalan kolyeyi tamir ettirmek için bir dükkana girince cinayete şahit olması...