Kaan ve Ferdi iki yanıma oturdu.
"Neden daha önce bunları bize bahsetmedin?" Diye sordu Kaan kolunu omzuma atarken. Göz yaşlarımı sildim.
"Anlatamadım, her seferinde çok canım yanıyor çünkü. Kardeşimin yanmış o bedeni sürekli gözümde canlanıyor. Anne ve babamın bizim hakkımızda tartışıp bizi istememeleri kulağımda çınlıyor" dedim ağlamaklı bir sesle.
"Madem sende bizimlesin, senin kararlarının sonuna kadar arkandayız" dedi Ferdi. Gülümsedim.
"Bir de beni siz bırakmayın olur mu?" Dedim masum ses tonuyla.
"Merak etme, biz hep senin yanındayız" dedi Kaan. Ardından hepimizin bakışları Bora'ya döndü, yere bakan Bora bizi fark edince bakışlarını bize çevirdi. Gözümüzle sorduğumuz soruyu anladı.
"Ben bu cüceyi bırakabilir miyim ki?" Dedi Bora. Güldüm.
"Ama o Güney Karaca'ya haddini bildirmem lazım! Aklı sıra benimle uğraşıyor" Diye devam etti.
"Kim bu Güney?" Diye sordum.
"Benim düşmanım, eskiye dayanan bir düşmanlığımız var. Sürekli benim yoluma taş koyuyor, her işime engel olmaya çalışıyor" Diye anlattı Bora.
"Ne yapıcaz peki?" Diye sordu Ferdi.
"Bana yaptığını, bizde onun yoluna taş koyucaz" dedi Bora.
"Bir planın var mı?" Diye sordu Kaan.
"Aslında var. Yarın akşam düğünü var diye biliyorum, gidip o düğünü onlara zehir edicez" dedi Bora.
Ertesi Gün;
Hava iyice kararmış akşam olmuştu. Oturma odasında oturuyordum, Bora üzerinde takım elbise ile odadan çıktı. Siyah takım elbise üzerinde çok asil ve hoş duruyordu. Beni otururken görünce kaşları çatıldı."Sen hazırlanmamışsın"
"Bende mi gelicem?"
"Gelmeyecek misin?"
"Beni gittiğiniz yerlere götürmüyorsunuz ya bende o yüzden hazırlanmadım"
"Bu sefer ki başka, orda zarar görmeyeceksin. Ben seni zarar görebileceğin herhangi bir yere getirmem"
"Tamam o zaman hemen hazırlanıp geliyorum" sevinçle oturduğum yerden kalkıp odama gittim. Dolabı açtım, içinden siyah, göğüs dekolteli, dizlere kadar gelen bir elbise çıkardım. Bu düğün için gayet hoştu. Üzerime giydim. Vücuduma tam oturan elbise çok hoş durmuştu. Saçlarımı topuz yaptım, perçemlerime şekil verdim. Çok abartmadan makyaj yaptım. Gold takılarla elbisemi canlandırdım. Son olarak siyah topuklu bir ayakkabı giydim. Aynada kendime son kez baktım. Harika görünüyordum.
Odadan çıktığım anda Bora hayranlıkla bana bakmaya başladı. Baştan aşağıya iyice süzdükten sonra güçlükle yutkundu.
"Biz gitmesek mi acaba?" Soruyu zorla bir araya getirdi.
"Neden? Güzel olmamış mı?"
"İşte sıkıntı da o ya. Çok güzel olmuşsun"
"Teşekkür ederim"
Birlikte aşağıya indik. Kaan ve Ferdi Bora'nın siyah arabasının önüne yaslanmış bizi bekliyorlardı.
"Ece hanım bu ne güzellik?" Dedi Kaan.
"Teşekkür ederim, sizde çok şıksınız" dedim arabaya binerken kocaman gülümsemeyle. Kaan, Bora'nın kulağına yaklaştı.
"Abi sen bence düğün boyu gözünü Ece'den ayırma" dedi kısık sesle. Ama seslerini duyabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞ BİRLİĞİ
ActionKüçük kız kardeşi ölünce babasının yanına İzmir'e taşınmak zorunda kalan kızın, kardeşinden ona kalan kolyeyi tamir ettirmek için bir dükkana girince cinayete şahit olması...