Üzerindeki deri ceket terletmeye başlamıştı. İçerisi zaten fazlasıyla sıcaktı. Girer girmez bara ilerledi. Yoongi nerdeydi? Ah, yine bardaydı.
Telefonunu sessize almıştı. Bu gece de gelmişti, söylediği gibi her gece gelecekti üstelik. Bara doğru ilerledi. Tabureye oturup yine sol kolunu deske yasladı ve gözleri onu aradı. Jimin'i. Barmenlerden birisi Yoon'a seslendi.
"Ne istersiniz efendim?"
"Jimin'i."
"Pardon?"
"Park Jimin nerde?"
Barmen kaşlarını çatmış Yoon'a bakıyordu. Yoon kızgın bir şekilde ayağa kalkıp elini deske vurdu.
"Sağır mısın lan?! Park Jimin nerde diyorum sana!"
"Burdayım."
Yoon arkasını döndü. Jimin tam karşısındaydı. Yine ışıl ışıl parlıyordu. Yoon onu görünce yüzündeki kızgın ifade söndü ve birden sırıtmaya başladı.
"Jimin..."
"Yoongi?"
"Seni görmeye geldim."
Jimin gülümsedi. Ardından barın arkasında duran barmenden iki viski istedi ve gidip Yoon'un yanındaki tabureye oturdu.
"Açık sözlü olmana bayılıyorum Yoongi."
Viskiler önlerine geldiklerinde ikisi de küçük bir yudum almıştı. Yoon Jimin'in yüzüne bakmaktan kıyafetlerine bakamamıştı. Bugün polo yaka siyah bir tişört ve altına da siyah kumaş pantolon giymişti. Bara değil de işe gider gibiydi ama yine de çok hoş görünüyordu. Jimin bacak bacak üzerine attı. Yoon'un bakışlarını kendine çekmek için gözlerinin önünde parmağını şıklattı.
"Hey, göz teması kuracak mıyız?"
"Seni görmeye geldim."
"Tch, sorumun cevabı bu değildi ama olsun."
Yoon viskisinden bir yudum daha aldı ve hayranlıkla Jimin'e baktı.
"Çok güzelsin."
"Her gece gelecek misin böyle?"
"Evet."
Yoon hiç düşünmeden tak diye evet demişti. Jimin kıkırdayarak kafasını eğdi. Ardından viskisinden bir yudum aldı.
"Yoon, bu tavrın çok boş. Çünkü sonunun ne olacağını biliyorum."
Yoon tek kaşını kaldırdı. Elindeki viskiyi sertçe deske koydu ve sıktığı dişlerinin arasından konuştu.
"Ne olacakmış sonu?"
"Benden alacağını aldıktan sonra çekip gideceksin ve beni bir daha görmek istemeyeceksin. Değil mi?"
Yoon kaşlarını çattı. Aslında doğru bir kanıydı. Ypon şu an onun bedeninden etkileniyordu ve aynı zamanda da güzelliğinden. İstediğini aldıktan sonra gitmeyeceğinin garantisi bile yoktu.
"Bak cevap vermiyorsun. Doğru olduğunu biliyorsun. Benden hoşlanmıyorsun, sadece dış görünüşüm ilgini çekiyor."
Yoon bir şey diyemedi. Jimin haklıydı. Belki onu yakından tanırsa çok severdi. Tanımalı mıydı? Bi mafyanın aşık olması ne kadar mantıklıydı?
Jimin bu konuda son derece haklıydı."Her neyse, biraz eğleneceğim."
Jimin ayağa kalkmış ve piste ilerlemişti. Yoon onu izlerken bir adamın Jimin'in belini kavraması ile ayağa kalkması bir olmuştu. Adam sıkıca kavradığı beli kendine bastırmıştı iyice. Kafasını Jimin'in boynuna gömmüştü. Jimin geçen garsondan bi içki almıştı ve kafasına dikmişti. Yoon dişlerini öyle sıkmıştı ki kıracak gibiydi. Şu an gidip o adamı dövebilirdi ama nesi olarak? Jimin adamın kollarına kendi gitmişti ve eğleniyordu. Üstelik Yoon Jimin'in hiçbir şeysi de değildi. Bu yüzden adamı gidip dövmesi fazla anlamsız olurdu.
Tekrardan oturdu tabureye. Sinirliydi. Hala o ikisini izliyordu, dans ediyorlardı. Adam dans ayağına Jimin'i taciz ediyordu resmen.
"Piçe bak, dans ediyoruz diye yedi çocuğu."
En son adam Jimin'in kalçasını kavramıştı ve Jimin'in kalçasını kendi kucağına bastırdı. Yoon sinirle ayapa kalktı ve Jimin'in kolundan tutup onu adamın kollarından çekti. Adama bir yumruk attı ve adam yere düştü. Diğerleri dans ediyordu ve açıkçası kimsenin umrunda olmamıştı. Yoon Jimin'i bara doğru götürdü.
"Bıraksana! Narsist misin nesin lan sen?! Naptın çocuğa?!!"
"O da haddini bilseydi o zaman."
"Lan sanane! Ben izin veriyorum adama eğleniyorum, dans ediyoruz sanane!"
"Edemez lan! Edemez!"
"Allah Allah, nedenmiş o?"
Jimin kollarını önünde birleştirip Yoon'a baktı. Yoon sinirle barın duvarına yumruk attı. Açıkçası bu Jimin'in pekte umrunda olmadı.
"Dokunamaz sana!"
"Ben izin veriyorum, benim bedenim, sana ne oluyor?!"
"Jimin, şansını fazla zorluyorsun. O piçi öldürmediğime dua et."
"Hah, sizin için zaten can almak meyve doğramak gibi değil mi?!"
"Jimin..."
"Ne! Ne diyorsun, takıntılı pis sapık! Git burdan, istemiyorum seni asla da senin olmayacağım anlıyor musun?! Asla-"
Yoon Jimin'i tutup duvarla arasına almış ve bir anda dudaklarına kapanmıştı. Alt dudağını dişlerinin arasına almış ve bir süre ezmişti. Jimin olayın şaşkınlığı ile hiçbir şey yapamamıştı. Bembeyaz teni alev alıyordu şimdi. Yoon Jimin'in belini kavradı ve kendine bastırdı. Dudaklarını yavaş bir tempoda öpüyordu. Yumuşacık dudaklarını hissetmek kadar güzel bir şey yoktu. Jimin buna dayanamamış ve birkaç kez karşılık vermişti. Tabi bu Yoon'u deli etmişti. Bacağını Jimin'in bacak arasına sokmuş ve dizini penisine bastırmıştı. Jimin Yoon'un ağzına inlemişti ve Yoon'un omuzlarına tırnaklarını geçirmişti. Yoon'un sertliğini hissettiğindeyse omuzlarından tutup onu itmişti. Yoon piç piç sırıtırken Jimin kızgın bir ifade ile Yoon'a bakıyordu. Jimin duvardan çekildi ve işaret parmağını Yoon'a doğru salladı. Göğsünün üzerine vurdu ve sıktığı dişlerinin arasından konuştu.
"Bir daha buraya gelme!"
Ardından koşar adımlarla barın girişine ilerledi. Yoon gülerek arkasından söylendi.
"Geleceğim. Geleceğim Jimin, yarın da burdayım. Sonraki gece de. Ve sonraki gecede..."
YOU ARE READING
Yakışıklı Barmenim- YOONMİN
Fiksi RemajaYoon Jimin'i tutup duvarla arasına almış ve bir anda dudaklarına kapanmıştı. Alt dudağını dişlerinin arasına almış ve bir süre ezmişti. Jimin olayın şaşkınlığı ile hiçbir şey yapamamıştı. Bembeyaz teni alev alıyordu şimdi. Yoon Jimin'in belini kavra...