10

20 4 6
                                    

Jimin

Güzel günler ne zaman gelirdi? Ne zaman kötü olaylara sebep olmaktan vazgeçecektim? Neden her şeyin tek sorumlusu bendim? Ben cidden kıyamet miyim? O kadar kötü olabilir miyim? Benimle olanlar neden kötü şeyler yaşıyorlar?

Pencereden vuran ışık gözlerimi rahatsız ediyordu. Sertçe kurpıştırarak açtım gözlerimi. Boynumu çevirmemi engelleyen kocaman bir şey takılıydı. Fazlasıyla susamıştım, konuşmak bile çok zordu. Hastane yatağında yatıyordum. Burada neden olduğumu anlamak uzun zamanımı almamıştı. Kafamı biraz sağa çevirdiğimde koltuğun üzerinde uyuyan Yoongi ile karşılaştım. Bütün gece burada başımda mı beklemişti o? Veya ne kadar süredir buradaydık?

Gün yeni doğmuşa benziyordu. Odanın içi yeni yeni aydınlanıyordu. Yoon'un sol dirseği koltuğun kenarının üzerinde duruyordu ve eli de çenesinde uyumuştu. Tüm gece bana bakarak mı uyumuştu vu çocuk? Mafyadan bahsediyoruz. Anlaşılan mafya ve Yoongi aynı kişi değil. Yoongi bize yalan sıkıyor.

Kendi kendime gülerek biraz daha izledim onu. Boynumdaki boyunluk yüzünden dönemiyordum. Çok rahatsız ediciydi. Ayağa kalkmak istiyordum. Yoon uyansın da istemiyordum. Öyle güzel uyuyordu ki.

Biraz yan döndüm ve ona baktım. Bembeyaz yüzünde çizikler vardı. Hafif kabuk bağlamış çizikler. Aynı zamanda diğer kolunda da boynundan asılı bir kolluk vardı. Sol kaşının üzerinde bir bandaj vardı. Sağ elmacık kemiğinde de başka bir bandaj vardı. Bunlar benim yüzümden olmuştu. O direksiyonu tutup çevirmeye çalışmasam bunlar olmayacaktı. Hepsi ama hepsi benim yüzümden olmuştu.

Gözlerim bir anda doluverdi, nefeslerim kısılmaya başlamıştı. Derin derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Sanırım içimdeki sesler beni öldürmekte kararlıydı.

O zavallının bu hale gelmesinin sebebi sensin. Adam seni korumaya çalışıyordu, seni seviyor ve o serseriyi senin yanında gördüğünde deliye döndü. Sen ne yaptın, kaza! Yaşaman bile büyük bir utanç! Ölmeliydin Jimin, seninle beraber bizde ölmeliydik!

Haklıydı. Ölmeliydim. Az kalsın onun ölümüne sebep olacaktım. Kesinlikle ölmem lazımdı ama olmamıştı.

"Jimin!"

Hareketlilik hissettiğim anda dolan gözlerimi açmıştım. Yoongi uyanmıştı. Hemen ayağa kalkıp başıma dikildi. Yüzünde garip bir gülümseme vardı. Sanırım yaşadığım için tanrıya şükranlarını sunuyordu. Gülümsedim.

"Jimin, iyi misin? Bir şey ister misin?"

Kafamı salladım.

"Su."

"Hemen getiriyorum."

Karşıda mini bir buzdolabı vardı. Dolabı açıp içinden paket su çıkardı ve suyun kağıdını açtı. Kolundaki kolluğu çıkarıp attı ve elini sırtıma koyup beni hafifçe doğrulttu. Suyun yarısını içirdikten sonra beni geri yerime yatırdı. Oh be dünya varmış dedim resmen. Üzerime titriyordu.

"Doktoru çağıracağım."

Kafamı salladım. Yoongi doktoru çağırmaya gitti. Boynumdaki şeyin bir an önce çıkmasını istiyordum artık.

***

Aradan bir saat geçmişti. Doktor çıkışımıza izin vermişti. Çıkış işlemleri de hallolmuştu. Beraber hastaneden çıktığımızda hastanenin önünde bekleyen arabayı gördüm. Birlikte arabaya bindik. Şoför sürmeye başladığında Yoon'a döndüm.

"Nereye gidiyoruz?"

"Evime."

"Benim evime diyecektin herhalde, yanlış oldu."

"Evet, benim evime."

"Hayır yani Yoon, benim evime. Benim."

"Evet güzelim, benim evime. Birazdan da gelmil oluruz hatta."

"Yoongi, senin değil benim evime! Ben kendi evime gidecem. Anlıyor musun?!"

Anlamamazlıktan gelerek kafasını çevirdiğinde sinirlenmiştim. Elimi kapının açılma yerine koyup kapıyı açtığımda Yoon omuzlarımdan tutup bana bağırdı ve beni geri çekti.

"Manyak! Geçen gün bunu yaptığın için kaza geçirmedik mi?! Neden aynı şeyi tekrarlıyorsun?!! Sen de kilitle kapıyı!"

"Bağırma bana! O kaza sen asla beni dinlemediğin için oldu!"

"Hayır sen bana hep karşı gelmek zorunda olduğun için oldu! Ne var bir kez bana güvensen ve itiraz etmeyip yap dediğim şeyi yapsan?! Ha!"

Geriye çekilip kapının kolunu biraz daha zorladım ama kilitlenmişti. Bağırdım.

"Aç şu kapıyı! İstemiyorum seni anlıyor musun sevmiyorum seni! Aç kapıyı dedim!"

Araba durmuştu. Görünen o ki büyük bir villanın önündeydik. Yoongi arabadan indi ve kapıyı açtı.

"Şimdi inebilirsin."

Kollarımı önümde bağladım ve kafamı iki yana salladım.

"İnmeyecem."

"Allahım ne binmek bilir ne inmek ya! Delirecem ha!"

Beni tutup zorla arabadan çıkarmıştı. Ardından sırtına atıp eve doğru yürümeye başladığında sırtına vurarak bağırdım.

"İnmiyor- Yoon napıyorsun? Bırak beni Yoon! Allah'ın cezası indir beni! İndir diyorum sana! İndir beni Yoongi indir!"

____________________________________

Selam benim asklarimmm🥹🤍🎀

Yeni bölüm geldi düşüncelerrr=========>

Yakışıklı Barmenim- YOONMİNWhere stories live. Discover now