Selaaam! Gecikmeli oldu birazcık ama buradayız yine de.
Bölüm şarkıları;
Sıla-Köşe Yastığı
Kolpa-Beni Aşka İnandır🌊
Çok acıma şahit olmuştur bu teras. İçimde halledemediğim bir çok şeye. Bazen hıçkırıklarıma, bazen sessiz sessiz ağlayışlarıma, bazen acımı yazarak dindirişime, bazen okuyarak acımdan uzaklaşışıma, içimde büyüyen urları resmedişime...
Gülüşüme şahit olduğunu pek hatırlamıyordum. Yalandansa bilmezdim. Ne de olsa, Berkay'ın dediği gibi, yalandan da olsa güzel gülerdim.
İnsanlara kendimi çok fazla kapattığım için mi çok arkadaşım yoktu, sorun bende miydi bilemezdim. Belirsizlikten herkes gibi nefret ederdim ve benim gibi biri için bir şey bilmemek canımı çok sıkıyordu.
Karşımdaki boş sandalyeye kaçamak bakışlar atıyordum. Bir de yazılarla dolu defterime.
Siyah kalemimi aldım parmaklarımın arasına. Yazdım. Yazabildiğim kadar, elim yorulana, parmaklarım sızlayana ve kalemimin mürekkebi bitene kadar yazdım.
Ne kadar umutlu olmaya çalışsam da bir şeyler yarım. İçimde halledemediğim, anlam veremediğim bir çok şey var. Yoruldum. Hemde o kadar yoruldum ki yanlış geldiğim bunca yolda ne geri dönebiliyorum ne de ilerleyebiliyorum. Sokaktayım. Evime varamıyorum. Mecalim yok. Benim artık bir evim bile yok. Kimsenin anladığı da yok.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Önümde bir yol yok. Çıkmaz sokaktayım. Öyle alelade bir sokak değil bu. Soğuk, basık, ıssız, kirli. Benden başka kimse beni buradan çıkarmayacak. Üşüyorum, temmuz sıcağında.
Herkese, her şeye yabancıyım. Onca yolu boşuna gelmiş gibiyim. Onca şeyi boşuna yapmış gibi. Yanlış yapmış gibi. Uzaklaşsam uzaklaşamıyorum, gitsem gidemiyorum. Ben bu koca evrenin içinde ufacık bir toz zerresi iken insanların yanında çok güçlüymüşüm, çok olgunmuşum gibi davranmak istemiyorum.
Etrafımdaki herkesin bana güvenmesini istiyorum ama ben daha tırnağımın ucu kadar güvenmiyorum kendime. Bir insan niye güvenmez ki kendine? Niye? Nerede yanlış yaptım? Hani nerede benim hatalarım? Gayet iyi ilerlemiyor muydun ben? Ne oldu?
Bir çok sorum var ama mecalim yok. Hesaplaşma diyorum kendime ama geçmişle, gelecekle ve bir çok şeyle hesaplaşmadan da yapamıyorum.
Bilmiyorum.
Öyle bir çıkmaz sokaktayım ki günlerdir. Boğuyor bu şehir beni. İlk defa beni boğuyor bu şehir. İnsanı nefesi boğar mı? Uçamıyorum. Bu çıkmaz sokaktan kaçmak için, çıkmak için uçamıyorum bile. Kırıldı kanatlarım. Bu kanatları onarmaya çalışan kimse yok. Gelmeyecek de. Kimsenin ne içimdeki yaraları saracağı var ne de kanatlarını onaracağı. Beni sadece ben onarabilirim ama bir nebze bile olsa gücüm yok. Sabrediyorum, sabretmeye çalışıyorum ama yok. Acıyor. Ben bunu bilir bunu söylerim. Yoruldum.
Her şeyin bu kadar yolunda iken bir anda tepetaklak oluşunu kabullenemiyorum. Belki de her şey bir anda tepetaklak olmamıştır. Sadece bir şeyler vardır ve ben her zamanki gibi körümdür. Gözlerimse yeni açılıyordur.
Her bitiş bir başlangıçtır ama benim başlangıçlarım o kadar uzak ki bana. Bilmiyorum ne olup bitecek.
Özür dilerim kendimden kendimi bu denli yorduğum, üzdüğüm ve değersizleştirdiğim için. Umursamaz olmadığım için özür dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEGONVİLLER AÇINCA
Dla nastolatków"Anne yazlığa ne zaman gideceğiz?" Topuklu terliklerinin sesini duymuştum annemin. Oturduğu koltuktan yanıma gelip beni sarmıştı. Dünya üzerinde bana bu kadar benzeyen bir insanın olması çok hoşuma gidiyordu. O zamandan beri ne zaman yazın geldiği...