0.8

20 8 21
                                    

"Hadi toplayın burayı." Ela'nın söylenmesi ile Defne, Helin ve ben her ne kadar üşensekde oturduğumuz çimenlikden kalktık. Defne yerdeki çöpleri bir poşete toplarken Helin de Ela'ya yardım edib yerdeki örtüyü topluyordu. Öğlen saat 4 gibi buluşmuştuk. Saat şuan 10 olmalıydı. Bunca saat gezib, dedikodu yapmış, piknik de yapmıştık tabii.Baya da eğlendik. Ve hayret babam izin vermişdi. Galiba bu gün sevgilisi ile buluşacak o yüzden eve gece 3'de bile gele bilir.

İşime geliyor valla.

Defne çöp poşetlerinin bir kaçını bana doğru uzatınca götürdüm.

"Hadi biz çöpleri atalım"  kafamı olumlu anlamda sallayarak peşine takıldım. Görünüşü yüzünden yanında küçük kız çocuğu gibi kalıyordum. Kızıl saçları, mavi gözleri,  dolgun dudak, kusur gibi görülen fakat ona güzellik katan benleri...Boşuna zamanında okulun popüleri değildi. Parkdan çıkıb hemen önündeki çöp kutusuna poşetleri attıkdan sonra kızları beklemeye başladık.

Sohbet başlatmak adına  "Eee Bora ile nasıl gidiyor? Evlilik teklifi var mı kız? " diye sordum dirseğimle koluna vurarak. Gülümseyerek enerjik bir sesle  "Ay valla etti!" ellerini bir birine vurarak yerinde zıplamaya başladı enerjik bir şekilde.

"Oha! Ne zaman? nerde oldu?" aniden Ela ve Helin de bize doğru yaklaşırken buraya gelmeleri için yanıma çağırdım. İkiside bir birine anlamaz gözlerle bakıyordu. Hemen yanımıza geldiklerinde ise  Helin merakla "Noldu? Ne bu enerji?"

"Bora bizimkine evlenme teklifi etmiş." diyi verdim.

Ela ile aynı anda  "Ne!" diye bağırınca Defne araya girerek  "Bağırmayın lan. Millet duyuyor."  Ela göz devirirken Helin "Kız kabul ettin dimi? Çocuk falan? Düğün ne zaman?" soruları art arda sıralarıyordu. Elimi göğsümün üzerire koyarak dramatik bir şekilde "Şu gencecik yaşımda teyze oluyorum şaka gibi."

"Hala değil miydi lan o?" Defne'nin sorusu üzerine  "Ay her neyse işte."

"Kız nasıl etti nerede anlat hemen" Helin'nin öyle demesiyle Defne "Yolu geçelim hele bi anlatacağım"  hepimiz onayladık onu. Dördümüzde yolu geçtikden sonra Helin Ela'nın koluna girerek birlikteyken ben de Defne'nin sağında pür dikkat onu dinliyordum.

"Dün sizinle konuştukdan sonra Bora aniden dedi ki yurt dışı için bilet aldım.Aşağı inmemi bekliyormuş evimin önünde."

"Nereye bilet almış?" diye sordu Helin

"İspaniya."  diye yanıtladı Defne.

"Enişte itine bak hele en sevdiğin ülkeye hemde"  Defne söylediğime gülereken anlatmaya da devam ediyordu.

"Başkent Madired'e geldik sokağın ta ortasında durmuştuk. Ayakkabım çözülmüştü. Bağlamak için eğilmiştim, arkamı döndüğümde karşımda diz çöktüğünü gördüm."

"Ufak çaplı kalp krizi geçirdin kesin." Ela'nın dediğini onaylarken kabul ettiğinden bahs ediyordu. Onun hakkında konuşurken bile gözleri parıldıyordu. Gerçekten de aşıktı ona. Çocukluk akadaşım gözümün önünde evleniyor, onu adam gibi seven birini bulmuştu. Sadece ben değil diğerleride onun adına mutluydu. Hemde fazlasıyla.

Saat 10:45 ve sokakta pek fazla insan yoktu arkamızda bir takım erkek grubu vardı. Parka girdiğimizden beri hep gözüme çarpıyordular. Defne'yi dürterek "Kanka galiba takip ediliyoruz." diğer kızlar da duymuş ve şaşırmıştılar. Defne'ye çaktırmadan bak demiştim. Tabii o yerinde durdu önce sonra aniden arkasına dönüb çatık kaşlarla erkeklere dik dik bakmaya başladı.

"Defne yürek mi yedin? Hadi gidelim." dedi Ela korkuyla.Aramızda böyle durumlarda soğuk kanlı kalamayıb hemen korkan, naif kişiliği olan oydu.

Erkeklerden biri neden öyle baktığını sorunca Defne aşağıdan yukarı iğrenir bir ifadeyle süzüb önüne döndü göz devirerek. Elimle anlıma vurarak "Ya sen 'çaktırmadan bak'  diyilince nerenle anlıyorsun?" diye sorarken öte yandan arkama bakıyordum. Ve hala gitmemişlerdi. Diğerleride durumun farkındaydı.

Bir Kütüphane Meselesi |Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin