Yoon o gece evine dönmüştü. Jimin o anı her hatırladığında sırıtıyordu. Niye öyle olduğunu bilmiyor ama yine de yapıyordu bunu. O gece de işini bitirip eve geçmişti. Ama uyuyamamış bütün gece Yoon'la olan öpüşünü düşünmüştü. Sabaha karşı biraz uyumuştu.
Yoongi eve gider gitmez yatağına atmıştı kendini. Güzel bir uyku çekmişti. Sabah mutlu uyanmıştı. Bu gece yine gidecekti bara. Jimin'e yemek teklif etmek istiyordu açıkçası ama kabul eder miydi bilmiyordu.
***
Yine akşam olmuştu ve Yoon yine barın önünde duruyordu. İçeriye giren çıkan belli değildi ve fena bi kalabalık vardı. Yoon içeriye girdi. Gözlerini direkt bara dikti. Jimin yine oradaydı. Güzelliği ile aydınlatıyordu resmen o kapkara ortamı. Yeniden gidip oradaki taburesine oturdu.
"Viski rica edebilir miyim Bay Park?"
Jimin kafasını çevirip Yoon ile karşılaşınca gülmeye başladı. Kollarını önünde birleştirdi ve Yoon'a bakıp güldü.
"Yoongi, demek yine geldin. Seni bardan yaka paça attırmamı mı istiyorsun?"
"O iş biraz zor."
"Hım, nedenmiş o?"
Jimin elinde tuttuğu shakerı sallarken kaşlarını çatmış Yoon'un ne diyeceğine bakıyordu. Yoon sırıttı ve tamamen deske dönüp iki dirseğini de deske yasladı.
"Çünkü beni buradan kimse atamaz, gördüğün gibi güvenlikler de beni tanıyor. Üstelik ben burdan yaka paça gidersem tek gitmem, haberin olsun."
Jimin gülmeye başladı. Shakerı açtı ve shot bardaklarına doldurmaya başladı.
"Kendini fazla üstün görüyorsun Yoongi. Bu ego çok fazla. Eminim sen yaka paça atılırken peşinden gelecekler vardır ama o kişi ben olmayacam."
Yoon Jimin'in bu hallerine bayılıyordu. Doldurduğu shotlardan birine uzandı ve kafasına dikti.
"Kendi isteğinle geleceksin Park Jimin. Bunu isteyeceksin."
Jimin gülerek işine devam ediyordu. Çalan müziğe eşlik ediyor aynı zamanda deskin arkasında dans ediyordu. Müşteriler Jimin'e bakıyordu ve Yoon bu durumdan rahatsız oluyordu.
"Benimle ilgilenir misiniz Bay Park?"
Jimin dirseklerini deske koyup Yoon'a biraz yaklaştı be gülümseyerek sordu.
"Söyle şekerim ne istemiştin, viski mi?"
Tam kalkacakken Yoon Jimin'in bileğinden tuttu ve onu kendine çekti.
"Bir tercih yapacak olsam seni söylerdim. Seni istiyorum Park Jimin."
Jimin gülerek kolunu çekmeye çalıştı.
"Üzgünüm efendim, ben içki değilim. Lütfen içki-"
"Ama sarhoş ediyorsun. İçkinin yapamadığını yapıyorsun. Seni istiyorum."
"Sana viski getireceğim."
"Jimin-"
"Viski getireceğim."
Jimin bir anda kolunu çekip deskten ayrıldı. Gidip Yoon için bir bardak viski doldurdu. Getirip önüne koydu ve diğer müşterilerle ilgilenmeye başladı. Yoon sinir olmuştu, elindeki viskiyi fondip yapıp deskin üzerine koydu.
"Viskim bitti."
Jimin bardağı alıp yeni bir viski doldurdu ve Yoon'un önüne koydu. Yoon Jimin'in bileğinden tutup çekti. Jimin sinirle Yoon'a baktı. Deske doğru eğilip fısıldadı.
"Bana bak sapık herif, cidden güvenliği çağırmamı istemiyorsan edebinle iç ve siktir ol git. Sana daha önce de aynısını söylemiştim."
"Jimin, herhangi biri benimle böyle konuşsa ölmüştü biliyor musun?"
"Ölmedim diye dua mı etmem gerekiyor tanrıya? Veya Suga'ya?"
Yoon sinirle dişlerini sıkmıştı ama avuçları içindeki narin bileği de sıktığının farkında değildi.
"Yoon, canımı acıtıyorsun! Bırak-"
"Benimle bi akşam yemeği."
"Ne? Bileğimi bırak, acıtıyorsun! Güvenliği çağıra-"
"Benimle bir akşam yemeği Park Jimin. Yarın akşam."
Jimin Yoon'un sinirden dönen gözlerine bakakalmıştı. Bileğini hala sıkıyordu. Kurtulmak için bir şey yapmak zorundaydı.
"Tamam lanet olasıca tamam! Bırak şimdi bileğimi!"
Yoon gülümsedi ama hala bileğini bırakmamıştı.
"Yanıma gel Jimin."
Bileğini geri bıraktı. Jimin viski bardağını doldurup geri bırakmıştı Yoon'un önüne. Ardından bardan çıkıp Yoon'un yanına ilerledi. Tabureye oturdu ama piste dönüktü, Yoon'a değil. Yoon deskin arkasından görmemişti ama yanına gelince kocaman gözlerle Jimin'e baktı.
Jimin'in üzerinde beyaz bir crop ve altında da kısa bir şort vardı. İnce beli ve güzel bacakları olduğu gibi meydandaydı. Üstelik sürdüğü vücut yağı yüzünden bacakları ışıl ışıl parlıyordu. Yoon kaşlarını çattı.
"Bu kumaşlar ne?"
"Ne kumaşı?"
"Bu üzerindeki kumaşları diyorum?"
"Pardon şekerim de, sana ne?"
Yoon durdu. Düşündü. Şu an için evet bir şey söylemesi saçma olurdu. Durup nefes aldı ve viskisinden bir yudum aldı. Etrafında ki herkes Jimin'e bakıyordu sanki ve bu durum sinirlerini bozuyordu.
"Yarın akşam yemek yiyeceğiz, tamam mı?"
"Hayır."
"Ne?! Az önce tamam dedin!"
"Beni bırak diye dedim, seninle yemek falan yemem."
"Jimin, beni delirtme!"
Jimin Yoon'a baktı. Ona doğru döndü ve dişlerinin arasından konuştu.
"Neden ben Yoongi? Neden özellikle ben?"
"Etkilendim senden. Bir yemeği çok görme bana. Bak, güzellikle teklif ediyorum. Lütfen benimle yarın akşam, akşam yemeğine çıkar mısın?"
Jimin alt dudağını ıslattı. Bu Yoon'u fena tahrik etmişti. Ardından Jimin ayağa kalktı.
"Pekala, yarın akşam yemeği yiyelim o zaman."
Yoon gülümseyerek viskisini fondip yaptı.
"Şimdi git, tamam mı?"
Yoon kafasını salladı. Ayağa kalktı ve içtiklerinin hesabını ödeyip bardan ayrıldı. Jimin Yoon'a sempati duymaya başlamıştı. Değişik bir adamdı ama denemeye de değerdi. Kıskanç tavırları da hoşuna gitmişti. Bakalım yemekte neler olacaktı.
YOU ARE READING
Yakışıklı Barmenim- YOONMİN
Fiksi RemajaYoon Jimin'i tutup duvarla arasına almış ve bir anda dudaklarına kapanmıştı. Alt dudağını dişlerinin arasına almış ve bir süre ezmişti. Jimin olayın şaşkınlığı ile hiçbir şey yapamamıştı. Bembeyaz teni alev alıyordu şimdi. Yoon Jimin'in belini kavra...