Kapı çalma sesi ile gözlerimi açtım. Çoktan sabah olmuştu.
"Uyandın mı?"
Bora'nın sesiydi, yataktan kalktım ve kitli olan kapıyı açtım.
"Kahvaltı hazır gel hadi"
"Yemicem ben, size afiyet olsun" kapıyı kapatmak için yöneldiğim sırada kapıyı tek eli ile tutup kapatmamı engelledi.
"Yüzüme kapı kapatamazsın"
"Neden, ne yaparsın?"
"Onu o zaman gösteririm" Hızlı bir hamle ile kapıyı kapatıp kitledim. Kimse bana emir veremez.
Bora küfür savurduktan sonra öfkeyle kapıya vurmaya başladı.
"Kapattım, bak bir şey olmadı" Dediğim üzerine daha da öfkelenmişti ki kapıya tüm gücü ile vuruyordu, kapı kırılacak gibi sallanıyordu.
"O odadan illa ki çıkacaksın ve ben sana o zaman göstericem cüce!"
"Cüce mi? Lafını geri al, ben cüce değilim!" Aslında biraz öyleydim, boyum biraz kısaydı.
"Almıyorum! Gayette öylesin!"
"Sende dağ ayısısın o zaman!"
"Bana mı dedin sen onu! Odadan çıktığında olacaklardan sorumlu değilim haberin olsun! Ya şimdi çık, ya da kırayım bu kapıyı!"
"Kır da görelim"
"Çekil kapının arkasından" Sanırım gerçekten kıracaktı.
"Tamam dur kırma, üzerimi değiştirip geliyorum"
"Bende öyle düşünmüştüm" Sanırım kapıyı açtığımda hiç iyi şeyler olmayacaktı. Bir yolunu bulmalıydım, ayrıca bu evde daha fazla kalmak istemiyordum, kaçmanın bir yolu olmalıydı.
Gözüm cama çarptı, hızla cama gittim, aşağısı 3 kattı, atlasam bir yerlerim kırılabilirdi. Aklıma çocukken evden kaçma taktiklerim geldi, dolapta bulduğum bir kaç tane ince nevresimleri aldım ve hepsini birbirine bağladım, daha sonra aşağıya sarkıttım. Bir ucunu da yatağın bacağına sıkıca bağladım.
"Hadi!" Bora bağırıyordu.
"Geliyorum, üzerimi değiştiriyorum"
Camdan dışarı çıktım ve yaptığım halata tutunup yavaş yavaş aşağıya inmeye başladım. Bu taktik hep işe yarardı.
Sonunda halatın ucuna geldim ve yere kalan az bir mesafeden aşağıya atladım, sonunda dışarı çıkabilmiştim!
Sevinçle arkama döndüğüm sırada bir anda karşımda Bora'yı gördüm. Yüzündeki küçümseme gülüşüyle iki kolu önde bağlı bir şekilde beni izliyordu.
Allah kahretsin! Şimdi yaktı çıramı işte!
Koşarak yanından uzaklaşmaya başladım. Peşimden geliyordu, korkuyla koşabildiğim kadar hızla koşuyordum. Kovalamaca çok uzun sürmedi, Bora kısa bir süre sonra kolumdan tuttu ve hızlı bir hareket ile beni omzuna aldı. Çırpınarak kendimi kollarından kurtarmaya çalıştım ama tabiki bir işe yaramıyordu.
"Bırak beni!"
"Yılanla dans ediyorsun. Eve gidelim göstericem ben sana" korkuma daha fazla korku eklendi. Aslında bana bir şey yapmayacaklarını biliyordum, çünkü Kaan ve Ferdi gerçek samimiyetleri ile ilgileniyorlardı benimle. Gerçi Bora için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama yine de bir şey yapmak isteseler şimdiye kadar yaparlardı.
Kısa bir süre sonra eve geldik. Bora beni yere bıraktığı anda kaçmaya başladım, gerçi 4 duvar arasında kaçabilecek pek yerim yoktu. Salonun ortasında ki sehpanın etrafında koşuşturma başlamıştı, ben kaçıyorum, Bora kovalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞ BİRLİĞİ
ActionKüçük kız kardeşi ölünce babasının yanına İzmir'e taşınmak zorunda kalan kızın, kardeşinden ona kalan kolyeyi tamir ettirmek için bir dükkana girince cinayete şahit olması...