Baştan uyarı veriyorum
Fic angst değil gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz_______________
Yazardan
Yazın sıcağıyla klimayı açıp arkadaşının oturduğu pufun yanındaki mavi pufa oturmuştu Hyunjin. Üzerinde siyah atlet ve dizine kadar şort olmasına rağmen eriyecekmiş gibi hissediyordu. Hoş, arkadaşı Minho'nun da kendisinden aşağı kalır yanı yoktu tabii.
Diğer yandan oyun konsolunu eline alarak saatlerdir oynadıkları oyuna devam etmek istemişti ancak Minho'nun, konsolunu bırakıp kendini puftan aşağı atmasıyla göz ucuyla ne yaptığını anlamaya çalışmamış değildi.
"Oğlum yanıyorum çok sıcak." Söylenerek yerde debelenirken Hyunjin'de onu onaylayarak arkadaşı gibi kedini yere bırakmıştı. Canları çok sıkılıyordu ancak bu sıcakta dışarı çıkmak için delirmiş olmaları gerekiyordu. Öte yandan ise evde takılmayı daha çok seviyorlardı dışarda gezmenin aksine.
"Limonata var mı?" Minho'nun sorusuyla kafasını iki yana sallayıp "sonunu sen içtin." Diyerek ilerdeki masanın üzerinde duran boş şişeyi gösterdi.
Oflayarak uzandığı yerde kollarını iki yana açtı, klimanın etkisini yeni yeni hissederken bacaklarını Hyunjin'in karnının üzerine uzatarak rahat bir pozisyon aldı. Hyunjin ise gözlerini tavana dikmiş, kendi hayal dünyasında düşüncelere dalmıştı. Sıkıntıdan yapacak başka bir şey mi vardı sanki?
"Mina teyze nerede kaldı? Daha bize kurabiye yapacaktı." Minho'nun mızmızlanmasına karşılık "bilmiyorum" dedi ve telefonuna uzanarak 2 saat önce evden çıkıp kayıplara karışan annesini aramaya koyuldu hızlıca.
"Efendim Hyunjin?" Arama yanıtlandığında hemen kulağına götürmüştü telefonu.
"Anne ne zaman geliyorsun? Minho kurabiye istiyormuş." Annesinin kıkırdaması kulağını doldururken hafif bir gülümsemeyle yattığı yerden oturur pozisyona geçmişti.
"Birkaç saate gelirim şu an bir arkadaşımın evindeyim. Yemeğinizi yediniz mi?"
"Yedik anne merak etme- he bu arada." Gözlerini odanın içinde gezdirerek dudaklarını birbirine bastırdı. Bunu ne zaman annesine söylese reddediliyordu çünkü.
"Ne var Hyunjin?"
"Anne bana kız bul." Annesinden ses gelmeyince bir süre bekledi ve konuşmaya devam etti.
"Vallaha bu gidişle evde kalacağım anne lütfen evlendir beni. Sabahtan akşama kadar bütün evin işlerini bana yaptırıyorsun eğer beni evlendirirsen gelininle beraber yaparsın. Lütfen anne, lütfen, lütfen, lütfen. Bak sen beni her reddettiğinde Minho benimle saatlerce dalga geçiyor. Sen çocuğunun alay konusu olmasını mı istiyorsun? Söylesene anne? Ya ben bekarlık zehirlenmesinden ölürsem o zaman üzülmez misin? Bir çocuğum vardı adı Hyunjin'di ama ben onu evlendiremedim demez misin ha? Hem be-"
"Bakarız Hyunjin."
"Sahiden mi!? Ben şimdi evleniyor muyum!?"
"Bakarız dedim Hyunjin. Saçmalamaların bittiyse kapatıyorum."
Telefonun yüzüne kapatılmasıyla sevinçle ayağa kalkması bir olmuştu Hyunjin'in. Heyecanla bir o tarafa bir bu tarafa koşuştururken Minho ise buruşturduğu yüzüyle kendinden geçen arkadaşını izliyordu. Doğduğuna bile bu kadar çok sevinmediğine yemin edebilirdi içtenlikle.
...
Telefonu oğlunun yüzüne kapatıp derin bir nefes alarak önüne gelen saçını kulağının arkasına taramıştı Bayan Hwang. Oğluyla konuşmasının neden bu kadar zor olduğunu anlamış değildi. Aslında hep 'beni evlendir' mevzusu açılınca böyle içi kararıyordu. Yoksa oğluyla konuşmayı, sarılıp siyah saçlarını okşamayı oldukça seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Erkekmiş / Hyunlix
Fanfiction"İnanmıyorum, erkek olamazsın sen. Bu güzellikte bir erkek olamaz." Adım adım ona yaklaşmış ve tam karşısında durmuştum. Bir anlığına aklıma birkaç saat önce onu öptüğüm kareler gezinirken çenesinden tuttum, bana bakmasını sağlayarak yüzünü yüzüme h...