Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
"Kerem Aktürkoğlu?"
Kerem karşısındaki kıvırcığa çatık kaşlarla bakarken içerden Altay'ın "Kerem kimmiş o?" diyen sesini duymuştu. Sarışın kapıyı iyice açarken kapının arkasındaki elinde tuttuğu silah da açığa çıkmıştı.
Kapının sürekli çalması telaşlanmasına sebep olduğu için silahını da eline almıştı. Kafasıyla içeriyi işaret ettiğinde Ferdi sarışının elindeki silaha bir bakış atıp kapıdan geçti
"Kim olduğumu açıklamama gerek var mı?"
Arkasından kapıyı kapatan Kerem "Niye burda olduğunu da açıklarsan iyi olur" derken mutfağa ilerlemiş kıvırcığı da peşine takmıştı. Mutfak masasında çay içen Altay Ferdi'yi görünce kaşlarını çatarak yerinden kalktı. Ferdi kafasındaki şapkayı çıkarırken uzuna yandan bir bakış atmıştı
"Selamınaleyküm"
"Ne işin var lan senin burda?"
Şapkanın altında kabarmış olan saçlarına bir elini geçirirken açık mutfağın tam karşısında kalan televizyona bir bakış attı. Haberler açıktı.
"Ülkemize de sık sık gelen ünlü iş adamının son görüldüğü yer de Türkiye oldu sayın seyirciler. Polis şimdi heryerde Edin Dzeko'yu arıyor. Ayrıca işlerinin büyük bölümünü yöneten oğlu-"
Mutfak masasındaki sandalyelerden birini çekip otururken başıyla televizyonu işaret etmiş "Haber çabuk yayılıyor" demişti. Hala ayakta olan Altay'la Kerem'in arasında bir bakışma geçip aynı anda oturan kıvırcığa döndüler
"Sen mi yaptın?" diye sorarken televizyonu işaret etmişti Altay. Ferdi rahat bir tavırla omuz silkti
"Mesai saatleri dışında iş konuşmasak. Prensiplerime uymuyor"
Kollarını göğsünde toplamış olan Kerem "Niye burdasın?" dediğinde ona baktı kıvırcık
"Arda'ya ulaşamıyorum"
Duyduğu şeyle omuzları düşen sarışın kollarını göğsünden çözerken "Biz de" diye mırıldandı. İsmail dakikalar önce aramış Dzeko'nun ifşalandığını ama Arda'ya bir kaç saattir kimsenin ulaşamadığını söylemişti.
Semih zaten ortada yoktu. Sude'nin cenazesinden beri ulaşılamıyordu. İki gündür ona ulaşmak için çalışıyorlardı. Eve bir kaç saat uyumak ve yemek için gelmişlerdi ve birazdan çıkacaklardı.
Altay kalktığı sandalyeye tekrar çökerken "Sen istihbaratçı değil misin?" demişti "Sen nasıl bulamadın?"
Ferdi göz devirdi. "O iş o kadar kolay değil" derken elini sıkıntıyla saçlarına atıp karıştırmıştı. Şu an burda bile olmaması gerekiyorken MİT'ten kimseden yardım isteyemiyordu. Büyük bir mafya babasını yeni ifşalamışken böyle ortalarda dolanması bile amirlerinden çok fazla azar yemesi için yeterli bir sebepti
