***"Başkomiserim şaka mı yapıyorsunuz?"
Volkan bıkkınlıkla burun kemerini sıkarken sıkıntıyla Kerem'e baktı. "Kerem sence elimden bir şey gelse burda mı dururum evladım?" derken gerginliğinin de etkisiyle sinirliydi.
"Savcı niye böyle bir şey yapıyor abi anlamadım ben"
Kollarını göğsünde toplamış masaya oturmak yerine onları ayakta dinleyen Emre İsmail'in sorusuyla omuz silkerek "Çünkü bizim canımızı yaktı." dedi.Semih'ee ve Arda'ya yaptıkları, Barış'ı ve Emre’nin sevgilisi Ezgjan' ı yaralaması. Kenan nerdeyse ekibin tamamına büyük zarar vermişti. Kerem'in yanında oturan Altay onu onaylamış "Meseleyi kişiselleştirmemizi istemiyor" diye eklemişti. Kerem sıkıntıyla şakaklarını ovuşturdu
"Ne olacak o zaman? Oturup hiçbir şey yapmadan iyi bir haber mi bekleyeceğiz?"
"Sen oturmaya devam et. Birileri temizlik yapıyor"
Talha'nın elinde iki fotoğrafla toplantı odasına girmesiyle masadaki herkesin bakışları ona döndü. Elindeki fotoğrafları masaya attı Talha. Biri hastanede biri hapishanede çekilmişti.
İlk fotoğrafta şişlendikten sonra henüz iyileşmediği için hala hastanede yatan Emre vardı. Ama artık canlı değildi. Hastane yatağında uzanmış üzerindeki gri tişört boğazından akan kanla kıpkırmızı olmuştu. Yüzü bembeyazdı. Boğazındaki kesikten kaynaklı göğsü ve beyaz yatak kanıyla kaplanmıştı.
Diğer fotoğraf hapishanedendi. Bir banyo kabininde duvara yaslanmış göğsünün ortasındaki bıçakla yere yığılmış bir beden vardı. Banyonun kirli fayansları kanla kaplanmıştı. Bu Fikret'ti.
Volkan çatık kaşlarla Emre’nin fotoğrafına uzanırken Talha boş sandalyelerden birine oturdu
"Biri Fikret'le tartışmış. Gece banyoda sıkıştırıp takmış bıçağı. Ne hikmetse Kenan kaçtıktan bir gün sonra. Emre’yi de sabah hemşireler bulmuş bu halde"
Elindeki fotoğrafa bakarken yutkundu esmer adam. Çenesini sıkarken sakin görünmeye çalışıyordu. Fotoğrafı tekrar masaya atıp ayağa kalktı.
"Savcı sizin işiniz değil dedi. Kenan meselesine karışmayacağız herkes kendi işine baksın"
O toplantı odasından çıkarken herkes sessizce çıkışını izledi. Emre’nin fotoğrafını gördükten sonra dağılan ifadesini hepsi fark etmiş ama kimse bu konuyla ilgili yorum yapmamıştı. Odanın kapısı tekrar açılıp çakma sarışın topallayarak içeriye adımladığında İsmail hızla "Alper" diyerek yerinden kalktı.
Hala eskisi gibi yürüyemeyen ama en azından artık değnek kullanmak zorunda olmayan Barış topalladığı için yavaş adımlarla onlara yaklaştı. İsmail gelip koluna girerek yürümesine yardımcı olurken "Niye geldin sen?" demişti. Barış'ın en yakın sandalyeye oturmasına yardım etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New file: Arfer
Random"Volkan başkomiser ondan izinsiz hareket ettiğimiz için sikecek bizi" *** Bu hikaye bir arfer kurgusudur