Yaklaşık iki üç saattir odamda tek başıma boş boş oturuyordum. Aklıma ormanda olanlar geliyordu, inatlık edip Bora'ya sormamıştım ama meraktan çatlıyordum. Daha fazla dayanamayıp salona geçtim. Hepsi oturmuş telefonları ile ilgeniyordu. Yanlarına gidip oturdum.
"Oda güzeli çıkmış sonunda odadan" dedi Ferdi dalgacı ses tonuyla.
"Komik değildi. Bu arada ceset konusuna ne oldu?" Diye sorduğum anda Bora kafasını telefondan kaldırdı ve sırıtarak bana bakmaya başladı.
"Hani merak etmiyordun?"
"Etmiyorum zaten, öyle sorayım dedim" iki kolumu önde bağlayıp sıkılmış bir şekilde oturmaya başladım. Bora beni öyle görünce elinde ki telefonu bırakıp bana döndü.
"Ceset ortada yok, biri gömdüğümüz yerden çıkarıp almış. Ama belli ki cesedin kim olduğunu bilmiyor, eğer tanısaydı çoktan polise giderdi, şimdilik bir şey yok" Diye anlattı.
"Kim almış olabilir o zaman cesedi?" Diye sordum.
"Bilmiyoruz ama benim düşmanım olduğu kesin, beni tehdit etmek için kullanacak belli ki" Diye yanıtladı.
"Eğer gidip polise ihbar ederse ne olur?" Diye sordum endişeyle. Alacağım cevaptan korkuyordum.
"Hapis yolu gözükür" dedi.
"Kendinizi savunmak için bir bahaneniz vardır herhalde, yani bana hâlâ neden öldürdüğünüzü söylemediniz ama, eminim geçerli bir sebebiniz vardır" hepsi birbirine bakmaya başladı.
"Bu şerefsizle liseden tanışıyoruz, birbirimizi hiç sevmemişizdir, kavgalı bir günümüz bile geçmedi, aynı zamanda zengin şımarık bir zübbe. Annem evlere temizliğe gidiyor, temizliğe gitti evde bu adamınmış, benim annem olduğunu öğrenince annemi gereğinden fazla çalıştırmış, parasını tam vermemiş, sürekli rencide etmiş. Geçenlerde de annem hakkında atıp tutunca artık dayanamadım, sonunu zaten biliyorsun" Sessiz kaldım. Anlattığı şeyleri şaşkınlıkla dinlemiş hiç tepki bile vermemiştim.
Buzdolabında bir şeylere bakınan Kaan sinirle dolabın kapağını kapattı.
"Size kaç kere dedim çikolatalarımı yemeyin diye ya!" Sinirle ayakkabılarını giymeye başladı. Onun bu sitemi Bora ve Ferdi'yi güldürmüştü.
"Nereye?" Diye sordu Ferdi gülerek.
"Markete nereye olucak?!" Diye bağırdı Kaan. Ferdi hemen oturduğu yerden fırladı ve Kaan'ın peşinden gitti.
Onlar gittikten sonra uzun süre ortamda sessizlik hakim oldu. O sessizliği cama atılan taşın çıkardığı ses bozdu, korkuyla yerimden sıçradım. Bora hızla ayağa kalktı ve camdan bakmaya başladı.
"Ece! Çabuk aşağıya in!" Sesiyle ayağa kalktım. Bu Furkan'ın sesiydi. Cama gidip aşağıya baktım. Furkan sinirden deliye dönmüştü.
"Kim bu şerefsiz Ece?!" Diye sordu Bora
"Erkek arkadaşım" Dediğim anda Bora adeta bir ok gibi yerinden fırladı ve alt kata inmeye başladı. Bende peşinden hızla inmeye başladım, olacaklardan korkuyordum. Furkan'ın yanına geldik.
"Kimsin sende benim evime taş firlatıyorsun?!" Diye bağırdı Bora.
"Asıl sen kimsin de benim kız arkadaşım senin yanında?!" Diye karşılık verdi Furkan. Bora'nın kolundan tutarak onu sakinleştirmeye çalıştım.
"Bora yapma lütfen. Bırak Furkan'la ben konuşayım" dedim yalvarırcasına.
"Duydun Ece'yi, uza burdan!" Dedi Furkan tek eli ile Bora'yı iterken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞ BİRLİĞİ
ActionKüçük kız kardeşi ölünce babasının yanına İzmir'e taşınmak zorunda kalan kızın, kardeşinden ona kalan kolyeyi tamir ettirmek için bir dükkana girince cinayete şahit olması...